KOMİSYON KONUŞMASI

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Bizim hem DEM PARTİ olarak vermiş olduğumuz bu maddeye ilişkin önergemizi, parti tutumumuzu ve aynı zamanda bizlerin de tutumunu net bir şekilde ortaya koymuştuk, birazdan okunacak zaten. Yine, Dilan Vekilim de çok açık bir şekilde parti tutumunuzu ifade etti ve ayrımcılığın nasıl uygulandığını katbekat anlattı.

Tabii, meseleye nereden bakacağımız da önemli. Mesele, burada Covid yani sağlıktan kaynaklı bir idari tasarruf yapılırken ayrımcılık yapılarak bazı suç tiplerinin kapsam dışında bırakılmış olması. Şimdi, burada ele alınması gereken denge, bu suçların adalet değerlendirilmesi noktasında, ceza, adalet sistemi noktasında bir değerlendirme, bir denge ortaya konulacaksa esas olan, bireyin bireye karşı olan suçunu affetmek midir ya da bireyin bireye karşı olan suçu noktasında devletin, iktidarın, yasa koyucunun bir idari tasarrufta bulunulması mıdır? Yoksa eğer bu idari tasarrufta bulunma hakkı, yetkisi varsa devlete karşı işlenmiş olan suçlar kapsamında mıdır? Şimdi, bu devlete karşı işlenmiş olan suçlar kapsamında Dilan Vekilim ayrıntılı söyledi ama hakikaten bugün cezaevlerinde, zindanlarda binlerce gazeteci var, binlerce üniversite öğrencisi var, siyasetçiler cezaevlerinde, sırf siyaset yaptığı için cezaevinde mahpus, esir tutuluyor. Şimdi, bu noktada eğer bir af yetkisi ya da bir idari tasarruf yapma yetkisi varsa -genel olarak söylüyorum bunu- böyle bir yetki varsa o zaman sen bunu bireyin bireye karşı işlemiş olduğu suçtan dolayı yerine getiremezsin. Buna yönelik olarak bu maddeyle verilmiş olan, 20'nci maddeyle verilmiş olan önergede iki yönlü bir yaklaşım vardı, biri düzeltildi. Verilmiş olan önergeyle önergeyle bireyin bireye karşı işlemiş olduğu, özellikle kadın cinayetleri noktasında ve yine aynı şekilde çocuk istismarları noktasında bir düzenlemeye gidildi. Bu önemliydi, bizim önergemizde de yer verdiğimiz ve özellikle altını çizdiğimiz bir husustu ama öbür tarafta devlete karşı işlenmiş suç altında gazetecinin, siyasetçinin, öğrencinin cezaevlerinde esir tutulduğu bir noktada acaba bu idari tasarruftan mahrum bırakma yetkisi var mı? Varsa bunu nasıl değerlendirmemiz gerekiyor? İşte, tam da bu noktada, Covid'le ilgili ilk düzenleme yapıldığı zaman, ilk hâlinde, açık söyleyelim, o idari tasarruf yapılırken resmen şu söylendi: "Kürt, hastalıktan ölsün, sorun değil." Resmen bu söylendi ama hakikaten yani mesele budur.

MUSTAFA ARSLAN (Tokat) - Çok yanlış, böyle bir ifade olabilir mi?

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Şimdi, bir düzenleme yapıyorsunuz...

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Çok yanlış.

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Ben sözümü bitireyim, cevap verirsiniz.

MUSTAFA ARSLAN (Tokat) - Sayın Vekilim, çok yanlış.

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Ben sözümü bitireyim Sayın Arslan, ben sözümü bitireyim.

Şimdi, Covid'le ilgili bir düzenleme yapıyorsunuz, bu noktada bir düzenleme yapıldığı zaman, o tarihte o düzenleme yapıldığı zaman bu düzenlemenin içerisine Kürt konulmuyor, siyasi suçlar kapsamında cezaevlerinde olanlar bu düzenlemenin kapsamı dışında tutuluyor.

FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - "Kürt" diye cezaevinde yatan mı var?

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Şimdi, biz bunları söylediğimiz zaman hemen buradan bir itiraz geliyor. Ne söyleniyor? Yani hakikaten bizim söylediğimize şu söyleniyor: "Kürt'e ayrımcılık mı yapılıyor?" deniliyor, hemen bir ajitasyona başlanıyor "Kürt'e ayrımcılık yok." deniyor.

FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Kürtlükten dolayı yatan var mı?

ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Bu son günlerde her yerde söyleniyor ama açık söyleyelim; var. Bu, Covid düzenlemesi ilk çıkarıldığı zaman da vardı, yine bu pakette de çok bariz bir şekilde kendini ortaya koyuyor. Yine, aynı şekilde, siyasi mahpusları dışarıda tutmaya yönelik bir düzenleme. Bireyin bireye karşı işlediği suçtan kaynaklı bir düzeltmeye gidiyoruz. O zaman devlete karşı işlenen bir suçta bir idari tasarrufta bulunursanız bundan neden siyasileri hariç tutuyorsunuz, bunun konuşulması gerekiyor. Bu öyle hani sadece işte "Burada bir sağlık hakkı var, bunu uygulayacağız, bu eşitsizliği gidereceğiz." diyorsa o zaman eşitsizliği, ayrımcılığı tamamen gidermemiz gerekiyor ve gerçekten öz eleştiri vererek de yaklaşmamız gerekiyor. Bu bir öz eleştiriye davettir. Öyle kuru çıkışlar yaparak, yükselişlerde bulunarak bu sorunu çözme durumu söz konusu değil, bir cesaret gösterilmesi lazım. Yani, burada "Kürt'e ayırımcılık yok." diyerek geçiştiremeyiz. Gerçekten bir ayrımcılık var, gerçekten o ayrımcılık bu yasa ilk çıktığı zaman da vardı, yine devam ettiriliyor. Örgütlü suçlar kapsamında, devlete yönelmiş olan, devlete karşı işlenmiş olan suçlar kapsamında bir idari tasarrufta bulunuyorsanız bunun herkese eşit bir şekilde uygulanması gerekiyor ve gerçekten de eğer samimiysek o zaman bu cesareti gösterelim. İşte o zaman da Kürt halkının fikir dünyasından içeriye girebilelim. O zaman kabul görmeye başlanır. Bu her birimiz için gerçekten de altın bir kuraldır ve net olarak söylüyoruz; burada, bu yasa teklifinde 27'nci maddede teklif edilen yine aynı şekilde ayırımcılığı çok bariz bir şekilde ortaya koymuştur. Bu ayrımcılık giderilmelidir. Ayrımcılık giderilmediği sürece de hakikaten Covid'te ilk başta, ilk çıkarıldığı zamandaki amaç tekrar devam ettirilmiş olacaktır. Bu noktada önergemizde de -Dilan Vekilimizin söylediğini de ben tekrarlıyorum- bu noktada bu ayrımcılığı giderecek bir tutumun ortaya konulması gerektiğini ısrarla altını çizerek belirtiyorum.

Teşekkür ediyorum.