| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .12.2025 |
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Tabii, bu maddedeki düzenlemeyi Sayın Bülbül de uzun uzun anlattı. Aslında, bizim de dün itibarıyla buna ilişkin uzun bir hazırlığımız vardı ama dün TCK 158 üzerinden yaptığımız tartışma sonrasında bu maddenin de sanırım 158'den kaynaklı o mağduriyetlerin önüne geçmek için yapılan bir düzenleme olduğunu görüyoruz. Buradaki niyet elbette iyi niyetli bir yaklaşım, önemli bir niyettir ama bu yapılırken hakikaten de farklı sorunlara sebep oluyor. İşte, birincisi, en başta Sayın Bülbül'ün de söylediği gibi yargı yetkisinin özel şirketlere devredilmesinden söz ediyoruz yani bir yargı yetkisi bankalara devredilecek. Bankalar burada işte, sözü edildiği şekilde bir durum tespit edildiğinde savcıya başvuru yapmadan, mahkemeye başvuru yapmadan alıkoyma işlemini ya da işte askıya alma işlemini gerçekleştirecek, burada resmen bir mahkeme gibi davranacak. Yani savcıların bile ciddi manada sorunlu yaklaştığı, şüpheyle yaklaştığı, üzerine tartışarak yaklaştığı bir durumda burada bankaya hakikaten bir yargılama yetkisi verilmiş oluyor. Dolayısıyla burada Anayasa’nın güvence altına almış olduğu mülkiyet hakkı, hukuki güvenlik ilkesi bunlar tamamen ihlal edilmiş olacak. Bu maddenin hele hele günümüzde finans çağını yaşıyor olmamız da dikkate alındığında bu maddenin çok hassas bir şekilde, ince bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Anayasa’nın 35'inci maddesindeki hakkın korunması gerekiyor. Yani bir yurttaşın hesabının askıya alınması, kendi parasına erişememesi gibi düzenlemeler gerçekten de hassas bir şekilde düzenlenmeli, titiz ve hukuki güvencelerle çevrili olmak zorundadır. Aksi hâlde işte birkaç saatlik bir askıya alma bile telafisi imkânsız zararlara ve mülkiyet hakkının ağır ihlaline yol açacaktır.
Yine, makul şüphe gibi soruşturma makamlarının bile yorumlamakta zorlandığı, son derece muğlak ve subjektif bir kavramı bankaların, ödeme kuruluşlarının, kripto borsalarının keyfî yetkisine bırakmış olacağız. Yani ölçülülük ilkesi, öngörülebilirlik ilkesi, hukuki güvenlik ilkesi bu maddeyle tamamen zayıflatılmış olacak ve uygulamada da pratikte mesela birkaç örnek verecek olursak, bankanın bu hesabı askıya almasıyla birlikte ne gibi sorunlar yaşanabilir? Mesela, hesap sahibinin borsacı olduğunu varsayacak olursak birçok fırsatı kaçırıyor olabilir ya da kiracı olduğunu varsayalım, kirasını ödeyecek ama hesabı askıya alındığı için kirasını ödeyemeyecek ya da borçlu olduğunu düşünelim, borcunun son günü ama hesabı askıya alındığı için temerrüde düşme gibi bir durum söz konusu olacak ve tüm bunların sonunda baktığımız zaman, bunun sonunda yani doğabilecek mağduriyetlerden kaynaklı kimin sorumlu olacağına dair de herhangi bir düzenleme de yok bu yapılan düzenlemede yani oluşabilecek zararı kim karşılayacak buna dair de bir açıklık yok, bir belirlilik yok. Yani bu kanun teklifi açıkça bir derin boşluk oluşturuyor. Elbette bu TCK 158 anlamındaki mağduriyetleri giderme adına yapılan bir düzenlemedir ama bu yapılırken yargı yetkisini yargı makamlarının haricinde özel bir şirkete, bir bankaya devretme hakikaten yani artık nasıl izah edilir, onu konuşmak lazım, yargı yetkisinin bir şirkete bırakılmasını. Yani burada resmen bir önce cezalandır, sonra yargıla mantığıyla karşı karşıya kalıyoruz. Dolayısıyla buradaki niyet her ne kadar 158'e yönelik bir niyet olsa da buradaki yargı yetkisinin özel şirkete devredilmiş olması, sorumsuzluk meselesi, mülkiyet hakkının ihlal ediliyor olması ve diğer yandan güvenlik ilkesini de hukuki güvenlik ilkesini de zedeliyor olmasından kaynaklı olarak hassas, ince, titiz bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, bu aşamada teklifin çekilerek TCK 158'de yapılması planlanan herhangi bir şey varsa birlikte ele alınmasını ya da yargı yetkisinin farklı şirketlere, özel şirketlere devredilmeden, keyfîliğe fırsat vermeyecek şekilde, sorumluluğu da açıkça ortaya koyan bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
Teşekkür ederim.