KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli üyeler; Komisyon çalışmalarımızın sağlıklı ilerleyebilmesi için kimseyi kısıtlamak değil, görüşmelerin bir düzen içerisinde yürütülmesiydi hepimizin muradı. Sizin bu konuda yaptığınız usule ilişkin açıklamalara sonuna kadar katılıyoruz, gerçekten çok kıymetli bir yaklaşımdı. Ancak, verimlilik ve eşitlik ilkesine uygun yürütülmesi gerekiyor. Her üyeye söz hakkı tanımak, hiçbir görüşü dışarıda bırakmamak da vazifemiz ancak usulsüz müdahaleler, sataşmalar ve Komisyonun insicamını bozacak, konuyu mecrasından çıkaracak konuşmalara da müsaade etmemek gerekiyor; az önce şahit olduğumuz gibi.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Şengül Hanım, Nurettin Bey'den bahsediyorsunuz değil mi yani?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Konumuzla uzaktan yakından ilgisi olmayan, bu çatının mehabetine ve kardeşlik, kardeşlik hukukumuza asla yakışmayan talihsiz ifadeleri esefle dinledim. Bence benim bu tepkime her biriniz de katılıyorsunuzdur. Burada dile getirilen etnik kökene dayalı ayırımcılık iftirasını elimizin tersiyle itmeliyiz. Bu çirkin yaklaşımı reddediyorum. Hakkın ve suçlunun etnik kökeni olmaz, mağdurun da etnik kökeni olmaz. Adaletin dili, dini, ırkı yoktur, adaletin tek bir terazisi vardır. Bizim siyaset anlayışımızda 780 bin küsur kilometre vatan toprağının her bir ferdi birdir, eşittir ve başımızın tacıdır. Bizi ayrıştırmaya çalışanları bu çalışmalarımızı gölgelemeye çalışanları vicdanına havale ediyorum, bu dili de kınıyorum. Biz işimize yani adaleti tahkim etmeye, bakmaya devam etmeliyiz. Türkiye'de etnik kimlik üzerinden ayrımcılık yapıldığı iddiası özellikle AK PARTİ iktidarının yirmi yılına bakıldığında zaten gerçekle bağdaşmaz. Hele hele çözüm aradığımız, kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmek için inanılmaz bir çaba gösterdiğimiz bu dönemde olmaması gereken bir çıkış ve yaklaşımdı. Tam tersine, yüz yıllardır biriken, ön yargıları kırmaya çalışan, devletin askeriyeden bürokrasiye kadar tüm kademelerinde Kürt-Türk ayrımını anlamsızlaştıran siyasi bir iradeyi biz ortaya koyduk, şimdi bunu mu yapacağız? Bugün generallerden bakanlara, valilerden üst düzey bürokratlara kadar herkes aynı eşit yurttaşlık bilinciyle göreve geliyor. Bizim odağımız kimlik değil, vatandaşın onuru, hakkı ve hukuku. Dolayısıyla "ayrımcılık yapıyor" diye bizi ve toplumu germeye çalışan yaklaşımlar hem sahadaki gerçeklere hem de ülkemizin birlikte yaşama kültürüne ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirme için yapılan çabalara, atılan adımlara haksızlıktır. Bu milletin evlatlarını etnik köken üzerinden etiketlemeye, hapsetmeye uğraşmak yerine öz güvenli bir ortak kimliğin parçası olmayı gören yaklaşım her birimizin asli vazifesidir. Bugün Türkiye'nin başarısı bir arada, eşit ve omuz omuza yürümekten ortaya çıkmıştır. Milletimizin sinesinde ayrılık gayrılık tohumu atmaya, aramıza nifak sokmaya çalışmak da beyhude bir çabadır. Bu toprakların mayası sağlamdır. Kim nifak tohumları ekmeye çalışırsa çalışsın biz insanımızın gönlünde asla bunun yeşermeyeceğine inanıyoruz. Bunun bir kez daha bilinmesi gerekir.