| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .12.2025 |
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkanım, tekrar teşekkür ediyorum.
Öncelikle hem Komisyon üyelerimizi hem biraz önce her ne kadar kanun teklifi sahipleri Barolar Birliği Başkanımızın katkılarından dolayı teşekkürü unuttularsa da bizler, hepimiz birer baro mensubu olarak bu kanuna çok önemli katkılar sunmuşlar; ön bilgilendirme toplantısında kamu erkinin temsilcileri bunu ifade etti. Biz ona da katkılarından dolayı teşekkür ederek söze başlamak istiyorum.
Sayın Başkanım, şimdi, İç Tüzük'ümüz son derece açık, biz bu kanun teklifini yaklaşık iki yıl önce vermişiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından bu kanun teklifimiz 22/10/2024 tarihinde Komisyonumuza havale edilmiş. Komisyonumuza havale edilen kanun teklifinin görüşülmesi konusunda karar merci hiç şüphesiz ki Komisyon Başkanlığı. "Komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve salonlarında toplanırlar." 35'inci madde son derece açık.
Şimdi, Meclis Başkanlığı bu teklifi size havale etti, kırk beş gün içerisinde herhangi bir değerlendirme yapmadınız ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri yapmış olduğumuz kanun teklifi iade edildi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına da biz bir dilekçe verdik ve dedik ki: Bunu Genel Kurul gündemine taşıyalım ve Genel Kurul gündeminde görüşelim istedik sizin geri iadeniz sonrasında ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu Genel Kurul gündemine indirmedi. Doğal olarak bu kanun teklifi şu anda Komisyon Başkanlığınızda. Komisyon Başkanlığınıza vermiş olduğumuz kanun teklifini biz arkadaşlarımızla dinledik, son derece değerli, kıymetli iki imza sahibinin 27'nci maddede düzenlemiş olduğu kanun teklifiyle hemen hemen bire bir aynı olan bir teklif... Bakınız, bu teklifin içeriğinde 50 tane arkadaşımız yanına imza koymuş, bu kanunu şereflendirmiş. Biz de bu iki sevimli adamın yanında üçüncü bir isim olarak kanun teklif olarak adımız yazılsa siz ne kaybedersiniz, iktidarın neyi eksilir? Hiçbir şey eksilmez. Adalet Komisyonu Başkanlığının bugünkü toplantısının gündeminde (2/3393) esas numaralı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi yer almakta arkadaşlar. Ben bunu oturum başlamadan önce Başkanlığa sundum çünkü görüyorum ki bu kanun teklifleri bazen komisyonlarda buharlaşıyor, arkadaşlarımız unutabiliyor. O yüzden Komisyon toplanmadan önce Başkanlığa hitaben yazdım ve dedim ki: "Arkadaş, benzer nitelikte kanun teklifim var." Zatıalinize de daha önceki aşamalarda -usulünüze yönetim tarzınıza, hepsine saygımız var- bu kanun teklifini de hatırlatmıştım, "Başkanım, size de gönderiyorum. Bu gerçekten bir eşitsizlik ihtiva ediyor, kamusal bir soruna dönüştü. Gelin, Meclisin bu hatalı işlemini, bu ayıbını hep birlikte kapatalım iktidarı muhalefeti demeden ve bizler de destek verelim." dedik ve bu yönde açıklamalarımızı da hem parti Genel Başkanımızın grup toplantısında yapmış olduğu konuşmada hem de dün sizinle yapmış olduğumuz dar bilgilendirme toplantısında ifade ettim. Zaman zaman biz muhalefet olarak itiraz edeceğiz ama asıl güzel olan, buradan bu kanunları iktidarıyla muhalefetiyle ortaklaşa çıkarabilirsek Komisyondan, Genel Kurulda hep birlikte kanunlaştırabilirsek o takdirde, millet iradesinin tecelligâhı olan Parlamentonun o yücelik sıfatı işte, değerli Başkanım, o zaman kazanır. Yoksa iktidar sayısal gücüne oranla "Ben yaptım oldu." zihniyetiyle gelen kanun tekliflerinin noktasına virgülüne dokunulmaksızın buradan geçirmeye çalışırsa bu sağlıklı bir yasama faaliyeti olmaz.
O yüzden, değerli Başkanım, Komisyon tarafından gündeme alınan kanun teklifinin içeriğiyle aynı konuda, aynı kanunun aynı maddesinde değişiklik öngören ve daha önce sunulmuş bulunan kanun teklifinin bugünkü gündeme dâhil edilmemesi, muhalefet milletvekillerinin yasama faaliyetlerine katkı sunma imkânının sınırlandığı, görmezden gelindiği ve vermek istedikleri katkılara ihtiyaç duyulmadığı anlamına gelmektedir. Aynı mahiyette daha önce verilmiş bir kanun teklifi mevcutken Komisyon tarafından her iki teklifin birlikte ele alınması, değerlendirilmesi ve buna göre karar verilmesi yasama sürecinin bir gereğidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü de yasama sürecinin kaliteli, katılımcı yürütülmesi için buna imkân vermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün "Komisyonların yetkisi, toplantı yeri ve zamanı" başlıklı 35'inci maddesinin birinci fıkrasıyla komisyonların kendilerine havale edilen kanun tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilecekleri, birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu doğrultuda, İç Tüzük'ün "Komisyonların toplantıya çağrılması" başlıklı 26'ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Komisyon gündemine hâkimdir, üyeleri tarafından gündeme alınması teklif edilen işler hakkında karar verir." hükmü uyarınca komisyon gündemindeki kanun teklifinde yer alan düzenlemeyle aynı mahiyetteki (2/2629) esas numaralı Kanun Teklifi'nin Komisyon gündemine alınmasını, gündemdeki kanun teklifiyle birleştirilerek görüşülmesini talep ettiğim hususların Komisyonun takdirine sunulmasını arz ve teklif ediyorum.
Deminki itirazım da şuna yönelikti kıymetli Başkanım: Bu İç Tüzük'ü biz hazırlıyoruz, Parlamentoda yasama faaliyetini yapan milletvekilleri hazırlıyor. Siz bana Anayasa'ya uygunluğun incelenmesinin birleştirmeden önce geleceğini ifade ettiniz ve yasama uzman arkadaşlarımız da "Usulümüz bu efendim, bütün komisyonlarda buna uygun hareket ediyoruz." gibi bir açıklama yaptı. Arkadaşlar, bu kanunun metnini hazırlayanlar bizleriz ve tadadi olarak sıralanmış. Dikkat ederseniz, öncelikle komisyonların gündemiyle alakalı 35'inci maddede, komisyonların yetkisi, toplantı yeri ve zamanı; 38'inci maddede ise Anayasa'ya aykırılık ifade edilmiş. Dolayısıyla, 35'inci maddede önce birleştirilip birleştirilmeyeceğine, ayrışma yapılıp yapılmayacağına karar verilmeli, ondan sonra da Anayasa'ya aykırılık hususu oylamaya sunulmalıdır, bu yönde itirazımızı ifade ettik. Bu uygulama yanlış bir uygulamadır. Diğer komisyonlarda da benzer uygulama yapıyorlarsa arkadaşlarımız yanlışta ısrar ediyorlar. Öncelikle, bizim konumuz, kanun teklifimiz birleştirilmedikten sonraki süreç içerisinde Anayasa'ya aykırılığı dinleyip dinlememek, ona yönelik itirazda bulunup bulunmamak sonraki aşamanın bir işidir. O nedenle, bir kez daha buradan ifade ediyorum. Elbette ki kanunun geneli üzerinde çok olumlu maddeler var, bunu özellikle ifade ediyorum, pek çoğunda da katkı sunacağız ve destek de vereceğiz, bu konuda da hiçbir tereddüt yok. Ancak, burada biz geneli üzerinde konuşmadan bu esasa ilişkin bir ilki Adalet Komisyonunda gerçekleştirelim. Hemen hemen birbiriyle aynı olan bir kanun teklifini bugün arkadaşlarımızın emek vererek hazırlamış olduğu bu kanun teklifinin içerisine dercettirelim ve onunla birlikte 27'nci madde geldiğinde eksik bir tarafı tamamlayalım, fazlası varsa çıkartalım ama bu Komisyonda olgunlaştıralım her şeyi Genel Kurula havale etmeyelim, her şeyi de dışarıda hazır bir vaziyette Komisyonun huzuruna getirmeyelim.
Bir diğer husus, özellikle bunu ifade etmem lazım: Siz, bir akademisyen Komisyon Başkanısınız. Özellikle kanun teklifini inceleyen arkadaşlarımız imza sahiplerini görünce dediler ki: Her iki isme de lütfen bu talebimizi iletin çünkü gerekçenin başlangıcındaki cümlelerin tamamını bir tezden alınma olarak ifade ettiler. "İnsanların birlikte yaşamaya başladıkları ilk çağlardan itibaren oluşmaya başlayan adalet kavramı sosyal ve ekonomik ilişkilerin yoğunlaşmasıyla giderek önem kazanmış ve artık çağımızda bir amaç durumuna gelmiştir." Bu, arkadaşımızın bir tezi ve kitabının bir özetiymiş. Ben de: "Ne güzel, seni takdir etmişler ve cümlelerini almışlar. Sadece tırnak içinde dememişler, nereden alındığını da ifade etmemişler genel gerekçede. Ben bunu Komisyonda mutlaka dillendireceğim, arkadaşlarımızın da bir ön yargısı olmadığını da ifade edeceğim." dedim. Bu, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde bir hocamızın tezinden alınmış cümleymiş, bu hususu da ifade edeyim.
Talebimin Komisyon tarafından kabul göreceğine inancımın tam olduğunu ifade ederek oylama aşamasına geçilmesini diliyorum.
Teşekkür ediyorum.