| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakan ve bürokratlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Tüm bütçe sunumlarında aynı tabloyu izliyoruz; her bakan çıkıyor ve her şey iyi gidiyor, her bakanlık görevini mükemmel yapıyor, hiçbir sorunumuz yok, hiçbir hata yok, hedeflere ulaşılmış, sanki biz başka bir ülkede yaşıyoruz tablosunu izliyoruz. Açıkçası, kendi kendinizi kandıran bir tablo sunuyorsunuz Sayın Bakan ama artık hiç kimse inanmıyor, her "En kötüsü geride kaldı." dediğinizde daha kötüsünü bekler hâle geldik. Tablolardaki verilerin doğruluğu da nasıl hesaplandığı da anlaşılır değil, güvenilir hiç değil çünkü TÜİK'in güvenilirliği de açıkçası kalmadı; açıkladığı rakamlar ile halkın yaşadığı enflasyon arasındaki uçurum bunun en büyük nedenidir. Bugün ekonomiyi, işçiye, esnafa, sanayiciye sorduğumuzda "kötü" demiyorlar, "çok kötü" diyorlar Sayın Bakan. Bilmem, siz sokakta geziyor musunuz, soruyor musunuz, "Yaptığımız işi beğeniyor musunuz?" diye halka sorduğunuzda ne cevap alıyorsunuz merak ediyorum. 200 lira çıktığında, 2009'da 200 lira çıktığında o gün 15 kilo kuzu eti alınıyordu, şimdi 200 gram kuzu eti bile alınamıyor Sayın Bakan. 200 liralık banknotun değeri pul kadar kalmış, yeni banknotlar hâlâ gündemde mi, gündemde değil mi merak ediyoruz çünkü 2 deste para verince millet çok para aldım sansın diye mi çıkarmıyorsunuz, açıkçası merak ediyorum. 1 deste Amerikan doları, 21 deste 200'lük; 1 deste 200'lük euro, 50 deste 200'lük Türk lirası yapıyor. Basma maliyetine yazık, 1 liranın basım maliyeti değerinin üzerinde. Dolayısıyla, bugün 5.000 liralık bir banknot bile tedavüle girse 2009'daki 200 liranın değeri etmiyor. Yani yeni banknotlarla ilgili bir plan var mıdır, onu sormak istiyorum.
Siz diyorsunuz ki "Vergide adalet artıyor." Nerede o adalet? Adalet sadece yazılarda kaldı, adalet partinizin adında var ama hayatın hiçbir yerinde maalesef yok. Vergi oranlarını artırıyorsunuz ama vatandaşın, yaşamak için harcayacağı para yok, onun hesabını yapıyor. Bütçeye bakıyorsunuz, bütçede sadece gelir kalemleri nelerdir, bu gelir kalemlerini nasıl daha fazla artırabilirsiniz bakış açısını görüyoruz. Kazancı artıralım yerine millet fakirleşirken devlet daha fazla vergi alsın, zenginleşsin derdindesiniz gibi.
Yirmi üç yıldır kayıt dışıyla ilgili ne yaptığınızı merak ediyoruz. Bugün bize kayıt dışı anlatıyorsunuz; harç pulu artmış, "ÖTV'yi artıralım, harç pulunu artıralım." belki yarın "KDV'yi nasıl artırabiliriz?"i konuşacaksınız. Yurt dışı çıkış harç pulunun kaç kat arttığı ortada. Dolayısıyla, milleti dolaylı vergilerle, bugün getirdiğiniz ek harçlarla tabiri caizse haraca bağladınız. Yirmi üç yıl sonra aklınıza gelmiş, "Yat sahiplerinden yüzde 8 ÖTV alalım." diyorsunuz ama arabası olmayan memur, işçi araba almaya geldiğinde en az yüzde 80 ÖTV ödüyor yani size göre yat ihtiyaç, araba lüks; sizin vergi adaletinizde. Dolayısıyla, "ÖTV'yi artırmayacağız." dediniz, ÖTV'nin tüm kalemleri arttı, özellikle araçlarda. Eğer adalet buysa, kalkınma buysa diyecek bir şeyimiz yok.
Merkez Bankasının döviz rezervi artışlarında özellikle Mayıs 2023 ve 2025 Eylül kıyaslamalarında, 2023 Mayısında onsun 1.990 dolardan 2025 Eylülünde 4.000 dolara çıkması yani altın rezervi üzerinden 40 milyar dolarlık artışı sanki kasaya para koymuşuz da rezerv artmış gibi anlatıyorsunuz.
Zor günler yaşayan esnafın, sanayicinin üzerine sıkı denetim ve artan vergiyle gitmek ekonomi yönetimi değil, bizce çaresizliktir. Üstelik yapay zekânın, yüksek teknolojinin ekonomiyi dönüştürdüğü çağda bu bütçede yapay zekânın yaratacağı ekonomik dönüşümün vizyonunu da göremedik.
Dolayısıyla, gerçekler üzerinden konuşmak lazım, sorunları doğru tespit etmek lazım, 85 milyonun hakkının sorumluluğuyla hazırlanmak lazım yoksa bu vebal, bu hesap ne bu dünyada ne de ahirette verilebilecek bir hesap değildir.
Özellikle kamu çalışanlarının maaşlarındaki artışa da değinmek istiyorum. 2025'in ilk altı ayında yüzde 6 zam yaptınız, enflasyon yüzde 16,67 oldu. İkinci yarı da öyle, yüzde 5 zam, yine aynı oranda enflasyon çıkacak. Özellikle devlete hizmet eden memurun alın terinin bütçe açıklarını kapatmak için küçültülmesini görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - En basiti, kamu mühendislerinin 2016 yılında maaşları hâkim savcı maaşlarıyla neredeyse aynıyken, bugün kamu mühendislerinin maaşlarının durumu da ortada. Bunları da dikkate almanız ve yol arkadaşlarınızı yolda bırakmamanız lazım.