| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ederim.
Salonda bulunan herkesi ben de saygıyla selamlıyorum.
"Bu bütçe AKP'nin...
ENGİN ALTAY (İstanbul) - AK PARTİ, AK PARTİ(!)
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...diğer bütçeleri gibi gerçeklikten kopuk bir bütçe. Sosyal adaletten uzak, garibandan alıp transferi sermayeye yapan bütçe." gibi...
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Ağzına sağlık, ne güzel söylüyorsun.
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...daha önceki bütçelerimizi de içine alarak bu bütçeyle beraber birtakım eleştiriler duyduk biz bugün muhalefetten, daha önceki yıllarda da duymuştuk. Bilinçli bir şekilde "Taraflı bir bütçe, sermayeden yana bir bütçe." gibi eleştiriler oldu. Arkadaşlar hangi verilerden hareketle bunları yaptılar bilmiyorum hem bu bütçe için hem geçmiş bütçeler için ama kasım ayındayız, iktidara gelişimizin bir yıl dönümündeyiz. AK PARTİ kimsesizlerin kimsesi, sessiz milyonların sesi olma iddiasıyla kurulmuş, iktidara yürümüş ve yirmi üç yıllık iktidarında toplumun bütün kesimlerine, bütün fertlerine hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını ortadan kaldırma iddiasıyla, hiçbir meseleyi bir diğerine tercih etmeden -geçmiş günlerde burada konuşuldu- "Üniversite yapacağınıza kreş yapın." gibi değil üniversiteyi de kreşi de önemseyerek, memleketin her ihtiyacını; kadınların, gençlerin, yaşlıların, engellilerin, müteşebbislerin, çalışanların, fakültelerin, akademilerin, enstitülerin kimin neye ihtiyacı varsa hepsini önemseyerek hepsini kalkındırmaya, ayağa kaldırmaya çalışmış ve bunu sonsuz şükürler olsun, yaptığı bütçelerle ve uygulamalarla başarmış bir iktidardır. Evet, bilinçli ve taraflı bir bütçe, milletin tamamını kapsayan bir hissiyatın bütçesi, daha dezavantajlı olanların korunduğu, millet adına aşılması gereken duvarları aşma iddiasıyla ortaya atılanları destekleyen, teşvik eden, onlara omuz veren, hasılı bütün memleket için kazanım üretmeye çalışan, zorlukları aşmaya çalışan bütçe.
"Bütçe, halkın hayatını kolaylaştıracak, yükünü hafifletecek bir bütçe olmalı." denildi. Evet, doğru. Nitekim öyle de yani tarımsal üretimden çiftçiye yapılan desteklere kadar, sosyal yardımların bütçe içerisindeki paylarının artırılmasına kadar, esnafa, esnafın aldığı kredi faizlerinin karşılanmasından tutun da -büyük oranda- sosyal güvenlik sistemine doğru işlesin diye yapılan transferlere kadar, evet, hepsi halkın hayatını kolaylaştıracak, yükünü hafifletecek argümanların içerisinde olduğu, konut sahibi olunmasını imkân ve mümkün kılmaya çalışan, kırsal kalkınmayı ve o projeleri destekleyen, bir yandan teknolojik ürün üretmek isteyenleri destekleyen ve kadının eğitimini, istihdamını, engelliyi, yaşlıyı, dediğim gibi, toplumun bütün kesimlerini, bütün fertlerini destekleyen bir bütçe.
Şimdi, "Vergiler çok yüksek, çok yüksek." denildi. Sayın Bakan konuşmasında ifade etti, Sayın Kalaycı konuşmasında altını çizdi, OECD ülkeleri arasındaki sıramızdan bahsedildi burada. Hakeza, gelir ve kazançlar üzerinden vergi yükünde dünyada nerede olduğumuz, OECD ülkeleri arasında, Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde nerede olduğumuz söylendi ve yine, sürekli üzerinde durduğunuz KDV oranlarında da yüzde 15,3'lük ortalama KDV'mizle dünyada, Avrupa Birliği ülkeleri arasında ve OECD ülkeleri arasında nerede olduğumuz bugün açıkça ortaya konuldu. Hepsinde, kıyas edildiğimiz ülkelerde yükü en az olan ülkeyiz, hatta bazı konularda OECD ortalamaları bizim oranlarımızın 3 katı büyüklüğünde, 3 katı yüksekliğinde.
"Kayıt dışılıkla mücadele etmiyorsunuz. Vergi vermesi gerekenler vergi vermiyor, göz yumuyorsunuz. Vergi incelemeleri yapmıyorsunuz." deniliyor. Bakın, arkadaşlar, vergi incelemeleri yapmak için sahaya çıkılıyor, geliyorsunuz "Esnafa şöyle yapılıyor, insanlara böyle yapılıyor." Evet, bize de şikâyetler geliyor, bize de şikâyetler geliyor sahadan biz de insanlarla konuştuğumuzda ama denetimi yapmanın, o denetimi yaparak gelirleri artırmanın da bir denenmesi lazım ve bizi kayıt dışılıkla mücadele etmemekle suçluyorsunuz. Arkadaşlar, bakın, bu denetimlerle ne olmuş? Sayın Bakan konuşmasında bahsetti. Vergi incelemelerinde ve saha denetimlerinde 50 bin mükellef incelenmiş ve önerilen vergi ceza tutarı mükellef başı yaklaşık 4,5 milyon lira. 83 bin izahata davet işlemi yapılmış, 6 milyar vergi tahakkuk etmiş, izahat başı yaklaşık 72 milyon lira. Arkadaşlar, Beyanname Gözetim Programı'yla 17.437 matrahını artıran mükelleften 32 milyar lira yani mükellef başı 2 milyar lira. Daha önce herhangi bir gelir bildirmeyen 10 bin şirket ortağı riskli mükellef olarak belirlenmiş ve 2.843'ünden 15 milyar lira yani mükellef başı yaklaşık 5,5 milyon lira. Değerli arkadaşlar, gayrimenkul gerçek alım-satım bedellerinin tespiti için yapılan çalışmalar neticesinde altı ayda mükelleflerimizce 1,2 milyar harç beyan edilmiş ve ödenmiş, sadece harçlardan bahsediyoruz. Bütün bunlar yapılıyor. Elbette, bunlar yapılırken birtakım sıkıntılar olacak, şikâyetler olacak, insanlar sizi arayacak, bizi arayacak ama bir şekilde de bunların yapılması, denetlenmesi, verginin tabana daha fazla yayılması ve sizin şikâyet ettiğiniz, dile getirdiğiniz "Vergi verilmiyor." denilen kesimlerin de bir şekilde bu vergi sistemine dâhil olması gerekiyor. Dolayısıyla, 2024 yılına ait kira, ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazançlar ve iratlara ilişkin beyanname sayısı yüzde 25 artmış ve hesaplanan vergi 2 katına çıkmış. Kötü mü olmuş arkadaşlar, niye rahatsızsınız bundan? Dolayısıyla, suçlandığımız birçok konuda aslında haksız yere suçlandığımızın burada özellikle altını çizmemiz gerekiyor. Biz vergileri daha çok artırmaya çalışıyoruz, siz, "Yandaşların vergilerini affediyorsunuz." deyip burada rakamlar verip bunları tekrar edip, tekrar edip duruyorsunuz. Biz diyoruz ki: "Kesinleşmiş kuruş verginin affedilmesi söz konusu değil, silinmesi söz konusu değil." "Allah aşkına, bir tane isim getirin kesinleşmiş vergisi silinmiş, yok sayılmış." diyoruz, getiremiyorsunuz, yine aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz. Biri Ticaret Bakanına yazı yazmış, demiş ki: "Şu kadar şirketle ilgili ne yaptınız işte vergi istisna...?" Bakan gümrükteki istisnalara, KDV istisnalarına, harç istisnalarına dönük bir şey göndermiş, onu almış, burada "Yandaşların vergisini affediyorsunuz." diye anlatmaya devam ediyorsunuz. Herkese açık, Doğu'dan, Güneydoğu'dan, zengininden, yeni işine başlamışından ülkede bu hizmetleri yapmaya dönük kim varsa açık kaynaklarda herkese sunulan imkânları, istisnaları getirip burada "Siz yandaşlarınızın vergilerini affettiniz." diye söylemeye devam ediyorsunuz. Bunlar bence doğru olmuyor.
Memleket hepimizin, memlekette yapılan yanlış bir şey varsa gerçekten bu yanlışın söylenmesinden elbette eksiğimiz olduğu için mahcup oluruz ama bir yandan da bir eksiği öğrenmiş olmanın memnuniyetiyle onu gidermenin gayreti içerisinde oluruz ama arkadaşlar, gerçekten muhalefet etmek demek, iftirayı, iftira olduğu defalarca tekrarlanmış şeyleri memleketin en büyük gerçeğiymiş gibi defalarca hiç yüzümüz kızarmadan tekrar etmek, bunun hiç kimseye bir faydası olmaz, bunun memlekete de faydası olmaz.
Şimdi, "Son yedi-sekiz yılda 4 Bakan, 4 Merkez Bankası Başkanı affını istedi, değişti." denildi ve bunu Cumhurbaşkanının siyasi ikbal kaygısıyla yaptığı ve siyasi ikbal kaygısıyla biraz sonra bir değişimin daha olabileceği söylenildi. Siyasette insanlar gelir gider. Sayın Bakan daha önce geldi, gitti, yine geldi, yarın yine gider, bir başkası gelir, yarın yine gelir. AK PARTİ'de, AK PARTİ siyasetinde kişilere belli dönemlerde ihtiyaç duyulur, belli dönemlerde onların birikimleri, onların ortaya koyacağı çalışmalar önemsenir, o gelir o hizmetini eder. Çerçeve bellidir, çerçeveye katkı verir, çerçeveyi zenginleştirir, geliştirir, katkısını verir, görevini yapar, sonra, belli bir süre sonra görevinden affını isteyip çekilebilir. Bunda bir sorun yok ama bak, biz kurulduğumuzdan beri başımızda bir Genel Başkan var yani defalarca genel başkan değiştiren partiler var, defalarca isimlerini değiştiren partiler var. Daha yeni kurulmuş, genel başkanı... Bunlar normaldir, ben kötü bir şey diye söylemiyorum. Dolayısıyla değişim, bürokraside de siyasette de yönetimde de zaman zaman bunların hepsi olur, bunların hepsi olmaya da devam edecektir. "O, siyasi ikbali için sistemle, kişilerle oynuyor." dediğiniz kişi yirmi üç yıldır bu sistemi yöneten ve yirmi üç yıldır milletin hem hayır duasıyla hem desteğiyle umutlarına ve beklentilerine karşılık bulduğu siyasete liderlik eden kişidir arkadaşlar.
Evet, sorunlarımız var ama bunları ebediyen sorun olmaktan çıkarmak için uğraşıyoruz, çabalıyoruz. Cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkarmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilir cari denge için yatırım, teşvik ve düzenlemeler yapıyoruz. Yüksek teknoloji ve katma değerli üretimi destekleyip teşvik ediyoruz. Enerjide dışa bağımlılığımız var, bunu yok etmeye çalışıyoruz. Enerji talebi artan bir ülke olmamıza rağmen bu bağımlılığı azaltmayı başarabiliyoruz. Doğal gaz bulmaya çalışıyoruz, petrol bulmaya çalışıyoruz. Enerji üretim tesislerini çok yönlü olarak çeşitlendirip artırmaya, yenilenebilir kaynakların toplam kurulu güç içerisindeki payını artırmaya çalışıyoruz. İhracat kalemlerimizi çeşitlendirmeye, arttırmaya, ihracatımızı çoğaltmaya, büyütmeye çalışıyoruz ve bütün bunları yaşıyoruz.
Evet, alışageldiğimiz gibi rahat değiliz. Yirmi üç yıllık iktidarımızın o yirmi yılında alıştığımız o rahatlık... Son üç-dört yıldır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...biraz stresimiz var, ekonomide stresimiz var. Pandemi yaşadık, bölgemizde krizler, savaşlar evet, önce bizi etkiledi. Evet, tarihin en büyük felaketleriyle karşı karşıya kaldık. Göç dalgaları bizi çokça yordu. Gerçekten gizli ambargolarla karşı karşıya kaldık. Çok zorluk yaşadık ama hiçbir şeyi bahane etmedik. Hiçbir hizmeti milletimizden eksik etmemek için büyük bir gayret ortaya koyduk. Memleketi büyüttük, toparlanmaya gayret ettik ve hepsini de Allah'ın izniyle, şükürler olsun yerine getirmeye çalışıyoruz. Yirmi üç yıldır iktidarız, son üç yılımızdaki sıkıntıların da... İşte, sabahki konuşmada, günlerdir burada incelediğimiz verilerde görüyoruz ki yavaş yavaş sıkıntılar gideriliyor. Bütün parametrelerimiz düzeliyor. Risk primimiz düzeliyor, düşüyor. Kredi notumuz yükseliyor, enflasyonu düşürüyoruz, düşüyor enflasyonumuz da ve işsizlik oranlarımız tek hanede kalmaya devam ediyor. Hâlâ doğrudan yabancı yatırımcı almaya devam ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, son bir cümlem...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - 2 kere uzattım, lütfen, bitiriver.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hasılıkelam, iyi bir yoldayız, çok daha iyi bir noktaya varacağız ve inşallah memleketimize çok daha güzel günleri hep beraber yaşatacağız.