| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2025 |
CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri; Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) üzerinde konuşacağım. HAK, 2017 yılında çıkarılan 7060 sayılı Kanun ve 4 no.lu Cumhurbaşkanı Kararnamesi'yle Ticaret Bakanlığına bağlı özel bütçeli bir kurum olarak kurulmuş ve Türkiye'de helal akreditasyon hizmeti sunma yetkisine sahip tek resmî otorite olarak bilinmektedir. HAK, ürünlere doğrudan helal sertifika vermemekte, bu sertifikaları düzenleyen kuruluşları denetleyip uluslararası standartlara göre akredite etmektedir. Ayrıca, İslam İşbirliği Teşkilatına bağlı SMIIC yapısı altında Türkiye'yi temsil ediyor ve uluslararası tanınma anlaşmalarını imzalama yetkisine sahiptir. Kurum, kuruluş amacını, yaklaşık 4 trilyon dolarlık küresel helal ekonomi içinde Türkiye'nin standart belirleyici bir aktör hâline gelmesini sağlamak olduğunu ifade ediyor. Ancak Helal Akreditasyon Kurumunun performansı kuruluş hedeflerinin oldukça gerisinde kalmıştır. 2018'de faaliyete geçtikten sonra ilk yıllarında hiçbir akreditasyon yapmamış, 2019 sonuna kadar tek bir başvuru dahi almamıştır. Buna rağmen 50 personel istihdam edilmiş, hizmet binası kurulmuş, 8,8 milyon TL harcama yapılmıştır. 2020 yılı sonuna kadar yalnızca 4 kuruluş akredite edilebilmiş, bu kuruluşların verdiği toplam helal sertifika sayısı yaklaşık 400 olmuştur. 2018-2021 yılları arasında Kurum sadece 30 başvuru almış, 8 akreditasyon gerçekleştirmiştir. Aynı dönemdeki harcaması 35,3 milyon TL'yi bulmuş, faaliyetler büyük ölçüde altyapı oluşturma, personel eğitimleriyle sınırlı kalmıştır. 2022'de yürürlüğe giren zorunlu akreditasyon düzenlemesiyle birlikte bir canlanma yaşanmış olsa da 2024 yılı sonu itibarıyla 54'i yerli, 66 yabancı olmak üzere toplam 124 karar alınmıştır. Sayıştayın 2024 yılı Denetim Raporu'na göre, Helal Akreditasyon Kurumuna 58 milyon 486 bin TL ödenek tahsis edilmiş, yıl sonunda bu ödeneğin yüzde 87'sine karşılık gelen 51 milyon 40 bin TL harcama yapılmıştır. Harcamaların büyük bir kısmı personel giderlerinden oluşmaktadır. Teşebbüs ve mülkiyet gelirleri Kurumun piyasa faaliyetlerinden yani akreditasyon belgesi yenileme, denetim hizmetlerinden elde ettiği ücretleri ifade etmektedir. Dolayısıyla, HAK'ın gelirlerinin büyük bir kısmı kamu bütçesinden sağlanmaktadır. Kurum kendi gelirleriyle ayakta duramamaktadır. Kurumun bütçesi her yıl artmasına rağmen faaliyet yoğunluğu sınırlı kalmıştır. 2025 yılı için bütçe 73,5 milyon TL iken 2026 için de 105,7 milyon olarak öngörülmektedir. Buna karşın 2026 yılında yalnız 8 akreditasyon yapılacağı tahmin edilmektedir. Bu durumda bir akreditasyonun kamuya maliyeti yaklaşık 13 milyona ulaşmaktadır. Kurum bütçesinin yaklaşık yüzde 70'i personel giderlerine ayrılmış durumdadır. Yani personel maaşları için bütçeden pay alan kuruluş hâline gelmiştir. Helal Akreditasyon Kurumu hem yapısı hem de icraatları bakımından eleştirilere konu olmuştur. En temel eleştiri ise harcamalarıyla elde edilen sonuçları arasındaki büyük uçurumdur. "Dev bütçe, minik sonuç" başlıklarıyla medyaya yansıyan değerlendirmeler, Kurumun kuruluş amacını yerine getiremediğini göstermektedir. Yönetim Kurulu üyelerinin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması liyakat ve kurumsal bağımsızlık açısından tartışmalıdır, tartışılmaktadır da.
Ayrıca, "TÜRKAK" adlı ulusal akreditasyon kurumu varken HAK gibi yeni bir yapının kurulması gereksiz bulunmuştur. İktidar kanadı ise İslam İşbirliği Teşkilatının SMIIC standartlarını belgelendirme kuruluşlarının Müslüman olması şartını gerekçe göstermiştir.
Sonuç olarak, Helal Akreditasyon Kurumunun altı yıllık geçmişi, kamusal kaynak kullanımı bakımından verimsiz bir tablo sergilemiştir. Kurumun gelirleri personel maaşlarının yalnızca küçük bir kısmını karşılayabilmekte, büyük oranda bütçe transferiyle varlığını sürdürmektedir. Bu durum planlama yapılmadan kurulan kurumların nasıl atıl, maliyetli yapılara dönüştürülebileceğini göstermiştir. Sonuç olarak, kamu kaynaklarının doğru kullanılabilmesi için Helal Akreditasyon Kurumunun kapatılması, yeniden yapılandırılması veya başka kurumla birleştirilmesi gerektiğini ifade ediyor, hepinize sevgilerimi sunuyorum.