| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .11.2025 |
CELAL FIRAT (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ben de konuşmamda iki hususa dikkat çekmek istiyorum. Birincisi: Biliyorsunuz, Mecliste grubu bulunan bir parti hariç yüzde 95 temsiliyet oranına sahip Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kuruldu. O Komisyona birçok sivil toplum kuruluşları geldi, sanayiciler de geldi, farklı odalar da geldi; onların düşüncelerini ben paylaşmak istiyorum. Mesela, bu mihmanlardan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisi, bölgede ekonomik istikrarsızlığın, yatırım yapılmamasının direkt nedeninin demokrasi eksikliği olduğunu, bu minvalde bağlantı olduğunu öne sürdü. Bu barış sürecinin kalıcı hâle gelmesi hâlinde özellikle bölgede yatırım, ihracat açısından büyük fırsatlar doğacağını ifade etti. TESK, özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde barış ortamında ekonomik canlılık sağlanacağını, yatırımların artmasıyla insanların kendi memleketlerinde istihdam edilip göçün azalacağını, bölge insanının ekonomik, sosyal hayatta kalıcı şekilde desteklenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Yine, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, yılda tahminî kaybedilen 100 milyar dolarla yapılabilecekleri sıralamış; 2 milyon 500 bin konut, 100 fabrika, 12 Kuzey Marmara Otoyolu, 100 adet güneş enerjisi santrali, 100 adet 3.700 yataklı şehir hastanesi, 50 Yusufeli Barajı, bin özel üniversite, 160 bin özel okul yapılabileceğini aktarmıştır. Ayrıca, MÜSİAD, bölgenin ekonomik olarak tecrit edilmiş durumda olduğunu, gayrisafi yurt içi hasılata katkısının yüzde 5'in altında, ihracat katkısının ise yüzde 1,4 seviyesinde kaldığını, sanayileşme oranının ülke ortalamasının çok gerisinde bulunduğunu belirtmiştir.
Diğer taraftan da son bir veriyi de sizinle paylaşmak istiyorum. Bakanlığınız, illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması'nı 2025 yılının Ekim ayında yayınlamış, dün de bize ulaştı. Bu raporda özellikle illerin gelişmişlik düzeyi demografi, eğitim, sağlık, istihdam, rekabetçi, yenilikçi, kapasite, mali erişebilirlik ve yaşam kalitesi olmak üzere 8 tema üzerinde 6 kademeye ayrılmış. İlk gelişmiş iller arasında İstanbul, Ankara, İzmir diye başlıyor ve son 6'ncı kademede bulunan 17 ilin içinde Gümüşhane hariç tamamı Doğu ve Güneydoğu illeri, isimlerini herkes tahmin edebilir, merak etmek isteyenler de açıp kontrol edebilir. Bakanlığın resmî kayıtlarında bile her anlamda Türkiye'nin geri bırakılan illerinin 16'sı yani neredeyse tamamı Doğu ve Güneydoğu bölge illeri. Peki, bu bir tesadüf mü yoksa bilinçli bir şekilde sürdürülen politikanın sonuçları mı, takdir yine sizin olsun diyorum. Bu raporun birçok yerinde Bakanlık şöyle söylüyor: "Bu durum illerin kalkınma önceliklerinin belirlenmesinde önemli bir yol gösterici işlev görecektir." Yani deniliyor ki: Cumhuriyet Dönemi boyunca ihmal edilen bölgeye kalkınmada öncelik ver. Evet, bizim de talebimiz budur, artık yüzünüzü bölgeye dönün, 11 milyonluk nüfusa sahip 17 ili kalkındırmayla başlayın. Bunları niçin aktarıyoruz? Savaş bütçelerine değil savunma sanayisine ayrılan kaynağın ne kadar büyük olduğunu, bu kaynakların Türkiye'nin yoksullaşmasına, emeklinin, asgari ücretlinin, emekçinin cebinden çalındığını, bir türlü kurtulamadığımız enflasyon canavarını nasıl beslediğini hepimizin bir kez daha idrak etmemiz lazım. Barışın ne kadar paha biçilmez, kıymetli olduğunun anlaşılması için söylüyorum. O yüzden, barış ve demokratik toplumun inşası için atılması gereken her türlü hukuki, siyasi adımların bir an önce atılmasının hem huzur hem de ekonomik refahın sağlanması açısından ne kadar önemli olduğunu vurguluyoruz, bir kez daha da vurgulamak istiyoruz.
Değerli Başkan, değinmek istediğim ikinci husus ise yine Sanayi Bakanlığı tarafından 17 Ekimde Resmî Gazete'de yayımlanan düzenlemeyle organize sanayi bölgelerinde yapı ve iş yeri açma çalışma ruhsatı almayan yatırımcılara 31 Mart 2028'e kadar ek süre tanınmış. Sayın Bakan, bu ne anlama geliyor? "Yönetmelikte belirtilen süreleri dolmuş ancak yapı ruhsatı ve iş yeri açma ruhsatı almamış katılımcıların 31/12/2025 tarihine kadar Bakanlığa başvurmaları hâlinde süre uzatımı talebi değerlendirilecek, süre uzatımı Bakanlıkça uygun görülürse 31/3/2028 tarihine kadar verilebilir. Eğer başvuru yapılmazsa, parsel tahsisi OSB tarafından iptal edilecektir." deniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CELAL FIRAT (İstanbul) - Örnek verecek olursak bu uygulamayla şu an boşta olan 10 dönümlük bir parselin OSB'ye aylık 5 bin lira rayiç ödemesi gerekiyor. Dikkatlerinizi buraya çekmek istiyorum.
Teşekkür ederim.