| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .11.2025 |
EVRİM RIZVANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan; On İkinci Kalkınma Planı'nın temel vizyonu neydi? Bir hep beraber hatırlayalım. İkiz dönüşümdü yani hem yeşil dönüşüm hem dijital dönüşüm. Bu 2 hedef Türkiye'nin geleceğini yeniden şekillendirecek stratejik yönelimlerdi ve bu dönüşümün en önemli ayaklarından bir tanesi de kuşkusuz yapay zekâ. Yapay zekâ artık bir teknoloji konusu da değil, her alanı dönüştüren yeni bir kalkınma paradigması. Ama bugün baktığımızda, Türkiye'nin bu alandaki potansiyeline rağmen bu vizyonun sahada somut bir karşılık bulmadığını görüyoruz. Hazırlamış olduğunuz bir Yapay Zekâ Ulusal Strateji Belgesi var, 2024-2025'i kapsayan. Bu eylem planında tam 71 tane somut öneriniz var, 2025'in sonuna geldik neredeyse, 71 hedefin kaç tanesi hayata geçti, bunu bilmek isteriz. Yeni strateji planınızı ne zaman yayınlayacaksınız bir de aynı zamanda onu sormak istiyorum.
Bir de bu strateji belirsizliği sadece hedeflerle değil, kurumsal yapıda da kendisini gösteriyor yani yapay zekâ alanında idari sorumluluk dağılımında büyük bir karışıklık var. Eskiden yapay zekâ çalışmalarını yürüten Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisiydi ancak bu ofis kapatıldı, yetkiler Siber Güvenlik Başkanlığına devredildi de oradaki kurumun başına da uzmanlığına kesinlikle uymayan bir kişi getirildi. Şimdi sormak istiyorum Sayın Bakan: Dünya yapay zekâ alanında atılım üstüne atılım yaparken biz hâlen kurumlar arası yetki tartışmasıyla neden vakit kaybediyoruz? Bakın, dünya yapay zekâyı artık ulusal kalkınma stratejilerinin tam merkezine koyuyor. Avrupa Birliği 2025'in başında yapay zekâ alanında yaklaşık 200 milyar euroluk yatırımı mobilize etmeyi hedefleyen bir plan açıkladı. Fransa, kamu ve özel sektörde yaklaşık 109 milyar euroluk yapay zekâ yatırım taahhüdünde bulundu. Suudi Arabistan'a bakalım, 40 milyar dolarlık bir fonla küresel bir yapay zekâ merkezi kurmayı hedefliyor. Amerika, Trump seçilir seçilmez özel sektörle birlikte 500 milyar dolarlık yapay zekâ yatırımını mobilize edeceğini duyurdu. Daha dün Microsoft dört yıl içinde Birleşik Arap Emirlikleri'ne toplam 15 milyar dolarlık yapay zekâ yatırımı yapacağını açıkladı. Peki, Türkiye bu alanda ne kadar bütçe ayırmayı düşünüyor? Bunun kaçı AR-GE'ye, ne kadarı kaç insana, kaçı üretim dönüşümüne harcanacak, şeffaf bir açıklama bekliyoruz. Dünya yapay zekâyı bir yarış, biz ise bir niyet beyanı olarak görüyoruz gördüğüm kadarıyla. Niçin mi? Oxford Insight'ın 2024 Government AI Index Raporu'na göre Türkiye 188 ülke arasında 53'üncü sırada. Bilin bakalım bizden sonra kim geliyor? 54'üncü sırada Ukrayna yani Ukrayna savaşın ortasında, altyapısı çökmüş, sanayisi tahrip olmuş ama yine de bu tablonun içinde. Bu tablonun Türkiye'ye yakıştığını, potansiyelini de karşıladığını düşünmüyorum. Peki, bunu nasıl tersine çevireceğiz, hangi teşvikleri devreye almayı düşünüyorsunuz, bunu bilmek istiyoruz. Bu yıl kaç tane işletmenin yapay zekâ dönüşümü için destek alınmasını hedeflediniz? Sanayimize, KOBİ'lere hangi araçlarla yardımcı olacaksınız?
Bir de tabii ki istihdam konusuna girmek istiyorum. Biz hâlen 5G telefon hızlı mı diye tartışıyoruz ama dünya artık 5G, artı yapay zekâ, artı robotik üçlüsüyle insansız fabrikalar kuruyor. Küresel rekabet öyle bir hâle geldi ki artık insan gücünün değil insansı zekânın hızında koşuyor. Bu fabrikalar özel 5G ağlarıyla, yapay zekâ destekli üretim hatlarıyla ve insansı robotlarla çalışıyor. Yani mesele birkaç fabrikanın otomasyonu filan değil tüm üretim zincirinin insansızlaştırılması; dünyanın nereye gittiğini hepimiz görüyoruz. Amazon 2022'den bu yana 27 bin çalışanı işten çıkardı, depolarında 1 milyon robot var; Foxconn, Apple'ın üretim ortağı tek bir fabrikada 60 bin işçiyi robotla değiştirdi; Tesla milyonlarca robot üretiyor, Elon Musk açıklıyor "Yakında kimsenin işe ihtiyacı kalmayacak." diye. Biz ne durumdayız? Yani şunu merak ediyorum: Türkiye bu yeni sanayi devriminin neresinde duruyor? Sanayide çalışan işçi, büroda çalışan genç mühendise ne olacak? Bu dönüşümün sosyal etkileriyle ilgili bir planınız var mı? Zaten ülkede şu an 12 milyon işsiz var, bir de bunun yanında yapay zekâ ve robotik teknolojiler nedeniyle işini kaybedecek milyonları ekleyelim, işsizler ülkesine dönüşmemiz çok uzak bir ihtimal değil maalesef.
Konu çok net; teknoloji ilerleyebilir ama insanı unutan bir gelecek ilerleme değil yeni bir eşitsizlik çağı olur. Türkiye'nin yapay zekâda yol alabilmesi için kamu, özel sektör ve bilim insanlarını bir araya getiren güçlü bir yapı şart. Mesleklerin dönüşümüne hazırlanmazsanız ve iş gücünü korumazsanız bu devrim toplumun değil bir avuç şirketin devrimi olur. Asıl soru da şurada gelir: Türkiye, yapay zekâda üreten bir güç mü olacak, yoksa dışarıya bağımlı bir tüketici mi olacak? Eğer bu soruya hâlen bir cevabımız yoksa, bu yarışta yerimiz maalesef sadece tribün olur.
Teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.