| Komisyon Adı | : | (10/434,2104,2716,2717,2718,2719) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, Erzurum, İstanbul, İzmir, Ankara ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlıkları temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .11.2025 |
YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Bugün sıklıkla erişilebilirlik üzerine, kentteki erişilebilirlik üzerine konuşurken sürekli "kaldırımlar" dediniz, aklıma Necip Fazıl'ın "Kaldırımlar" şiiri geldi: "Çilekeş yalnızların annesi" diyor ya, herhâlde engellilerin de öyle.
Şimdi, uygulama ve denetleme zorluğu ve zorunluluğu konusunda bir dolu şey söylediniz ama ben de kayıtlara geçmesi açısından Komisyonun tüm toplantı ve çabalarına şöyle düşünmek istiyorum: Neden yapıyoruz bütün bu çabayı, bütün bu hizmeti? "Engellilere neden ihtiyacımız var?" diye sormuştum. Bir küpeye neden ihtiyacımız varsa aslında ondan, fuzuli şeylere neden ihtiyacımız varsa yani faziletli şeylere neden ihtiyacımız varsa ondan yapıyoruz bu toplantıları; ben kendi açımdan öyle değerlendiriyorum.
Komisyon toplantılarının başından beri kesintisiz katılıyor ve ısrarla "Engellilere nasıl yardımcı olabiliriz?" değil, soruyu ters çevirerek "Bizim engellilere neden ihtiyacımız var?" diye sorgulamak gerektiğini sürekli hatırlatmak istiyorum. Faziletli şeyler, hiçbir işe yaramazlar ya da daha doğrusu faziletli şeyler, hiçbir işe yararlar, bir küpe gibi. Küpe bizim aidiyetimizi, milletimizi, nereye ait... Özgür birer insan olarak seçimlerimizi gösterir bir küpe, hiçbir işe yaramayan bir küpe; bir küpe yenmez, küpeyi yiyemezsiniz; köfte değildir küpe. Engellilere neden ihtiyacımız var? "Ben şahsiyetli, uygar, medeni bir insanım, medeni bir toplumda yaşıyorum." dememiz için engellilere ihtiyacımız var. Sağlamları uygar, medeni -adına ne derseniz deyin- daha iyi, daha şerefli, daha izzetli, daha faziletli insanlar hâline getirmek için engellilere ihtiyacımız var.
Trabzon'daki bir âmâ arkadaşın söylediği şey beni çok yaralamıştı: "Bizim haysiyetimiz var; bizim kırılgan haysiyetimizi çocuklarımıza, anne ve babalarımıza ve eşlerimize, onların kaypak vicdanlarına teslim etmeyin." Ben de orada söz vermiştim, bunun peşine düşeceğim diye; bu çok önemli. Az önce de Konya'daki arkadaşın "Engellilerden sürekli olarak onu alıyoruz bildirim olarak." dediği: "Bize sürekli 'engelli' diyorlar ve bize sürekli yardım yapmaya çalışıyorlar."
Komisyonun burada olma gerekçesini tekrar ediyorum kendi açımdan: Engellilere ihtiyacımız var.
İyi akşamlar.