| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .11.2025 |
NEJLA DEMİR (Ağrı) - Bunları soruyorum çünkü doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi fark etmeksizin bu ülkede ciddi bir ekokırım yaşanıyor. Doğa ekolojik yıkım neticesinde sellerle, heyelanlarla, don olaylarıyla, kuraklıkla bağıra bağıra çok ciddi sinyaller veriyor ve siz doğanın verdiği mesajlara kulaklarınızı ve gözlerinizi ne yazık ki kapatmış durumdasınız; oysa sizin göreviniz aynı zamanda doğayı korumaktır, ÇED raporlarındaki sorumluluğunuz tam da bu yüzden önemlidir. Misal: Sizin ÇED uygunluk raporu verdiğiniz Ağrı'nın Diyadin ilçesine bağlı Mollakara köyünde planlanan altın madeni. Bu projeyi önce Murat Nehri'nin tam dibinde başlattınız, Murat Nehri'ne sıfır bir noktadan başlattınız; gelen tepkiler, itirazlar, protestolar sonrasında ancak ÇED raporuyla 50 metre maden sahası yeri çektiniz; yüzde 67'si mera olan bu alana madencilik onayı ne yazık ki verdiniz. Önümüzdeki beş yıl içinde tatlı su krizlerinin çok şiddetleneceği ve susuzlukla mücadelenin kaçınılmaz olacağı apaçık ortadayken Murat Nehri'ni ve bütün Fırat havzasını zehirleme cüretini nereden alıyorsunuz? Buna hakkınız var mı, tekrar sorayım Sayın Bakan, bu tarafa bakmıyorsunuz ama siyanür ve daha birçok kimyasalla kirletilmiş nehirleri, yer altı sularını çıkardığınız altınla temizleyebilecek misiniz, düzeltebilecek misiniz? Yok ettiğiniz suları, meraları, yüzlerce yıllık ağaçları, zeytinlikleri geri getirebilecek misiniz? Ve sizin daha sonra "Maden alanları ıslah edilecek." gibi insanların aklıyla resmen alay eden bir iddianız var. Tüm samimiyetimle soruyorum: Kim bilir binlerce yıldır kaç nesil gelip geçti bu topraklardan, o nehirden su içti, o nehirde yıkandı, o topraklarda, o dağlarda hayvancılık yaptı; yüzlerce nesil bugün o göz diktiğiniz bu doğal güzelliklerle, o imkânlarla doydu. Bir sonraki nesillere aktarılacak bu değerleri hangi hakla gözden çıkarıp, yakıp yıkıp, yok edebiliyorsunuz?
Bakın, Ağrı'nın Diyadin ilçesini söyleyeyim: Diyadin ilçesi zengin yaylaları, meraları, mineral oranı yüksek kaplıcaları, dağlarında keşfedilen ve daha keşfedilmeyi bekleyen onlarca endemik bitkisi, havası ve suyuyla şifa dolu bir ilçedir. Tüm bunlara rağmen yoksun bırakılmış, yoksul bırakılmış bir ilçedir. Varlık içinde yokluğa mahkûm edilmiş bu ilçenin nüfusunun neredeyse yüzde 80'i çiftçilik ve hayvancılıkla geçinirken siz onların tek geçim kaynağı olan yere bir bir el koyuyorsunuz; yakında açılmasını istediğiniz yeni maden ocaklarıyla da köyleri bir bir boşaltmayı kafaya koymuşsunuz ama size buradan söyleyeyim: Kusura bakmayın, Diyadin ilçemizi size yedirmeyiz Sayın Bakan.
Bakın, Murat Nehri Diyadin ilçesinde doğar, 722 kilometre boyunca binlerce hektarlık tarlaya can vere vere Keban Baraj Gölü'ne ulaşır ve siz ancak yüzde 2'si devlet kasasına girecek olan altın için bu nehri kaynağında kurutmaya pek heveslisiniz. Kusura bakmayın Sayın Bakan, bu halk koruyup kolladığı doğal yer üstü zenginliklerini sizin sermayedarlarınıza peşkeş çekmenize izin vermez. O madenlerde çıkaracağınız altın bir kerelik gününüzü kurtaracak ama o doğayı yok etmez, orada üretime imkân verirseniz sürdürülebilir bir ekonomi oluşturabilirsiniz diyorum.
Herkese teşekkür ediyorum.