NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; bugün burada, bu ülkenin dört bir yanındaki subay, astsubay, yedek subay, emekli askerî görevliler, gazi, şehit yakınlarının sessiz çığlığını dile getirmek için bulunuyorum. Bu hafta sonu Bursa'da TEMAD'ın şube açılışı vardı, yeni bir yer tahsis edildi. Dolayısıyla da Türkiye'nin dört bir yanından TEMAD üyeleri ve başkanları ve gazi ve şehit yakınları oradaydılar. Hepsi bize bugünü beklediklerini, bugün görüşülecek bütçede kendileri için müjdeli haberler beklediklerini özellikle dile getirdiler. Ben de onların bu sesleri olmak için burada bu sözü aldım.

Şehit, yakınlarımız, gazilerimiz, kamusal vicdanın muhafızlarıdır ve onların talepleri siyasi bir talep değildir. Devletin de birincil meselesi olmalıdır çünkü ömürlerini, yıllarını, emeklerini, bu ülkenin, bu devletin, bu milletin huzuru, refahı için harcamışlardır. Bu nedenle, bunların bu eksik bırakılan taleplerinin artık karşılanması, bir dahaki görüşmelerde bunların dile getirilmemesi gerekiyor ki, dinlediğimiz bütün konuşmalarda da aynı konular vurgulandı.

Askerî okulların ve askerî hastanelerin kapatılmasının büyük yanlış olduğunu defalarca söyledik. Sayın Bakan, yılların tecrübesi, birikimi, bu devletin geleneği maalesef AKP iktidarı döneminde birtakım maceralara sürükleniyor ve her defasında da yanlış olduğu anlaşılıyor ve telafisi bazen imkânsız bazen zor bazen de zaman alan zararlara sebebiyet veriliyor. Bütün bunlara gerek yok, yeniden kurulması, yeniden açılması iyi bir şey ama keşke bu hatalar yapılmasaydı ve o zaman kaybedilmeseydi. Kapatılan 32 askerî hastane, bunlar birer bina değil, orduya özgü sağlık altyapısı, harp cerrahisi, savaşı hekimliği bilinci ve niteliği olan yerlerdi. Hepsi ortadan kaldırılınca bunun bedelini Mehmetçiğimiz ve gazilerimiz ödediler. Maalesef, şehit yakınları ve gazilerimizin talepleri dediğimiz gibi, hâlâ tam karşılanmış değil. Sağlık hizmetleri, rehabilitasyon hizmetleri, istihdam konusunda eksiklikler hâlâ sürüyor; vefa ise sadece manşetlere atılıyor. Maalesef, mevzuatta vaatler yerine getirilmiyor. Özellikle gazilerimize yönelik hak statüsü ve hak ettikleri emekli maaşı, tazminat, sağlık hizmet garantisi acil olarak sağlanmalıdır. Emekli astsubaylarımız yıllardır haksızlığa uğruyor. Görev tazminatları, makam tazminatları, intibak talepleri, emeklilik hakları; bu vaatler hep sözde kaldı. Aynı şekilde hâlihazırda görevdeki askerî personelin maaşının acilen iyileştirilmesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi gerekiyor. Bu yüksek enflasyon sürecinde maalesef insan onuruna yakışır bir gelir elde edemiyorlar artık.

Bu minvalde özetlemek gerekirse, kapatılan askerî okullar ve hastanelerin derhâl yeniden açılması: şehit yakınları ve gazilerin haklarının tam olarak hayata geçirilmesi ve bütün ayırımcılığın ortadan kaldırılması; sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerinin genişletilmesi ve etkin bir şekilde uygulanması; emekli astsubayların, subayların ve görevdeki personelin maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesi, insan onuruna yakışır bir seviyeye çıkarılması; askerî sağlık sisteminin yeniden kurulması, harp cerrahisi, saha tıbbı, acil müdahale kapasitesi, askerî standartlara uygun hale getirilmesi, vatani görevini yapan bu personelimiz için elzemdir.

Ben de son olarak şunu vurgulamak istiyorum: Subay yemini eden teğmenlerin ihraç edilmesi, hakikaten hepimizin vicdanını sarsmıştır. Orduya siyasetin karışmaması gerekir çünkü hukuk ve ordu hepimizin ihtiyaç duyduğu, hepimizin güvenliğini sağlayan en temel kurumlardandır ve gerçek anlamda millî olması için de siyasetten arındırılması gerekir diyor, saygıyla selamlıyorum.