KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Millî Savunma Bakanlığının değerli bürokratları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Millî Savunma Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz. Millî savunmanın ne olduğunu, temelinde nelerin olması gerektiğini, sadece rakamlar üzerinden değil, aslında değerler üzerinden şekillendirilmesi gerektiğini burada belirtmek isterim.

Hepinizin malumudur, hegemon güç mücadelesi küresel adaletsizlik, derinleşen krizler derin bir güvensizlik ortamı oluşturuyor. Uluslararası sistemin temellerini oluşturan kurallar ihlal ediliyor ve işlevsiz hâle getiriliyor. Yeniden çok kutuplu dünyaya geçişin sancıları yaşanırken, bunun nasıllığı, aslında krizin kendisi hâline geliyor. Pandemiyle başlayıp Rusya-Ukrayna savaşıyla devam eden ve daha sonra İsrail-Gazze savaşıyla aslında pik noktasına ulaşan böylesi bir süreç aslında dünyada bir güvensizlik ortamının oluşmasına neden oldu. Bu güvensizlik ortamı dünyada iki sistemi çökertti Sayın Bakan: Birincisi, siyasal sistem çöktü dünyada; ikincisi, ekonomik sistem çöktü dünyada ve bu iki sistemin çöküşüyle birlikte dünya aslında bir güvenlik krizine girdi, dünya şu anda bir güvenlik krizi yaşıyor durumda.

Şimdi, biz bu sistemleri konuşurken dünyada bugüne kadar oluşturulmuş sistemler, değer yargıları nelerdi, bunun dünyaya kattığı şeyler nelerdi; bunu bizim burada tartışmamız gerekiyor. Eğer, birinci dünya paylaşım savaşlarındaki gibi adaleti gücün belirlediği, özellikle güç sahibi olmayanların paysız bırakıldığı, adaletsiz bir paylaşım savaşı sonucunda oluşturulan sistemse çökmeye mahkûmdur. Biz bu boyutuyla yeni bir güvenlik dengesinin dünyada tartışıldığı bir zeminde bunun hak, hukuk, adalet üzerinden şekillendirilmesi gerektiğini, bu oluşturulurken hiç kimsenin öteki sayılmaması gerektiğini, herkesin hakkına kavuştuğu bir düzlemde herkesin millî güvenliğinin sağlanabileceği gerçeğini burada dile getirmek isterim.

21'inci yüzyıl yeniden kurgulanıyor, 21'inci yüzyıl Orta Doğu'su yeniden kurgulanıyor yani Sayın Bakan, 21'inci yüzyıl Orta Doğu'su kurgulanırken özellikle sizin Millî Savunma Bakanı olarak son zamanlarda yaptığınız kimi açıklamalar aslında zihniyetin değişmediğinin, yine, her şeyin güce havale edildiğinin... Sonuçta, güce havale edilen bir düzenin adalet ortaya çıkarmayacağını da aslında geçmiş yüzyılda biz tecrübe ettik, gördük. Eğer güce havale edilmeseydi, sistem adalet üzerinden kurgulansaydı Gazze'de insanlar bütün dünyanın gözü önünde katledilmeyecekti. Eğer sadece, her şey güce havale edilmeseydi Türkiye Cumhuriyeti'nin belki İsrail'e müdahale etme durumu ortaya çıkabilirdi ama her şey güce havale edildiği için bütün insanlığın gözü önünde insanlık katledildi ve hiç kimse buna ses bile çıkaramadı. Sonunda bir tiyatro işlendi, sözüm ona, buna göz yumanlar, dünyanın hegemon güçleri dünyanın gözü önünde 100 binlerce insan katledildikten sonra bir barış seremonisiyle sözüm ona bir barış anlaşması imzaladılar. Buradan da baktığımızda, her gün yine Gazze'ye saldırılar gerçekleşiyor, yine insanlar katlediliyor. Dolayısıyla, 21'inci yüzyıl Orta Doğu'sunu konuşurken özellikle Orta Doğu'da herkesin hakkına ve hukukuna sahip olduğu, kavuştuğu; herkesin hakkının ve hukukunun tanındığı, güçlünün zayıfı inkâr etmediği, yok saymadığı bir düzen Orta Doğu'da bütün halkların kurtuluş reçetesidir.

Dolayısıyla, Suriye'yi konuşuyoruz, Irak'ı konuşuyoruz ama en nihayetinde Türkiye'nin güvenliğini konuşuyoruz. Güvenlik sadece silahla sağlanmaz, askerî bir terimdir "Silah caydırıcı bir güçtür, kullanıldığında caydırıcılığını da yitirir zaten." Bu, askerî bir terimdir Sayın Bakan, siz bu konuyu biz de çok çok daha iyi bilirsiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)