KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Temmuz ayında bu ülkede görülmemiş bir şey oldu, Seyitgazi ilçemizde meydana gelen yangında orman emekçisi AKUT gönüllüsü 10 insanımız şehit oldu. Eskişehir Orman Bölgeden muhafaza memuru Enes Kızılyer, dozer operatörü Eyüp Dereli, arazöz şoförü Tolunay Kocaman; Denizli'den yangın personelleri Sercan Ütni, Hilmi Şahin; AKUT gönüllüleri, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan; İzmir'de de yine, orman emekçileri, İbrahim Demir ve Ragıp Şahin şehit oldu. Sayın Bakan, konuşmanızda adlarını dahi anmadınız, gönüllülere, orman kahramanlarımıza bir kuru teşekkür... Dahası, onların hakkını, hukukunu korumuyorsunuz. Üzerinden tam dört ay geçti, onları ölüme götüren ihmaller için hangi müdürünüzü, hangi personelinizi çağırıp hesap sordunuz? Cenazelerde, taziyelerde ailelerinden duyduklarımıza yürek dayanmaz.

Kümbet köyümüzden Tolunay kardeşimiz, yangından sadece bir ay önce işe başladı, iki hafta sonra evleniyor, balayına gidiyor, dönüyor, yangına koşuyor, şehit oluyor. Şimdi sormayalım mı, ne zaman eğitim aldı bu Tolunay? Sayın Bakan, ne koruma kıyafeti ne maskesi var. Ailesi anlatıyor, askerden kalma eski botları giyerek yangına koşmuş; sağ kurtulan arkadaşları anlatıyor, üzerimizdeki atletleri ağzımıza bastırarak dumanından kurtulabildik diye. Tolunay'ın sürdüğü arazözde acil butonu niye çalışmadı Sayın Bakan? Bunların hangisinden haberiniz var, hiçbirini sorgulamayacak mısınız? Burada "Kahramanlar..." diyorsunuz ama hiçbirine sahip çıkmıyorsunuz.

Siz bu insanları korkunç bir şekilde ölüme göndermişsiniz Sayın Bakan. Siz bir şey yapmayınca yargı da yapmıyor. Soruşturma şehir şehir gezmiş, hiç kimse sorumluluk almamış. Bakın, elimdeki utanç belgesine, ibret belgesine. Bu 10 can niçin savcılık takipsizlik kararı vermiş yani ecelleriyle ölmüşler; öyle mi? Ama dosyaya bakıyorsunuz, içi bomboş, hiçbir şey sorgulanmamış, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan tek kişi yok, tanık olarak kimsenin ifadesi yok. O gün yangının yayılmasına ilişkin havadan yeterli müdahale yapıldı mı, yangın müdahale havuzu var mıydı, gözetleme kulesinde yeterli personel var mıydı, kurumlar arası koordinasyon yapılabildi mi, telsizler, uydu telefonları çalışıyor muydu? Bunların hiçbiri araştırılmamış, sorulmamış. Yine, o gün görevlendirmeleri kim, neye göre yaptı, o kahramanlara yeterli eğitim verildi mi, yeterince deneyimi var mıydı, niye yangına gönderildiler, yangına müdahalede şart olan yanmaz kıyafet, ayakkabı, koruyucu ekipman, oksijen maskesi niye yoktu, yedek ekip var mıydı, sahadaki görevliler kaç saat görev yaptı, acil tahliye planı var mıydı? Bunların hiçbiri bu soruşturma da yok Sayın Bakan, hiçbiri araştırılmamış, soruşturulmamış.

Ormanımız için ailesini, işini bırakıp Eskişehir'imize koşup gelen Ankaralı AKUT gönüllüleri öldü. Peki, sorgulamayacak mıyız, o gönüllüler neden sıcak ateşin ortasındaydı? Tüm arama kurtarma ekiplerinin bildiği gerçeği Sayın Bakan siz bilmiyor musunuz, sizin Orman Genel Müdürünüz, bölge müdürleriniz bilmiyor mu? Gönüllüler, STK'ler sıcak bölgeye giremez. Destek bölgesinde olması gereken gönüllülerin sıcak alana girmesine kim, nasıl izin verdi? Neden bunu sorgulamıyorsunuz? Hem personelinizi hem de bu gönüllüleri korumak herkesten önce sizin sorumluluğunuzdu Sayın Bakan. Kuru teşekkürler bu sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz, vicdanları rahatlatmaz.

Sayın Bakan, o kahramanların aziz hatıralarına ve onların kederli ailelerine hem hukuki hem de ahlaki bir borcunuz vardır. Nedir o borç? Onun adamı, benim adamım demeden, kimseyi kayırmadan bu ihmaller hakkında bir soruşturma açmak ve en ufak ihmali olanlar hakkında gözünün yaşına bakmadan suç duyurusunda bulunmak boynunuzun borcudur ama yapmazsınız, yapamazsınız, bunu yapacak vicdanınız olsa zaten 10 evladımızı göz göre göre kaybettiğimiz o faciadan sonra o koltukta bir dakika dahi oturmazdınız.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım anlayışınız için.