KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler.

Sayın Bakan, tarım önemli çünkü giydiren ve doyuran bir sektör, onun için de tarım her bireyi doğrudan ilgilendiriyor, millî güvenlik kadar da önemli. Sayın Bakan, ben bugün size verilerle bazı konuları netleştirmek için tablolar sunmak istiyorum çünkü kamuoyuna verdiğiniz İddialar ve Gerçekler'deki bilgiler ile gerçekler örtüşmüyor. Bakınız, 2023 yılı tahıl ve bitkisel üretim 77 milyon 700 bin ton, 2025 yılı Ekim ayı TÜİK tahıl ve bitkisel üretim tahmini 67 milyon 100 bin ton; 10 milyon ton düşmemiz var. Şimdi, bu 10 milyon kayıp çiftçinin zararının, ziyanının, yaşadığı olumsuzluğun karşılanmadığı da bir kayıp. Keza, 2023 yılı meyve üretimi 27 milyon 400 bin tonken 2025 yılı TÜİK tahmini 19 milyon 800 bin; burada da 8 milyon tonluk bir meyve kaybının yanında, kayıt dışıyla beraber 10 milyon tonluk meyve kaybı var. Şimdi, ürün bazında duruma baktığımız zaman, 2002 yılında Türkiye'nin buğday üretimi 19 milyon 500 bin tondu, nüfusumuz 65 milyon 22 bin 300 kişiydi; 2002 yılı yeterlilik oranı yüzde 96,4'tü. 2025 yılına geldik, Türkiye'nin nüfusu 85 milyon 824 bin 854 ve İddialar ve Gerçekler kitabında 17 milyon 900 bin tona düşeceği açıklanan buğday için yeterlilik... Yanına bir durum etiketi koymuşsunuz, bu durum tespit durumu mu? Bakan Bey, eğer dinlemeyecekseniz ben bekleyim.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Sayın Barut, lütfen...

AYHAN BARUT (Adana) - Pardon.

TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Dinliyorum, kusura bakmayın.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bakın, bir kitapçık yayınlıyorsunuz, orada, 17 milyon 900 bin tona buğday üretimimiz düşmüş. "Yıllık üretimimiz 19 milyon ton ortalama bize yeter." diyorsunuz. Yeterlilik olarak İddialar ve Gerçekler kitabına yazmışsınız ki: "Yüzde 224 buğdayda yeterlilik var." Bir de parantez koymuşsunuz, durum. Bu, durumun tespiti mi durum buğdayı mı? Durum buğdayı ise Türkiye'de durum buğdayı yetiyorsa niye ithalat yapıyorsunuz? 2002 yılına göre 19 milyon 500 bin ton olan buğday üretimi 17 milyon 900 bine düştüyse nasıl kendi kendine yeterlilik var? Bu İddialar ve Gerçekler'i kamuoyuna nasıl paylaşıyorsunuz? Bakın, bu sizin verileriniz. Buradaki verilerinizde 2019-2020'de yeterlik 89,5; 2020-2021'de 102,3; 2021-2022'de yüzde 87,3; 2022-2023'te yüzde 96,1; 2023-2024'te yüzde 118; bu yıl 17 milyon 900 bine düşmüşüz, yüzde 226; bu nasıl bir olaydır, anlayamadım. Arpada, 2002 yılında Türkiye arpa üretiminde 8 milyon 300 bin ton üretmiş, bu yıl 6 milyon 900 bin tona düşeceğimizi TÜİK açıklamış, burada da "Yeterliliğimiz var." deniliyor. Keza, çeltikte yeterliliğimizde, çeltik üretimi artmış ama yine Türkiye dışa bağımlı. Ayçiçeğinde 2023 yılında üretim 2 milyon 198 bin tonken 2025 yılında 1 milyon 800 bin tona düşmüş; bunda da dışa bağımlıyız. Verilerin hepsi Tarım Bakanlığının verileri. Cevizde 2002 yılında Türkiye ceviz üretimi 120 bin tonken bugün ceviz üretimimiz 360 bin tona gelmiş; yine, sizin verdiğiniz yanıta göre yeterliliğimiz yüzde 80. Soyada 2002'de Türkiye'nin soya üretimi 75 bin tonmuş, şimdi 148 bin tona çıkmış ama yeterliliğimiz yüzde 4,1. Kuru fasulyede, 2002 yılında Türkiye'de kuru fasulye üretimi 250 bin tonmuş, nüfusumuz 65 milyon; bu yıl kuru fasulye üretimimiz 247 bin ton, 2002 yılının altındayız "Kendi kendine yeterliliğimiz var." diyorsunuz. 2002 yılında Türkiye'nin nohut üretimi 650 ton, bu yılki üretim 406 bin 400 ton; burada da yine "Yeterliliğimiz var." diyorsunuz. Kırmızı mercimek, 2002 yılında Türkiye'de kırmızı mercimek üretimi 500 bin ton, şu anda olacağı tahmin edilen 230 bin ton; burada da kırmızı mercimekte zaten Kanada'dan ithal ediyoruz, tohumunu verdiğimiz ülkeden; bırakın, yeterliliği yarı yarıya üretim kaybı var. Çayda, 2002 yılında Türkiye'nin çay üretimi 791 bin 700 ton, 2023'te 1 milyon 369 bine çıkılmış, bu yıl 1 milyon 350 bin tona gelmiş; çayda dahi ithalat yapıyoruz. Pamukta, 2002 yılında Türkiye'nin pamuk üretimi 966 bin ton, 2023 yılında üretim 777 bin tona gerilemiş; yeterliliğimiz yüzde 97. Şeker pancarı, 2002 yılı şeker pancarı üretimimiz 16 milyon 500 bin ton, bu yıl tahmin edilen, 2025 yılı ikinci tahmini 21 milyon 500 bin ton; 2025 yılın ilk dokuz ayında 109 bin 969 ton şeker ithalatı yapılmış.

Üretim tahminlerindeki sapmaları da tek tek çıkardım. 21 üründe arz açığımız var "Net ihracatçıyız." diyorsunuz; hububatta, bakliyatta Türkiye ithalatçı. Ha, ihracat yaptığımız var mı? Var; domates var, kayısı var, fındık var, üzüm var. E, bunlardan yemek olmaz ki, yemek olan ürünlerde dışa bağımlıyız; Türkiye bu anlamda geriye düşmüş durumda. Arkadaşlarımız kamuoyuyla verileri paylaşırken hangi dayanakla bunları kamuoyuyla paylaşıyorlar? Sonra diyorsunuz ki: "Net ihracatçıyız." 1980'de büyükbaş, küçükbaş hayvan varlığı toplamı 84 milyon 598 bin; bugün geldiğimiz noktada 71 milyon 888 bin baş yani 84 milyon 598 binden 71 milyon 888 bine düşmüşüz; kişi başına hayvan varlığında da et üretiminde de geriye düşmüşüz.

Ayrıca, Sayın Bakan, bakınız; bununla ilgili diğer veriler de... 2024'te üre gübrenin tonu 12 bin lira, şimdi 25.500 lira; DAP gübre 18.350 lira, şu anda 34 bin lira. DAP gübreyi Mehmet Cengiz üretiyor, Sayın Cumhurbaşkanı bir talimat versin de -1'inci sırada, en pahalı gübre bu- fahiş fiyatı olmasın, çiftçimiz de bundan faydalansın,. Biliyorsunuz, Türkiye'de Mehmet Cengiz Mazıdağı Fosfor Madeni'nde, özelleştirilen yerde DAP'ı üretiyor, versinler bir destek ne olur? İktidar farklı yerlerden para kazanıyor, çiftçiden de kadar para kazanma noktasında olmasın.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Zeytinciliği de bitirdi, zeytinciliği de bitirdi.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi, bana son verdiğiniz yanıtta 2023 yılında 22 milyon tonu anlatmışsınız "19 milyon ton seviyesinde." diyorsunuz. Bu TÜİK'in açıkladığı ekim verilerinden sonra "17 milyon 900'e düştü." diyor TÜİK, siz de ona vermisiniz. Bir de TÜİK şöyle bir şey yapıyor, hiçbir şey yapmıyor da "Bu veriler Tarım ve Orman Bakanlığından alınmıştır." Herhâlde Bakanlık da güvenmiyor ki her açıklamasında o yer alıyor.

Şimdi, bunun dışında, bu konuları geçtikten sonra şunu söyleyeyim: Bu verileri kamuoyuyla bir doğru paylaşın ama sıkıntı şurada: Mehmet Şimşek'in politikalarıyla üreticilerden ürün alım fiyatları düşük tutuluyor. Alım fiyatı düşük, girdi maliyeti yüksek; esasında olması gereken girdi maliyetleri artı makul bir kâr olmalı. Aracılık sistemiyle üretilen ürün rafa gidinceye kadar 5 kat artıyor, çiftçiye faydası yok, vatandaş kazık yiyor; arada birileri bu işi götürüyor, bunu da herkes görüyor. Bakınız, sizin dönemizde doğru bir şey yapıldı, planlamaktan söz edildi, tarım sayımından söz edilir ama uygulama yanlış; tarım sayımı için mesaj atıyorsunuz çiftçiye "Verilerini bildir." Ya, tarım sayımında gidilir, yerinde tespit yapılır; yerinde tespit yok. "Bildirmezsen 60 bin lira da ceza var." diye bir de tehdit yazıyorlar.

Şimdi, onun dışında çiğ sütü 1 litre satıyor, bir buçuk kilo yem alamıyor. Bizim oralarda ahırlar boşalmış, hayvancılık dip yapmış, süt tozu ithal ediyor bu ülke Sayın Bakan. Bunların ortadan kaldırılması için yapılması gerekenler var. Zirai don... Zirai donla ilgili siz mayıs ayında dediniz ki: "Fazla etkilemeyecek." dediniz. 10 milyon ton meyve kaybolmuş, fazla etkilemesi nasıl olacaktı?

TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Meyvenin dışında dedim.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Zirai don meyvede oldu Sayın Bakan, başka destek de vermiyorsunuz. Mesela, arpada, erkenci pancarda, erkenci lahanada tespit de yapmadınız, onlara destek de vermiyorsunuz; ÇKS'si olmayan çiftçiye de vermiyorsunuz. ÇKS'si olmayanın bahçesinde ürün yetişmiyor? Ürün yetişiyor.

TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - ÇKS'ye kayıt olmaları gerekiyor.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ama çiftçinin 3 dönüm, 5 dönüm, garibana destek...

TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Ben nereden bileceğim?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niye? Müdürlükleriniz var, gidip tespit yapın.

Onun dışında, şu çiftçilerin borçlarını en az üç yıl öteleyin, kanun teklifi de verdik, icraları durdurun. 10 binden fazla tarım arazisi, bine yakın traktör, ahırdaki inek, Malta keçisine varıncaya kadar haciz işlemi uygulanıyor Sayın Bakan. Bunlara, icra dairelerindeki işlemlere arkadaşlar gidip bakmıyorlar mı? Hacizleri durdurun, günahtır, zaten 2 milyon 300 bin çiftçimiz kalmış; onların da bir kısmı destekleme almak için gidip kaydoluyor, onları da biliyoruz.

Alım fiyatına değil taban fiyata geçin. ÖTV ve KDV'yi mazotta kaldırın. Bu yıl 20 milyar lira mazotta destek ayırmışsınız, ÖTV ve KDV olarak aldığınız 60 milyarın üstünde para, 3 kat vergi olarak geri aldığınızı çiftçiye 20 milyar olarak verseniz ne yazar! 9 milyar da bu yıl gübreye ayırmışsınız. Gübredeki bir yıllık artış verdiğiniz desteği karşılamıyor.

"Millî gelirin yüzde 1'ini çiftçiye vereceğiz." diyorsunuz, kanun çıkarmışız. Peki, kanuna göre 750 milyar lira vermeniz gerekir, ayırdığınız 168 milyar destek ama daha acısı Tarım ve Orman Bakanlığının bütçesi 542 milyar. Yani millî gelirin yüzde 1'i kadar Tarım Bakanlığının bütçesi yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Veterinerler... Bakınız, zoonotik hastalıklar Türkiye'nin başına bela olacak. Açıklama yapıyorsunuz "Şap zoonotik bir hastalık değil." diyorsunuz. Uludağ Üniversitesinden dekan beyi ben aradım, dedi ki: "Şapın laboratuvar ortamında bulaşıcı olduğu tespit edilmiş bir hayvan hastalığı ama yaygınlığı yok." Bunu kim bilecek? Hastanedeki doktor bilecek.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Gürer.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hastanedeki doktorun bu konuda eğitimi var mı? Yok.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Gürer. Şapa da değindiniz, sağ olun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - "12 bin tarım örgütü var." diyorsunuz; birlik, oda, şu bu ama sokağa gittiğiniz zaman çiftçinin sahibi yok. Bu birlik ve odalar neye yarar?

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Sayın Gürer...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Son cümlem: 17 ayrı kanun var, ayrı kanunda Tarım ve Orman Bakanlığı var; onları birleştirin, tek kanun altında toplayalım.

Ticaret Bakanlığı sizin bilginizin dışında ithalat yapıyor, onu da engelleyelim.