KOMİSYON KONUŞMASI

NECMETTİN ERKAN (Kırşehir) - Sayın Komisyon Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tarım sektörü, gıda güvenliğinden ekonomik kalkınmaya, doğal kaynakların ve ekolojik dengenin korunmasından jeopolitik güç sahibi olmaya kadar birçok açıdan stratejik öneme sahiptir. 20'nci yüzyılda yer altı kaynakları için verilen mücadeleler bugün tarım alanlarının ve su kaynaklarının kontrolü için verilmektedir. Önümüzdeki yıllarda nüfus artışı, iklim değişikliği ve doğal kaynakların sınırlılığı gibi faktörler tarım ve hayvancılığın önemini daha da artıracaktır. Tabii, bunlarla beraber tarım arazilerinin ve suyun da stratejik değeri yükselecek. Bu sebeple tarım sektörüne yapılan yatırımlar, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve tarım politikalarının geliştirilmesi istikbalimiz için hayati önem arz ediyor.

Sayın Bakanımızın sunumları ve milletvekillerimizin değerlendirmeleriyle Bakanlığımızın geçmiş dönem icraatlarına ilişkin detaylı bilgileri dinlemiş bulunuyoruz. Bu sebeple konuşmamı daha çok Bakanlığımızın geleceğe dönük hedefleri ve projeleri üzerinde yoğunlaştırmak istiyorum.

En başta şunu vurgulamak isterim, stratejik ürünler başta olmak üzere artık hangi ürünün nerede ve hangi miktarda ekileceğini önceden karar altına alıyoruz. Üretim planlamasıyla uyumlu bir şekilde yeni destekleme modelimizi uyguluyoruz. Çiftçilerimiz hangi ürüne ne kadar destek alacağını önceden biliyor ve ekip planını buna göre şekillendiriyor.

Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Üretim yapacak vatandaşlarımıza yönelik ilave teşvik ve desteklerimizi ilan ettik. Üretim planlamasının olumlu neticelerin önümüzdeki üç yıl içinde netleşmesini bekliyoruz. AK PARTİ olarak yirmi üç yıldır tarım alanlarının geliştirilmesine, su kaynaklarının korunmasına, orman varlığımızın güçlendirilmesine özel bir önem atfediyoruz

Değerli milletvekilleri, 3 kıtanın kalbi konumundaki ülkemizi küresel bir üretim üssü hâline getirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Temiz, sağlıklı ve güvenilir gıdaya duyulan ihtiyacın her zamankinden daha çok hissedildiği günümüzde, bu sahada gayret gösteren girişimcilerimize her türlü desteği ve kolaylığı sağlıyoruz. Ülkemize kazandırdığımız Helal Akreditasyon Kurumuyla bu meseleye verdiğimiz önemi göstermiştik. Gıda güvenliği konusunda ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yaparak tüketicinin sağlığını korumaya yönelik her türlü tedbiri alıyoruz. Sağlık risklerini azaltmak ve toplumun güvenli gıda tüketimini sağlamak için Uluslararası Gıda Güvenliği Standartlarına uygun olarak düzenleyeceğimiz Türk Gıda Kodeksi'ne özellikle uyguluyoruz. Ülkemizde satışa sunulan gıdalara ilişkin gerekli kontrolleri yapmak, tüketicileri korumak ve gıda kapasitesini artırmak için tedbir, tetkik ve teftiş mekanizmalarını titizlikle işletiyoruz. Sayısını artırdığımız kontrol laboratuvarlarımızda gıda muamelelerini kimyasal, mikrobiyolojik ve fizyokimyasal açıdan sıkı bir denetimden geçiriyoruz. Bu denetimler sonucunda taklit, tağşiş tespit ettiğimiz ürünler olursa bunlar hakkında gerekli işlemleri başlatıyor, kamuoyuna ilan ediyoruz. Bakanlığımız mevzuata aykırı olarak üretilen gıda maddelerini tespit ederek tağşiş uygulaması yapılan ürünleri tespit ve ilan ettiği gibi, imal ettiği gıda ürünlerine katması gereken maddeleri kapmayıp katmış gibi gösterenlerin yer aldığı taklit ürünlerin listesini de kamuoyuyla paylaşıyor. Bu listelere giren ürünler halkımızın sağlığını tehdit eden ürünlerdir. Bu listeye giren üreticiler de halkımızın sağlığını tehdit eden üreticilerdir. Hükûmetimizin bunlara hiçbir şekilde müsamaha göstermesi söz konusu değildir. Taklit yoluyla üretilmiş zeytinyağı, süt ürünleri, et ürünleri, tahıl ürünleri ve bal gibi mamuller Gıda ve Tarım Orman Bakanlığı talimatıyla piyasadan toplatılmakta ve imha edilmektedir. Bu tür sahtekârlıklara tevessül eden gıda ve yem üreticileri, suçluların mahiyetine göre para cezası ve hapis cezası almaktadır.

Değerli milletvekilleri, tarım alanında yaptığımız en önemli reformlardan biri, tarım topraklarının bölünmesini engellemek oldu. Sektörün temsilcileriyle yaptığımız istişare sonucunda, 2005 ve 2014 yılında tarım topraklarının korunmasına yönelik kanunlar çıkardık. Böylece, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını ve miras yoluyla bölünerek verimsizleşmesini önleyen tedbirleri uygulamaya başlattık. AK PARTİ bugüne kadar her adımını istişareyle atmıştır. İcraatın her sahasında olduğu gibi gıda, tarım ve ormancılık konusunda da şûra meclislerimiz toplanmış, titiz çalışmalara imza atmıştır, mayıs ayında gerçekleştirilen IV. Tarım Orman Şûrası'nda da ülkemizin geleceğine dair birçok karar almıştır. Şûra kararları uyarınca, bitkisel ve hayvansal üretim ile su ürünleri üretimine dair stratejik ürün listemizi genişleterek uygulayacağız, salgın ve afet tecrübelerinden yola çıkarak acil durum planlarını hazırlayacağız. Bu çerçevede, kritik ürünlerin tedarikini yerli üretimle güvence altına alacağız. Küçükbaş hayvancılığın toplam kırmızı et üretimindeki payını yüzde 35 seviyelerine çıkarmak için yeni destek ve programları hayata geçireceğiz. Ülke sularımız dışında balıkçılık faaliyetlerini destekleyecek ve güçlendireceğiz. İklim değişikliği etkilerine dayanıklı, yeni, çeşitli bitkilerin ve hayvan ırklarının geliştirilmesini sağlayacağız. Gıdalardaki antibiyotik ve pestisit kalıntısının önlenmesi için etkin bir mücadele yürüteceğiz. Gıda kaybı ve israfın önlenmesi için tarım örgütleri ile kurumlar arasında iş birliğini artıracağız.

Değerli milletvekilleri, hedeflerimiz arasında yer alan bir diğer önemli husus, tarımsal sanayide ürün bazında kümelenme modeline geçmeyi planlıyoruz. Organize tarım bölgeleri yaygınlaştırılarak bunların lojistik merkezlerle entegrasyonunu sağlayacağız. Genetik kaynaklarımızı koruyacak, bu kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlayacak ve envanterlerini genişleteceğiz. Ormanlarımızı iklim değişikliğine karşı daha dirençli hâle getirmek için yangın riski belirleme ve erken uyarı sistemlerini uygulamaya alacağız. Orman ürünleri sektöründe sürdürülebilir ham madde tedariki için yol haritası oluşturacağız. Bunların dışında, 2030'a kadar içme suyu şebekelerindeki kayıpları yüzde 32'den yüzde 25'e indirmeyi hedefliyoruz. Peyzaj alanlarında, daha az su tüketen, kuraklığa dayanıklı bitki ürünlerinin kullanımını yaygınlaştıracak, peyzaj alanlarını artıracağız. Açık kanal sulama sistemlerini kapalı basınçlı sistemlere dönüştürerek sulama randımanını 2030'a kadar yüzde 52'den yüzde 60'a çıkaracağız. Kuraklığa ve sıra dışı hava olaylarına karşı erken uyarı sistemlerini kuracağız. Tarım sigortası sisteminde uydu teknolojileri ve yapay zekânın yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlayacağız. Tarım ürünlerinin marka değerini güçlendirecek sertifikalı ürünleri arttıracak, ihracatımızın yurt dışı örgütlenmesini destekleyeceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda bu hedeflerimize ulaşmamıza yürekten inanıyorum.

Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Türkiye'nin gıda, tarım, sulama, hayvancılık, orman politikalarında güçlü ve sürdürülebilir bir vizyon ortaya koyan, suyun verimli kullanımını merkeze alan stratejileriyle meselenin ciddiyetini kavramasını sağlayan, samimiyeti, duruşu ve konulara olan güçlü hâkimiyetiyle çiftçilerimizin gönlünde özel bir yer edinen Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı'ya içtenlikle teşekkür ediyorum.

Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.