KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - İŞKUR'la ilgili sunum için teşekkür ederek başlamak istiyorum ben de.

Şimdi, ben, temel sorunumuza bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Biz bolca sayı gördük burada, bazı gurur duyulan projeler de var fakat biz hâlâ ne kadar engellimiz olduğunu bilmiyoruz aslında; bilmediğimiz bir sayıda işe yerleştirmelerin ne kadar olduğu açıklanıyor bize. Şimdi, ben, sizin ilk sunumunuzdan başlamak istiyorum. Şu anda İŞKUR'a kayıtlı toplam engelli birey sayısı 799 bin küsur yani 800 bin kişi bile değil oysa bizim şu andaki tahminî engelli sayımızın nüfusumuzun yüzde 10'u kadar olduğunu biliyoruz, tahmin ediyoruz çünkü bununla ilgili güncel bir veri yok, farklı farklı veriler var.

FATMA ÖNCÜ (Erzurum) - O, çalışan engelli.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Bu, çalışan engelli ama işte biz total nüfusa vuracak olursak... Tabii, bu nüfusun da yüzde kaçı çalışma yaşı içindedir, onu da bilmiyoruz yani tüm nüfusun -yaklaşık 9 küsur milyon dersek- yüzde 8'inin yani engelli nüfusun yüzde 8'inin İŞKUR'a kayıtlı olduğunu biliyoruz ama bu tabii, yenidoğan da olabilir, zaten, işte, 70'li yaşlarında da olabilir; bilmediğimiz bir ekosistem içinde İŞKUR'a kayıtlı düzenden bahsediyoruz, önce onunla başlamak isterim.

İkincisi; bu kayıtlı yaklaşık 800 bin engelli vatandaşın yüzde 73'ü erkek oysa Dünya Sağlık Örgütünün verisine göre tüm dünya nüfusundaki engellilikte yaklaşık yüzde 16'sı kadın, yüzde 15'i erkek; kadın engellilik aslında daha baskın hafif olarak ama burada baktığımız zaman, her engellinin sadece dörtte 1'i kadarı kadınlarda İŞKUR'a kayıtlı; bu, özellikle irdelenmesi gereken konulardan biri. Neden acaba; kadınlar acaba çekindikleri için mi, kayıt sisteminde bir hata mı var? Buna mutlaka el atmamız gerekiyor, kadınlar engellilik konusunda da daha dezavantajlı gözüküyorlar burada.

Diğer bir tablonuza bakacak olursak, engelli kontenjan doluluk oranlarına bakıyoruz, kontenjan fazlasıyla birlikte baktığınız zaman -iki farklı sistem yapmışsınız- biliyorsunuz, kamudaki kotamız yüzde 4, kontenjan fazlasıyla baktığımızda, kamudaki doluluk oranı yüzde 115 yani kapasite aşımı var burada gibi; özelde baktığımız zaman, yüzde 98. Eğer hâl böyleyse... Ben özellikle sordum, Almanya'da bu kotanın yüzde 5 olduğunu, Fransa'da yüzde 6, İtalya'da yüzde 7 gibi farklı kotalar olduğu söyleniyor. Madem biz full kapasite çalışıyoruz, bu kotaların artırılması da düşünülüyor mu acaba kamuda yani yüzde 4 değil daha yüksek kotalara çıkabiliyor muyuz?

Artı, ileri dünya ülkelerinde engellilik durumuna göre sınıflandırılmış kota sistemleri de var. Şimdi, siz kotalı olarak yaptığınız zaman, ağırlıklı, işte, masabaşı işlerde mesela ortopedik engelli; görme engelliler için santral sistemi gibi, oysa alt kırılımlarına göre, engellilik oranlarına göre kota sistemleri de uygulanıyor ve bu daha adil bir sistem. Onu da kayda geçirmenizi rica edeceğim.

Son olarak, 2002 yılı ile 2025 yılındaki İŞKUR engelli işe yerleştirme sayılarını vermişsiniz, yaklaşık 4,5 kat artmış gibi gözüküyor; 2002 yılında yaklaşık 10 bin seviyesindeyken işe yerleştirme, 2024 verisi var en güncel, 45 bin kişi yerleştirilmiş gözüküyor yani yaklaşık 4,5 kat yerleştirme artmış ama bu durumda engelli sayımızın ne kadar arttığını bilmez isek buradaki artış oranı bize hiçbir şey ifade etmiyor. Eğer bizim bu zaman aralığında 10 kat engellimiz arttıysa bu bir başarı olarak görülemez hiçbir şekilde. Zaten total sayı az, bu artış oranının anlamlı olduğunu ifade etmemiz için bizim bu zaman aralığında ne kadar engellimiz arttı, onu bilmemiz gerekir.

Kısacası, kapatırken, biz engelli sayısını alt kırılımlarıyla ve dünyanın uluslararası ölçekte kullandığı şekilde sınıflamaz isek ve bu işe yerleştirmeleri bu sınıflamalara göre yapmaz isek bu konuşmalarımızın bir anlamı kalmıyor; ne kadarlık bir nüfus için konuşuyoruz, hiçbir şey ifade etmiyor. Mutlaka öncelikle doğru bir engelli sayımızı bulmamız gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.