| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 21 .11.2025 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, çok kıymetli basın emekçileri; hepiniz hoş geldiniz.
Sağlık emekçilerine "Az para alıyorlarmış, giderlerse gitsinler." diyen bir Cumhurbaşkanının Bakanı 10 bebeğin canına mal olan bir çeteyi araştıran komisyona gelmeye tenezzül etmedi. Sayın Bakan, gelseydiniz, vicdanınız sizi belki doğru bir yere getirecekti ve sağlıkta dönüşümün tüm yanlışlarının düzeltilmesine fırsat sağlayacaktınız. Bunun yanında, yasama kültürümüzde, demokrasi tarihimizde bu kadar duyarsız bir yaklaşım daha önce var mıydı, bilmiyorum. Ben size, bugün ağırlıklı olarak bu zihniyetin basiretsizliği ve liyakatsizliğini kendi seçim bölgemde, Samsun'daki örneklerle anlatmak istiyorum.
Samsun'da Bakanlığa bağlı sağlık kurumlarında yaşanan sıkıntılar artık tek tek örneklerle değil, sistemin topyekûn çöküşüyle anılacak hâle geldi. İlçelerde ve kent merkezinde yaşanan somut sorunlar plansızlığın nasıl bir hastalık gibi tüm yapıyı sardığını gösteriyor. Örneğin, Gazi Devlet Hastanesinin kapatılmasına yönelik çalışmalar. Bu, kentin merkezinde, yurttaşın kolay erişebildiği son kamu hastanesinin de fiilen devre dışı bırakılması demektir. Bitmek bilmeyen şehir hastanesi, açılışı beş kez ertelenen şehir hastanesi, sizi bir kez daha yalancı çıkaran şehir hastanesi güya tamamlanmak üzere ama şehirden kopuk bir noktada yapılıyor, şurada, bakın, bu çok önemli, yolu, izi hâlâ yapılmaya çalışılıyor; arzu ederseniz kamu hastanelerinden sorumlu genel müdür beyefendiye bu fotoğrafı verebilirim. Tıp fakültesi bu şehrin en uzak yerinde ama aynı zamanda da en yoğun yer, dolayısıyla bu kadar büyük, 1.5 milyonluk şehirde, yapılaşmanın tamamen şehrin dışında olduğu 2 farklı yerde sağlık hizmeti sunmaya çalışıyorsunuz. Şehrin göbeğindeki Gazi Devlet Hastanesini burada yeni hastane yapılmasını beklemeyecek şekilde şu anki Eğitim Araştırmaya taşıyorsunuz; bu, sizin buraya nasıl baktığınızı en iyi gösteren şeydir. Gazi Devlet Hastanesini kapatarak, Samsun'un merkezinde erişilebilir tek bir kamu hastanesi bırakmıyorsunuz, bir tane özel hastane vardı, o da kendi imkânsızlıklarıyla kapandı. Şimdi, acil tıp müdahalesi gerektiren bir durumda kalp krizi geçiren bir vatandaşı, beyin kanaması yaşayan bir hastayı kilometrelerce uzağa taşımak zorunda bırakmak demektir sizin yaptınız. Ben elli yedi yıldır Samsun'un merkezinde yaşıyorum, otuz yılı aşkın süredir de sağlık hizmeti veriyorum, elli yedi yıldır da ailemle beraber sağlık hizmeti alıyorum. O şehrin merkezindeki ikinci basamak Gazi Devlet Hastanesinin nasıl bir işe yaradığını en iyi ben biliyorum.
Bununla bitmiyor Samsun'daki sorunlar, ilçelerimizde yaşanan hekim eksiklikleri ise daha büyük bir kriz doğuruyor. Az önce bir akademisyen arkadaşımdan bilgi aldım, Samsun'da çocuk metabolizma uzmanı yok, çocuk göğüs hastalıkları uzmanı yok. Bu eksiklikler çocuk sağlığı hizmetlerinde ciddi aksamalara neden oluyor, topuk kanı taramalarından aşılama programlarına kadar birçok temel hizmet sekteye uğruyor. Samsun gibi bir bölgede sağlık hizmeti sunan kritik bir şehirde çocuk hastalıklarıyla ilgili böyle bir boşluk kabul edilemez. Bu neden oluyor? Hekim ihtiyacını bilmediğiniz için, buna göre planlama yapmadığınız için sonuç büyük bir vizyonsuzluk.
Şimdi size bir örnek daha vereceğim, Terme Devlet Hastanesine bir göğüs hastalıkları uzmanı atıyorsunuz. 20 kilometre yanında Çarşamba Devlet Hastanesinde göğüs hastalıkları uzmanı var. Atadığınız göğüs hastalıkları uzmanını Çarşamba Devlet Hastanesine, Çarşamba'daki uzman arkadaşı da şehre gönderiyorsunuz; yaptığınız tek iş bu, sağlık hizmeti bu, Termeli vatandaşlarımız kesinlikle sağlık hizmetinden göğüs hastalıkları konusunda faydalanamıyor.
Şimdi, geçenlerde Samsun'a geldiniz. Samsun bundan tam on yıl önce iki meslektaşımızı şehit veren bir şehir, hiçbir aileyi aramadınız, ziyaret etmediniz. Az önce yine bir şehit abimizin, göğüs cerrahı uzmanı abimizin eşiyle görüştüm, Göğüs Hastalıkları Hastanesine adı verilmişti Kamil Furtun diye, orayı da kapatıyorsunuz Eğitim Araştırmaya taşıyorsunuz. Kamil Furtun'un orada büstü var, çok kıymetli bir meslektaşımızdı, aile hâliyle o ismin ne olacağı, o büstün nereye konulacağını merak ediyor.
Bir diğer konu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hastanesinin örnekleyerek şöyle söyleyebilirim: Akademisyenler, kamu üniversitesindeki akademisyenler imkânsızlıklardan, personel eksikliklerinden, özlük haklarından çok ciddi şikâyetçi. Kamuda çalışan meslektaşlarıyla çok ciddi farklılıklar var.
Teşekkür ediyorum.