| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2025 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakan, sunumunuzda Türk dilinin ve Türk kültürünün öğretilmesi amacıyla 35 ülkede 1.740 öğretmen ve 45 ülkede 149 okutmanın görev yaptığını belirtiyorsunuz. Türkiye Maarif Vakfıyla da 180 ülkede resmî temas, 64 ülkede faaliyet göstermişsiniz. Yabancı uyruklulara da Türkçenin öğretilmesi konusunda gayretlerinizi anlatıyorsunuz ama Bulgaristan Türkiye maçı bitti, 20 tane futbolcumuzdan 2 tanesinin görüşleri alınmak üzere spiker mikrofon uzattı. Kenan Yıldız ile Ferdi kardeşimiz İngilizce konuştular yani yurt dışında bu kadar yatırım yapıyorsunuz da oradaki Millî Takım'a kadar yükselen 2 futbolcunun Türkçe konuşamaması bu yapılan çalışmaların kim için yapıldığı sorusunu gündeme getireceğini düşünüyorum. Çok üzüldüm yani Türk Millî Takımı'nda oynayan, Türkçe bilmeyen 2 tane futbolcumuzun varlığına.
Sayın Bakan, geçen dönem de söyledik, köy okullarının durumları gerçekten vahim. 7 bine yakın köy okulu kapalı ve bu köy okullarının bir kısmı da yenilenecek süreçte hayırseverler tarafından yaptırılmış taşımalı eğitimle buradaki çocuklar gidiyor, 1 milyona yakın çocuk taşınıyor. Bunların okulla ilişkisi, veli, okul ilişkisi ortadan kalktığı gibi belli bir dönem sonra kız çocuklarının okuldan alınmasına da yol açıyor. Sabah erken saatte gün doğmadan yola çıkan çocuğun başarılı bir eğitim alması ya da başarılı olması ne kadar olası. Ayrıca bunlara öğlen doğru dürüst beslenme sağlanamıyor. Anne baba ilişkilerinden mahrum kalıyorlar. Bu konuda taşımalı eğitimin sona erdirilmesi, köy okullarında öğrenci sayısı kaç olduğuna bakılmaksızın, eğer okul varsa eğitimin sürdürülmesini önemsediğimizi ifade etmek istiyorum.
Staj gören çocuklarımız var. Bunlara iş yerlerinde büyük bedenlere yüklenen iş gibi iş yaptırıldığı için bu yıl özellikle staj çocuklarında ölümler arttı. Bu çocuklar işe başladığında yaşlılık sigortası yapılmıyor, yalnız iş yerlerinde kaza sigortası yaptırılıyor ama ekonomik krizden ucuz işçi olarak bunlar sömürüldüğünden, büyük işlerde de kullanılıyor. Onun için TÜİK bunları işçi sayıp "Genç işsizliği azalttık." diyor. Çalışma Bakanlığı "Bunlar öğrenci, bunların işe başladığı gün staja ilgili süreci yaşlılık sigortasına saymıyoruz." diyor. Bu bir haksızlık ve bu bir hak gasbı. Bu konuda sizin de girişimlerinizle işe başladığı gün yaşlılık sigortası başlasın, primleri ödensin.
Tarım işçilerinin çocuklarını soruyorsunuz. Sayın Bakan, gidelim, Niğde'de birlikte gezelim. Tarım işçilerinin çocuklarının ayağı çıplak, üstü başı yırtık pırtık, ne okula giden var okulu açıldığı hâlde ne de okulun son döneminde okul eğitimini sürdürüyorlar. Bu çocuklar gerçekten eğitimden mahrumlar ve konuştuğumuzda çoğu bunların eğitim alamadığını söylüyor.
Okullarda madde bağımlılığı. Öğretmenlerle konuşun, öğretmen müdahale dahi edemiyor. Tuvaletin kapısı açık, oturup içeride madde çekenlerin olduğunu diğer arkadaşları söylüyor. Bunu aile, Emniyet, okul üçgeninde ele almak lazım çünkü 10 yaşına kadar indi. Anadolu'nun çoğu kentinde, akşam sokağa çıktığınızda bu çocuklara rastlıyorsunuz, içiniz acıyor. Bire bir tanık olduğum için söylüyorum.
PIKDES'de gerek çalışanın gerek öğretmenlerin kadroyla ilgili talepleri sürekli var. Bunlar öğretmen ve 657'ye tabiler ama kadro olaylarında beklenen düzenleme yapılmadı. Toplum yararı projesi kapsamında alınan daimi işçiler var. Bunları sürekli işçi kadrosunda çalıştırmak ihtiyaç. Çünkü bunlar okulda çocuk eğitimci arasındaki ilişkide de önemliler. Bizim dönemimizde tanımlama olarak hademe denirdi ama, hademe de öğretmen kadar değerliydi, bizim bir ağabeyliğimizi yapardı. Ama şimdi bunlar alınıyor, belli bir süre sonra işten çıkarılıyor. Özellikle -güvenlik de dâhil- bunların sürekli işçi kadrosuna alınmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum.
Çok arkadaşımız değindi, okullarda çocuklara bir öğün yemeğin verilebileceğine inanıyorum. Geçen yıl burada size bir önermede bulunmuştum, fakir zengin çocuğu arasında kılık kıyafetle ortaya çıkan problemlerden dolayı tek tipe dönülmesinin gerekli olduğunu ifade etmiştim, not almıştınız. Bu konuda bu yıl tek tipe dönüldü, teşekkür ederim. Bu kere, bu çocukların tek tip giyimlerde, ailelerden uygun kıyafet alamayanların da kitaplar gibi çocuklara ücretsiz sağlanması yolunda da bir çalışma yapılırsa çünkü, ekonomik krizin etkilediği çoğu ailede, özellikle de asgari ücretli ailelerde eğitim masrafları artı bir yük oluşturuyor. Bu konuda da bir çalışma yapılmasının gerekliliğine inanıyorum. Eğitim sistemindeki çeşitlilik bir kopukluğu da beraberinde yarattı. Yeterli eğitim alınamamasının yarattığı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir cümle söyleyeceğim.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Açamıyorum, söyleyin cümlenizi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bugün konuşulduğu için söylüyorum: Benim çocuğum endüstri meslek lisesinde okudu, ben de endüstri meslek lisesi mezunuyum. Ben okuldan çıkınca mühendis olacak dolulukta eğitim almıştım ama çocuğumla konuştuğumda "Baba bizde matematik diye bir kavram yeterli ölçüde yok." dedi. Çocuğumu endüstri mesleğe gönderdiğim için üzüntü duyan bir babayım.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ederiz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Endüstri meslek lisesinde özellikle yalnızca staj ya da meslekle ilgili değil, bir üniversiteye girebilecek kadar da eğitim kalitesinin artırılmasının gerekli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.