SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Öncelikle, bütün heyeti selamlıyorum, hoş geldiniz. Sunumlarınız gerçi devam ediyor, yine de teşekkür edeyim ben.

Bir sürü güzel örnek gördük burada, devam eden örnekleri de biraz inceledim ben. Yani bunların bütün kentlere yayılabilmesi çok önemli çünkü bazı kentler, işte büyükşehirlerde erişimler daha rahat olabiliyor ama küçük şehirlere gittikçe birçok şeyin, aslında erişimin çok sıkıntılı olduğunu biliyoruz. En basit örnek ben Bitlis Milletvekiliyim yani Bitlis'te mesela buna benzer bir yaşam alanı, benzer modellerin, örneklerin olmadığına dair de birçok şeyi görebiliyoruz. Yani şu ürünün yaratılması bile aslında çok heyecanlandırdı, bence buradaki herkesi heyecanlandırdı. Toplumun da beklentisi esasında bu, toplumun, bu engelli bireylerin ebeveynlerinin de beklentisi bu. Devletin, kamu kurumlarının bu yönde gözle görülen, tutulan yani yaşamı bir bütünen kolaylaştıracak çalışmaların olması aslında.

Ben sadece şeyi sormak istiyorum: "600 tane dağıtıldı." demiştiniz yanlış değilse, bu koordinasyon nasıl sağlanıyor? Mesela, serebral palsili bir bireyin ailesi diyelim buna nasıl erişebiliyor? Bir koordinasyon var mı? Bu koordinasyon içerisinde yerel yönetimler dâhil mi, değil mi? Ben biraz onu aslında merak ediyorum.

SERÇEV PROJE YÖNETİCİSİ İBRAHİM ARSLAN - Hepsine dâhil. Bitlis'e sanıyorum 3 tane cihaz verdik.

Şöyle: Cihazının daha yapım aşamasında talep topladık. Bu talebi toplarken internet sitesinden her ilçedeki rehberlik araştırma merkezleri -ki her ilçe teşkilatında var biliyorsunuz- ve özel eğitim merkezleri de -onlar da Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlıdır- dâhil oralardan ilana çıkılarak talepler toplandı. Toplanan talepte bir de formumuz vardı, o form üzerinden bize başvurular geldi. Toplam 4.500 başvuruyla ilgili harekete geçelim diye ondan sonra başlandı. Burada iki üç şeyi Aile Bakanlığımız ve Sanayi Bakanlığımız birlikte kararlaştırdılar. Bize dikte ettikleri şuydu: Öncelikle, verilecek çocuklar -toplam 600 tane yapılacak- mutlaka maddi durumları problemli olan insanlardan olsunlar. Onu da şu şekilde seçtik: Evde bakım parası ve engelli aylığı alan çocukları seçtik. Önceliği tabii ki daha genç çocuklara verdik yani kilo olarak 55'ten az olmasını öngördük. Üçüncü kriterimiz de tabii ki çocukların kilolarıydı, kiloları ve boyları bizim tasarım kriterlerimize uygun olmak zorundaydı. Bir de "hareketsizlik katsayısı" diye bir -sayın doktorlarımız çok iyi bilirler- engellilik durumunu ifade eden, hareketsizlik durumunu ifade eden bir gösterge var birinci seviyeden beşinci seviyeye kadar. Birinci seviye bastonla yürüyen birisini değerlendirin, beşinci seviyede de hiçbir hareketini kendisi yapamayan, ittirilerek ancak tekerlekli sandalyede hareketi mümkün olan çocuklar. Biz dört ve beş seviyesindeki çocukları hedef aldık, bunun asıl hitap ettiği çocuk grubu onlardır. Engelli bakım, engelli aylığı ve evde bakım aylığı alıyor olmasını öne aldık. Çocukların 55 kilodan az, 17 kilodan fazla, o da tasarım kriteri olarak olmasını hedef aldık. Bu şekilde belirlenen çocuklarımızın sayısı da 600'dür. Biz bu projeye üç buçuk senedir devam ediyoruz, geçen zaman içerisinde bu kriterlerin dışına çıkan çocuklarımız oldu, maalesef vefat eden çocuklarımız oldu, kilosu çok artan çocuklarımız oldu. Onlardan feragat edenleri de diğerlerinin üzerine tamamlayarak bu şekliyle listemizi tamamladık. Türkiye'nin her iline en az 2 tane ancak nüfusları oranlarında da artırarak gönderdik, Hakkâri'de de var, Bitlis'te de var, İstanbul'da da var fakat en az 2 tane mutlaka gidecek şeklinde hesabımızı ona göre yaptık. Şu anda nakiller devam ediyor, bitmek üzere. Oralarda da hem -Ankara'dan dağıttığımız 253 taneyi geçti, diğerleri de 305 tane illerde- böylece her ilde, her ilçede, köylerde denenecek, o coğrafi şartlarda oradaki belediye imkânlarında denenecek ve bizlere de geri dönüş sağlanacak.

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Yani seri üretim olduğu...

SERÇEV PROJE YÖNETİCİSİ İBRAHİM ARSLAN - Hayır, seri üretim değil bunlar deneme üretimidir.

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Dileyelim ki var varsayalım, seri üretim başladığı zaman -dileyelim ki olsun- yani bir seri üretime geçiş durumunda, bunların bir fiyatlandırma durumu söz konusu olduğunda ekonomik anlamda dar gelirli vatandaşların bunu nasıl temin edeceğine dair böyle bir çalışmanız var mı?

SERÇEV PROJE YÖNETİCİSİ İBRAHİM ARSLAN - Bunun koordinasyonunu yaptık, Sayın Sağlık Bakanımız bu konuya çok önem verdi, SGK Genel Müdürümüz de çok önem verdi, Maliye Bakanlığıyla istişare ettiler ve dediler ki: Bunlar eğer bu fiyat veya -ki o zaman konuşulan fiyat 30-35 bin lira aralığındaydı- buna yakın bir fiyata çıkarsa biz bunları Sağlık Uygulama Tebliği kapsamına alırız, SUT kapsamında reçete edilebilir hâle getiririz ve devlet bunun bedelini karşılar.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Yeter ki seri üretime geçelim hızlıca Sayın Genel Müdürüm.

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Seri üretimi zorunlu kılıyor.

Teşekkürler.