KOMİSYON KONUŞMASI

ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Sayın Bakanım, Sayın, Komisyon Başkanım, değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın 2026 yılı bütçe görüşmeleri hayırlı olsun.

Taksici esnafımızın heyetinize selamları var. Talepleri üzerine yaşadıkları mağduriyetlere değinmek üzere söz aldım.

Bugün karşımıza koyduğumuz mesele yalnızca bir meslek grubunun sıkıntısı değildir; şehirlerimizin ulaşım omurgasını taşıyan, milyonlarca vatandaşın güvenli ve hızlı ulaşım hakkını doğrudan etkileyen çok boyutlu bir yapı sorunudur. Taksici esnafının yaşadığı mağduriyetler çözümsüz kaldıkça bundan yalnızca şoförler değil, başta öğrenciler, işçiler, yaşlılar, kadınlar olmak üzere bütün bir şehir hayatı zarar görmektedir. Bu nedenle, meseleyi bir esnaf sorunu değil, doğrudan bir kamu hizmeti sorunu olarak ele almak zorundayız.

Değerli milletvekilleri, taksiciyi zora düşüren bir diğer ağır yük ÖTV'dir. Yüksek ÖTV oranları nedeniyle taksici esnafı araçlarını yenileyememekte, bu durum hem hizmet kalitesini hem de şehirlerdeki ulaşım güvenliğini doğrudan etkilemektedir. Oysa taksi, dolmuş, minibüs ve diğer ticari araçlar için ÖTV muafiyeti sözü verilmiştir. Bu söz hayata geçtiği takdirde yalnızca esnaf değil, vatandaş da daha güvenli, daha konforlu, daha çevre dostu araçlarla yolculuk edecektir. Elektrik ve hibrit araçların yaygınlaşması, karbon salınımının düşmesi modern şehir içi ulaşım standartlarına geçiş açısından büyük bir fırsat doğacaktır. Esnafımızın maliyetlerini hafifletecek bu adımın ülke genelinde hizmet kalitesini artıracağına inanıyoruz. Bununla birlikte, belgelerden ve sahadaki deneyimlerden açıkça anlaşılmaktadır ki sosyal güvenlik mevzuatı taksit sektörünün dinamik yapısına uyumlu değildir. Bir şoför işi bıraktığında, aynı gün içinde yeni bir şoförün hizmete başlaması gerekirken SGK girişinin bir gün önceden yapılması zorunluluğu yüzünden hizmet devamlılığı sekteye uğramaktadır. Bu durum vatandaşın ulaşımını aksatmakta, esnafı da zor durumda bırakmaktadır. İnşaat, balıkçılık ve tarım gibi sektörlerde uygulanan aynı gün SGK girişi modeli şehir içi ulaşım gibi kritik bir hizmet için de geçerli olmalıdır. Böylece, yolcu mağduriyeti önlenecek, kayıt dışı çalışmanın önü kesilecek ve hukuki uyum kolaylaştırılacaktır.

Vergi sistemi konusunda da ciddi karışıklıklar vardır. Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların zorunlu hâle gelmesiyle birlikte taksici esnafın basit usulden çıkarılarak gerçek usule geçmeye zorlanması büyük bir risk barındırmaktadır. KDV mükellefiyetine geçiş, artan muhasebe giderleri, yüksek SGK primleri ve stopaj yükümlülükleri binlerce küçük esnafın faaliyetini sürdürememesine yol açabilir. Bu noktada kamu yararı adına yapılması gereken esnafı kayıt altına alırken onların yükünü artırmayan adil bir vergi modeli oluşturmaktır. Dijital POS cihazı kullanan, gelirini şeffaf biçimde belgelendiren esnafa muafiyet veya özel vergi indirimi tanınabilir. Bu, hem devletin vergi gelirlerini artıracak hem de vatandaşın hizmet aldığı taksi sistemini ayaktır tutacaktır.

Sayın Başkanım, hukuki statü karmaşası da sektörü yıllardır yoran bir başka büyük problemdir. Şoför fiilen bağımsız çalışmasına rağmen mevcut mevzuat onu araç sahibi tarafından sigortalı çalışan gibi göstermektedir. Bu durum, yıllar sonra iş davalarına, büyük tazminat yüklerine, mahkemelerde yoğun dosya birikimine yol açmaktadır. Hem araç sahibini hem şoförü mağdur eden bu yapının yeniden düzenlenmesi şarttır. En makul çözüm şoförün kendi nam ve hesabına çalışan esnaf olarak tanımlanması, BAĞ-KUR kapsamında sigortalı olması ve araç sahibiyle aradaki ilişkinin net bir hizmet sözleşmesi çerçevesinde yürütülmesidir. Bu düzenleme hem hukuki ihtilafları ortadan kaldıracak hem de taksici esnafının sosyal güvenlik güvencesini sağlamlaştıracaktır.

Bir diğer ağır yük ise sigorta primleridir. Taksicilik yüksek riskli bir meslek olarak sınıflandırıldığı için trafik sigortası ve kasko primleri diğer sektörlere göre çok yüksektir. Bu durum esnafın kazancını azaltmakta, araç yenilemeyi imkânsızlaştırmakta ve hizmet kalitesini düşürmektedir. Devlet destekli sigorta teşvikleri, taksit sektörüne özel poliçeler ve primlerin makul seviyelere çekilmesi hem esnafın hem vatandaş yararınadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Kılıç.

ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Daha uygun...

Hemen bitmek üzere Sayın Başkanım, bir yarım dakika...

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Sayın Kılıç, toparlayın lütfen bir cümleyle.

ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Daha uygun primlerle daha iyi sigorta hizmeti hem araçların daha iyi korunmasını hem de vatandaşın daha güvenli araçlarda seyahat etmesini sağlayacaktır.