| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .11.2025 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basın mensupları; hoş geldiniz.
Bugün, burada, yalnızca Dışişleri Bakanlığının bütçesini değil, aynı zamanda Türkiye'nin onurunu, itibarını ve bağımsızlığını ilgilendiren bir tabloyu konuşuyoruz çünkü dış politika bir ülkenin omurgasıdır. Ne yazık ki bu iktidar döneminde, özellikle bu Kabine marifetiyle Türkiye'nin dış politikası omurgası hasarlanmış bir görüntü vermektedir. Bakın, 19 Eylülde İngiltere'nin İstihbarat Şefi Richard Moore İstanbul'a geliyor, görevine veda konuşmasını burada yapıyor. Türkiye'de yaptığı o konuşmada açıkça 3'üncü ülkelere karşı ajan devşirme çağrısı yapıyor. Hangi egemen ülke buna izin verir arkadaşlar, bu konuda atılmış bir tek diplomatik adımınız var mı? Bu iktidardan, sizlerden tek bir açıklama duyduk mu? Hayır, bir yabancı istihbarat şefinin Türkiye'nin göbeğinde böyle pervasızca konuşabilmesi AKP iktidarının Türkiye'yi ne hâle getirdiğinin en somut göstergesidir. Bakın, bu tablo bize ister istemez şu soruyu sorduruyor: İç savaşlar, çatışmalar içinde debelenen Libya, Etiyopya, Sudan gibi ülkelere, oradaki silahlı gruplara, özellikle son dönemde bazı askerî teknik ekipman satışı yapılıyor; Türkiye bu çatışmaların herhangi bir yerinde midir, hangi gerekçeyle taraf hâline getirilmektedir? Bu ülkelerde de bir Batı gücünün taşeronluğunun yapıldığı şüphesi Sayın Moore'un İstanbul'daki talihsiz sözlerinden sonra daha da kuvvetleniyor, anlamlı hâle geliyor.
AKP dış politikasının bir diğer çöküş alanı Filistin meselesidir, İsrail'in yönetimini elinde tutan zorba iktidara karşı sergilediğiniz tutumdur. Washington'a yapılan son ziyarette -Trump'ın gözüne girdiğiniz son ziyaretten bahsediyorum- Gazze konusunun hiçbir şekilde gündeme getirilmemiş olması, iktidarın yıllardır iç politikaya yönelik sözüm ona sert söylemlerinin gerçekte hiçbir hükmünün olmadığının tek işaretidir. Kürsülerde esip gürleyenler söz konusu Amerika olunca dut yemiş bülbüle dönüyor. İki yıldır döne döne "İsrail'le ticareti tamamen kestik." diye açıklamalar yapıyorsunuz. Soruyorum: 1997'de imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nı iptal ettiniz mi? Hâlâ yürürlükte. O hâlde millete lütfen doğruları söyleyin. Gazze'ye insani yardım meselesi; her gün yardım açıklamaları yapılıyor ama İsrail Türkiye'den gelen yardımları kabul etmiyor, yardımlar Mısır Kızılayı üzerinden kamyonlarla aktarılıyor. Bu yardımların ne kadarı Gazze'ye ulaşıyor, bunu bilmek istiyoruz. Kontrol mekanizması var mı bilmek istiyoruz. Dışişleri Bakanlığı bu konuda tek bir açıklama yapmıyor, sebebini bilmek istiyoruz.
Dış politika üzerinde bir diğer hayati konu Doğu Akdeniz'de Türkiye sistematik şekilde çevrelenirken Güney Kıbrıs'ın Türk Cumhuriyetleri tarafından tanınması gibi son derece kritik gelişmelere Dışişleri Bakanlığının yine herhangi bir tepki vermemiş olmasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti pazarlık konusu yapılıyor mu merak ediyoruz. Artık bu bir soru değil, bir endişe değil, iktidarın tutumuyla beslenen bir gerçeklik hâline gelmiştir. Yunan ve Rum liderlerle kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin içeriği gizlenmektedir. Hükûmetin Kıbrıs politikasıyla Cumhur'un ortağının açıklamaları sürekli çelişmektedir.
Değerli milletvekilleri, Dışişleri Bakanlığı bürokrasisinden çok ciddi şikayetler duyuyoruz. Bakanlık içinde ideolojik kadrolaşmanın, liyakat düşmanlığının, baskı ve sindirme mekanizmalarının özellikle son dönemde tavan yaptığı yönündeki iddiaları dikkatlerinize sunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin en itibarlı kurumlarından birini bu hâle getirmek, en hafif deyimle devlete haksızlıktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu iktidarın dış politikası derin bir krizdedir. Hatta, iddia ediyorum, diplomatik zaviyede politikasızdır bu iktidar. O yüzden bu iktidara okyanus ötelerinden meşruiyet bahşedilmektedir. Bu iş, Tom Barrack'lar, Richard Moore'lar üzerinden kurtarılmaktadır, Türkiye Cumhuriyetine yakışmamaktadır.