KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Bakanım, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben önce Çalışma Bakanlığının yetkilileriyle görüşmek istiyorum, onlarla ilgili konularımı değerlendirmek istiyorum. Şimdi, sunumunuzun başında engellilerin haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerden bahsettiniz, son derece güzel. Gerçekten bu konu çok önemli bir konu. Burada Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, engellilerin haklarını insan hakları perspektifinden ve insan onuruna yaraşır bir çalışma ortamından da bahseden bir uluslararası sözleşmenin de tarafı aynı zamanda Türkiye. Şimdi, bu şekilde bakacak olduğumuzda en son 2008 öncesi sigortalıların emeklilik haklarıyla ilgili ciddi bir hak mağduriyeti yaşandı. Siz çalışma tarafındasınız biliyorum, emeklilik tarafında değilsiniz ama bu çalışan ve emeklilik hakkıyla ilgili tarihi eline almış kişiler üzerinde çok ciddi bir motivasyon kaybına neden oldu. 2008 öncesi sigortalılar vergi indirimi üzerinden emeklilik hakkını alırken bir anda, bu yılın başında değiştirilen kanunla, yeni kanunla çalışma gücü kaybı üzerinden emekliliğe döndürüldüler, tıpkı 2008 sonraki sigortalılar gibi fakat bu durum bu sigortalıların çalışma hayatında çok büyük bir iş gücü kaybına, motivasyon düşüklüğüne, çaresizliğe ve gerçekten büyük bir moral bozukluğuna neden oldu, ben sayısız mesaj alıyorum bu konuda. Acaba bu konuda ne düşünüyorsunuz? Biz Birleşmiş Milletler insan hakları perspektifinden bir sözleşmenin de tarafı olduğumuzdan -kaldı ki Anayasa’nın belli maddelerine de aykırı bu tutum- bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Birincisi onu sorduracağım. Aynı soruyu sendika yöneticilerine de sormak istiyorum: Bu konuda sizin bir yaklaşımınız var mı? Bu hak kayıplarıyla ilgili sizin tarafınıza gelen, özellikle bildiğiniz daha sendikal örgütlenme açısından bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz? Bir de onu sormak istiyorum.

İkincisi, 2008 sonrası sigortalı olanlar için onlar zaten çalışma gücü kaybı üzerinden emekli oluyorlardı, onlar da emekli olduktan sonra bir grup emekli maaşını almaya devam ederek çalışmalarına devam ederken bir grubun emekli aylıklarında kesintiler oluyor ama burada bir kargaşa var. Tam olarak bunun nedenini anlayabilmiş değiliz. Ben çok sayıda yetkiliye de sordum, 2008 sonrası sigortalıda, çalışanda emekli aylığı devam ederken bazılarında kesintilere neden oluyor, acaba bu konuda da bir fikriniz var mı? Çünkü bu da ciddi bir hak mağduriyeti. İkinci sorum kotalarla ilgili. Çok güzel bir tablo vermişsiniz, kamuda şu anda engelli kontenjanı doluluk oranını yüzde 88,40 olarak vermişsiniz. Kontenjan fazlasıyla birlikte doluluk oranına baktığınızda, yüzde 115 oluyor yani doygunluğu geçmiş kontenjan fazlasıyla. Peki, bu kotalarda değişikliğe gidilmesi düşünülüyor mu acaba? Yani dünyada farklı kota uygulamaları var; işte, mesela, Almanya'da, Hollanda'da yüzde 6'lara, 7'lere çıkan kota uygulamaları var. Malum, engelli oranımız da giderek artıyor, her ne kadar sayıları bilmiyor isek de... Acaba bu kotalar... Çünkü "Böyle geldi, böyle gidecek." diye bir kural yok. Bunu değerlendirmeye alıyor musunuz acaba? Kotalarda bir değişiklik planlanıyor mu?

Son sorum da Sayıştayın 2024 raporunda bu sosyal yardımlaşma vakıfları üzerinden çalışabilir olarak nitelendirilen kişiler İŞ-KUR'a yönlendiriliyor, biliyorsunuzdur; İŞ-KUR'a yönlendirildikten sonra da kayıt altına alınıyor ve İŞ-KUR üzerinden de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun bir gereği olarak işe yerleştirme yapılıyor. Aile Bakanlığının 2024 Sayıştay raporundan şöyle bir şey okuyacağım: Sosyal Yardımlaşma Vakfı İŞ-KUR'a çalışabilir olarak 607 bin kişi göndermiş. Bunun sadece yüzde 22'si, 137 bini İŞ-KUR'a kaydedilmiş, dernekten gönderilenin sadece yüzde 22'si kaydedilmiş, ki o da 137 bin kişiye denk geliyor. Bu 137 bin kişinin de sadece 19 bini İŞ-KUR üzerinden bir işe yerleştirilmiş. Genel olarak baktığınız zaman, her çalışma çağındaki 5 engelliden 1'i ancak çalışabiliyor. Bunun türlü türlü nedenleri var, işte, üniversiteyi bitirememek de bunun en temel nedenlerinden biri. İŞ-KUR'a yönelik bir denetim modeliniz var mı acaba? Ne kadar geliyor, ne kadarı yerleştiriliyor? Bir hesap verme, bir denetim mekanizması... Bu 2024 yılında Sayıştay raporuna yansımış. Bunla ilgili İŞ-KUR acaba ne yapmayı düşünüyor?

Teşekkür ediyorum.