| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 14 .11.2025 |
AHMET KILIÇ (Bursa) - Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, çok değerli milletvekillerimiz, çok değerli Bakanlık bürokratlarımız; cumhuriyetimizin 2'nci asrına adım attığımız bu dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi kültürün, sanatın ve turizmin öncüsü hâline getirme azmiyle çalışan Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesi üzerine bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Öncelikle, milletimize gece gündüz hizmet eden, vizyonu ve kararlılığıyla Türkiye'yi her alanda şahlandıran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bir milleti ayakta tutan yalnızca ekonomik göstergeler değildir, onu güçlü kılan kültürel birikimi, tarih bilinci ve millî hafızasıdır. İşte, bu anlayışla, AK PARTİ iktidarları olarak yirmi üç yıldır kültürü bir vitrin değil, medeniyet inşası alanı olarak gördük; her bir kütüphane, her tiyatro salonu, her sanat ve kültür merkezi bu vizyonun birer somut göstergesidir. Bu eserleri geleceğe uzanan bir medeniyetin temelleri olarak görüp geçmişe sahip çıktık ve Allah'ın izniyle geleceğe de miras bırakacağız.
Değerli milletvekilleri, kültürün temel taşı bilgidir. Bizim anlayışımızda okumak kadar üretmek, bilgiyi icraata dökmek en önemlisidir.
Yine, bu anlayışla, 2023 yılında, cumhuriyetimizin 100'üncü yılı onuruna "100'üncü yılda 100 yeni kütüphane" hedefimizi hayata geçirdik. Bugün, ülkemiz genelinde 1.301 halk kütüphanesi sadece kitap okuma mekânı değil, yaşayan ve nefes alan kültür merkezleri hâline gelmiştir. Özellikle İstanbul'daki Rami Kütüphanesi örneği dikkat çekicidir, 36 bin metrekarelik kapalı alanıyla sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da sayılı bilgi merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Açıldığı günden bugüne 7 milyon ziyaretçi ağırlamış, 40 bini aşkın yeni üye kazanmıştır. Bu kütüphane aynı zamanda uluslararası tasarım ödülleri alarak ülkemizin kültürel vizyonunu dünyaya göstermiştir ancak işin asıl önemli kısmı Rami Kütüphanesi gibi merkezlerin okuyan değil, üreten Türkiye vizyonuyla somutlaştırılmasıdır. Yapay zekâ temelli 100 akıllı kütüphane projesiyle bilgiye erişim artık çağın gerektirdiği dijital alt yapıyla sağlanmaktadır.
Gençlerimiz yalnızca kitap okumuyor, kendi projelerini geliştiriyor, deneyler yapıyor ve araştırmalarını hayata geçiriyor. Bir örnek vermek isterim: Erzurum'da bir lise öğrencisi Rami Kütüphanesinin dijital laboratuvarını kullanarak 3D yazıcıyla bilim projesi geliştirdi ve ulusal yarışmada 1'inci oldu. İşte, biz bunu hedefliyoruz; kültürü sadece okumak için değil, üretmek için bir araç hâline getirmek istiyoruz. Bunun yanında, Ankara'daki Koleksiyon Kütüphanesi ile Eskişehir'deki Odunpazarı Halk Kütüphanesi sadece kitap sunmakla kalmıyor; öğrenciler, öğretmenler ve girişimciler için çalışma ve inovasyon alanları olarak hizmet veriyor.
Değerli arkadaşlar, Adana, İzmir, Trabzon, Diyarbakır ve Gaziantep'te açtığımız kütüphaneler de aynı vizyonu taşıyor. Bu nedenle, 2026 bütçesinde kütüphanelere ayrılan kaynak sadece fiziksel mekân değil bilginin, üretimin ve yaratıcılığın desteklenmesi olarak görülmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, sanat kültürün ifade biçimidir, başka bir deyişle sanat kültürün ruhu ve dili gibidir. Eskiden sadece büyükşehirlerde yapılabilen sanat etkinliklerini, artık kamyon tiyatro, vagon sahne ve genç sahne projeleriyle Anadolu'nun dört bir yanına taşıyoruz. Bu sayede, binlerce çocuğumuz ilk kez tiyatro, bale ve operayla tanışıyor. 2024 yılında başlattığımız Opera ve Bale Her Yerde Festivali kapsamında Şırnak'tan Edirne'ye 27 binden fazla vatandaşımız opera ve bale izleme imkânı buldu.
BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - İzlemeyi bırakıp bir de eğitimini alabilseler keşke.
AHMET KILIÇ (Bursa) - Onları da alır, merak etmeyin, onlarla alakalı da gereken şeyleri Bakanlığımız bu yılki bütçe kalemlerinde fazlasıyla ortaya koydu.
2024 yılından bahsettik, sadece seyretmek değil sahnede de aynı zamanda çocuklarımız rol aldı ve sahne arkası deneyimlerini de sanatı da yaşayarak öğrendiler. Yerli eserlerimizin dünya prömiyerlerini yaparak Türk sanatını evrensel sahnelere taşıyoruz. Gilgameş Operası'ndan Şahmeran'a, Payidar Modern Dansı'ndan Cingöz'ün Oyunu'na kadar her eser bu toprakların hikâyesini dünyaya anlatıyor. Bu projeler sayesinde sanat ideolojik bir araç değil, birleştirici bir güç hâline geliyor. Anadolu'nun en ücra köşelerinde sahnelenen bir tiyatro oyunu sadece oradaki çocuklarımızın değil tüm milletimizin ufkunu genişletiyor.
Özetle, sanatta ulaştığımız mesafe sadece sayısal artış değil kalite, erişim ve toplumsal etkiyle ciddi manada ölçülmektedir. Değerli milletvekilleri, kültürde sadece yeni eser üretmekle sınırlı kalmıyoruz, atalarımızdan miras kalan değerleri korumak ve gelecek nesillere taşımak da kültür politikamızın merkezindedir. Bugün, Türkiye genelinde yüzlerce kültür varlığı restore edilmiş, müze hâline getirilmiş; örneğin, Çanakkale'deki Seddülbahir Kalesi, Sinop'taki tarihî cezaevi, Hatay'daki Cemil Meriç Kütüphanesi, Ordu'daki Ünye Bebek Kütüphanesi tarihî dokusunu koruyarak gelecek nesillere aktarılmıştır.
Dijital çağda da kültürel mirasımızı korumaya devam ediyoruz. Atatürk Ansiklopedisi ve Türk Dünyası Ansiklopedisi dijital erişime açılmış, milyonlarca genç araştırmalarına kolayca bu portallardan ulaşmaktadır. Yine, Türk Masal Külliyatı Projesi kapsamında 81 ilimizden derlenen 6 bini aşkın masal, "masal.gov.tr" adresinden erişime açılmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu çalışmaların amacı, gençlerimize, öğrencilerimize ve araştırmacılarımıza kültürel sürekliliği sağlamak ve tarih bilincini aktarmaktır Bugün, artık, kültürün sadece bir estetik alan değil bir ekonomik güç, bir stratejik değer hâline geldiği bir çağda yaşıyoruz. Dünyada "yaratıcı endüstriler" diye adlandırılan bu alan ülkelerin hem ekonomik büyümesine hem de uluslararası itibarına doğrudan etki ediyor. Biz de Türkiye olarak kültürel üretimimizi bu bakış açısıyla yeniden şekillendiriyoruz. Filmden müziğe, tasarımdan gastronomiye kadar her alanda üretim yapan sanatçılarımıza ve girişimcilerimize destek veriyoruz. Kültür Yatırım Fonumuzla özel sektörü bu alana daha fazla yönlendiriyor, kamu-özel iş birliğini güçlendiriyoruz. Turizm bu kültür ekonomisinin en önemli ayağıdır. Biz sadece deniz, kum, güneş turizmi yapmadık; kültür turizmiyle, inanç turizmiyle, sağlık turizmiyle Türkiye'yi dünya markası yaptık. Göbeklitepe'den Efes'e, Sümela'dan Ani'ye kadar pek çok mirası ayağa kaldırdık. Bu çeşitliliğin merkezinde Anadolu'nun binlerce yıllık birikimi, medeniyetimizin eşsiz derinliği vardır. İşte, bu yüzden biz, turizmi sadece gelir kalemi değil, bir medeniyet anlatısı olarak görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu topraklarda Selçuklu'nun taşına, Osmanlı'nın kubbesine, cumhuriyetin kalemine sinmiş bir ruh vardır. O ruh, bugün hâlâ türkülerimizde, halılarımızda, camilerimizin kubbelerinde yaşamaktadır. İşte, biz o ruhu yaşatmak, geleceğe taşımak için buradayız. Türkiye Yüzyılı dediğimiz büyük vizyonun kalbinde kültürün dirilişi vardır. Bu vizyon, sadece yolları, köprüleri, havaalanlarını yapmak değildir; insanın ruhunu, hafızasını, benliğini yeniden inşa etmek demektir çünkü kimliğini unutan insanlar yönünü kaybeder, biz o yönü millî kültürle bulmanın şu an için yolundayız.
Değerli milletvekilleri, dijital platformda da içerik üreten, teknolojiyle sanatını buluşturan gençler artık yalnızca takip eden değil, trend belirleyen bir nesil hâline geldi. Kültür Bakanlığımız Türkiye Dijital Kültür Stratejisi'yle de bu alanda öncü bir adım atıyor. Artık Türk kültürü sadece geçmişte değil, dijital gelecekte de fazlasıyla var olacaktır.
Yine, kültür diplomasisi adına Bakanlığımızın yaptığı son derece önemli işler var. 2024 yılında gerçekleştirilen Türkiye-Macaristan Karşılıklı Kültür Yılı kapsamında 130'dan fazla etkinlik düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanlarımızın katıldığı tarihî törenlerle 2 ülke ilişkileri de önemli düzeyde pekiştirilmiştir. TİKA aracılığıyla yürütülen projeler kültürel diplomasimizin en somut örneklerindendir. Moldova'da Komrat Eğitim Külliyesi, Bosna'da Srebrenitsa Soykırımı Anma Müzesi, Kırgızistan'da Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi Türkiye'nin sadece yardım eden değil, iz bırakan bir ülke olduğunu fazlasıyla göstermektedir.
Yine, sinema, müzik, yayıncılık ve dijital içerik üretimi artık stratejik sektörler hâline gelmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, 2023 ve 2025 yılları arasında 472 sinema projesine destek vererek 1 milyar TL'yi aşan bir katkı sağlamıştır. Yerli Film Gösterim Desteği, Sinema Yollarda, Çocuklar İçin Gezen Sinema projeleriyle kültür sadece büyük şehirlerde değil; köylerde, ilçelerde ve deprem bölgelerinde çocuklarımızın yüzlerinde gülümseme olarak hayat bulmuştur. Bugün Türk dizileri 150'den fazla ülkede izlenmektedir. GoTürkiye platformunda yayınlanan mini diziler 2,4 milyar izlenmeye ulaşarak Türk kültürünün yumuşak gücünü tüm dünyaya göstermiştir. Ayrıca, konaklama tesislerinde telif hakları sorunu kırk yıl sonra çözülmüş, sanatçılarımızın gelirleri son iki yılda yüzde 343 artışla 2 milyar TL'yi aşmıştır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığımız sadece kültürde değil turizmde de tarihî başarılar elde etmiştir. 2024 yılında ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 62,3 milyon kişiye, turizm geliri ise 61 milyar dolara ulaşmıştır. 2025 yılında Ocak-Eylül döneminde ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 50 milyon kişi olarak gerçekleşmiştir. Biraz geriye gittiğimizde, yıllara itibarıyla baktığımızda, 2002'den başlayarak Türkiye'nin turizm yolculuğuna bakacak olursak o günlerde sadece 13 milyon turist ülkemizi ziyaret ediyordu, 2010'da bu sayı 31 milyona ulaştı, 2022'de 51,4 milyona, 2024'te 62 milyona ulaşmıştır. Bu tablo gösteriyor ki AK PARTİ iktidarı döneminde turizm sadece büyümekle kalmadı, krizlerden de hızla toparlanmayı fazlasıyla başardı.
Sayın Bakanım, seçim bölgem Bursa'yla alakalı birkaç şey ifade etmek istiyorum. Bursa Osmanlı'nın ilk başkenti olarak hem tarihî hem de doğal zenginlikleriyle öne çıkmaktadır. Cumalıkızık köyü UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almakta ve ziyaretçilere Osmanlı köy hayatını deneyimleme fırsatı sunmaktadır.
Yine, Ulu Cami ve Yeşil Türbe hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini fazlasıyla çekmektedir.
Uludağ ise kış turizmi ve kayak aktiviteleriyle Türkiye'nin önde gelen destinasyonu olarak şu anda cazibesini korumaktadır. Termal turizm alanında da Çekirge'de ve Oylat'ta sağlık ve SPA turizmi en cazip hâle getirilmiştir ve Bursa'mızın her anlamda turizmden en yüksek faydayı sağlaması için yoğun bir gayretle hep birlikte çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.
Tabii, Sayın Bakanım, bu yıl Bursa'nın fethinin 700'üncü yılı. 6 Nisan 1326 tarihinde Bursa Osman Gazi'nin oğlu Orhan Gazi tarafından fethedildi. Sadece bir şehir olarak fethedilmedi; adaletin, irfanın, hoşgörünün ve medeniyetimizin temel taşlarından biri olan Osmanlı'nın ilk başkenti olarak tarih sahnesine çıktı. Geçen yıl biz sizlerden rica etmiştik, ricamızı kırmadınız, teşekkür ediyoruz bunun için.
Bu vesileyle, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın öncülüğünde bu yıl gerçekleştirilecek programlar Bursa'nın tarihî hafızasını yeniden canlandıracak, fetih ruhunu gelecek nesillere aktaracak ve bu aziz şehri bir kültür başkenti olarak yeniden taçlandıracaktır ve çok büyük anlam taşımaktadır bu etkinlikler. Türbeler, külliyeler ve çarşılar etrafında özel kültür rotaları oluşturacağız; uluslararası sempozyumlar, sergiler ve sahne gösterileriyle, tematik festivallerle Bursa'mızın derin medeniyet birikimini dünyaya anlatacağız ve geleceğe taşıyacağız inşallah. Bu noktada, başta Kültür Bakanlığımızda Bakan Yardımcılarımıza, Genel Müdürlerimize bir kez daha teşekkür ediyoruz, süreci titizlikle takip ediyorlar; birçok toplantıyı Valiliğimiz bünyesinde yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Tüm Komisyon üyelerimizi, tüm milletvekillerimizi de Bursa'mızın 700'üncü fetih yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilecek programlara bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, kırsal ve kültür turizmi projelerimiz de devam etmektedir. Anadolu köylerinde başlatılan yerel turlar, gastronomi ve el sanatları etkinlikleriyle turistlere özgün deneyimler sunmaya devam ediyoruz. Sürdürülebilir turizm alanında ise Türkiye 19 binden fazla tesisi kapsayan sertifikasyon programıyla çevre dostu bir turizm altyapısı oluşturmuştur. Turizm sadece bir döviz girdisi değil, istihdam ve yerel ekonomiye katkısı da son derece hızlı bir şekilde devam etmektedir. Özellikle ücretsiz halk plajlarımız ve ekoturizm projelerimiz çevreye duyarlılık ve yaşam kalitesine de katkı sağlamaktadır.
Dijitalleşme alanında attığımız adımlar da son derece önemlidir. Dijital Göçebe Vizesi uygulamasıyla teknoloji çalışanlarının Türkiye'yi tercih etmesini sağlamış bulunmaktayız. Bugüne kadar 2.500'ün üzerinde başvuru alındı ve binlerce kişi ülkemizde bu anlamda da çalışmalar başlattı.
Son olarak da deprem sonrası bölgelerde de turizmin hızlı toparlanması, müze ve kültür alanlarının yeniden açılması ve yerel ekonomiye destek gibi çalışmaları da hızlı bir şekilde yürütmeye devam ediyoruz. 6 Şubat depremleri sadece binaları değil, asırlardır ayakta duran camileri, medreseleri, hanları, hamamları, kiliseleri, türbeleri ve kütüphaneleri de hedef aldı. Depremin etkilediği 11 ilimizde tam 8.472 tescilli kültür varlığı bulunuyor. Bu eserlerin 5.119'unun hasar almış olması felaketin büyüklüğünün açık bir göstergesidir. Bunların 364'ü tamamen yıkılmış, 973'ü ağır hasarlı vaziyette, 1.206'sının da orta hasarlı olduğu ve 1.036'sının da az hasarlı olduğu gözler önündedir ve karşı karşıya olduğumuz tabloyu da net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Yine, vakıf kültür varlıklarımızın özelinde de çok ciddi, ağır bir tablo karşımızda. İncelenen 678 vakıf eserinden 31'i yıkılmış, 377 eser için ihale ve proje süreçleri de tamamlanmış, uygulamalar da başlatılmıştır. Kütüphaneler, kültür merkezleri, cemevleri, camiler, bunların her biri toplumumuzun sosyal omurgaları. Deprem bölgesindeki 139 kütüphaneden 6'sı yıkıldı, 10'u ağır hasar aldı. Buna rağmen kısa bir sürede de 21 kütüphaneyi tekrar açtık. Şu anda da 19 yeni kütüphane inşaat süreci devam ediyor. Ayrıca, 15 yeni kütüphane binası da 2026 Yılı Yatırım Programı'nda teklif edilmiş durumda. Depremden etkilenen gençlerimize ve çocuklarımıza "Sizi unutmuyoruz." demenin en net yolu budur, oradaki eserleri bir an önce hayata kazandırmaktır.
Yine, kültür merkezlerimizde de ciddi hareketlilikler var. Yeni Malatya Kültür Merkezinde fiziki gerçekleşme oranı yüzde 45 seviyesinde. Hatay, Adıyaman ve Osmaniye'de de çalışmalarımız devam ediyor. Yıkılanı yerine koymakla yetinmiyoruz, daha iyisini, daha sağlamını ve daha modernini yapıyoruz. Bu süreçte de kültür sanat kurumlarımızın sahaya inmesi son derece anlamlıydı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü 128 bin vatandaşımıza ulaşan 42 gösteri, Devlet Tiyatrolarımız ise 9 ilde 64 gezici temsil gerçekleştirmiştir. Elbette ki bütün bu çalışmaların ciddi bir maliyeti var. Bu maliyet bizim için ülkenin geleceğine yapılan en büyük yatırım. 2023, 2024 ve 2025 yıllarında kültürel altyapının onarımı ve restorasyonu için 5,9 milyar TL harcanmıştır. 2025 yılı yatırım programında ise 15,3 milyar TL maliyetli 246 projemiz yer almaktadır. Yine, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz yalnızca 2025 Ekim ayı itibarıyla 4,6 milyar TL harcama yapmıştır. İnşallah, bütün bu eserlerin de ortaya çıkmasıyla bölgemizde, depremden etkilenen 11 ilimizdeki sıkıntıların da bir an önce giderileceğini görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarları döneminde attığımız her adım sadece bir sektörü değil, bir medeniyeti, bir kimliği ve bir geleceği inşa etme adamıdır. Kültür bize hem kim olduğumuzu hem de nereye gideceğimizi gayet iyi gösteriyor. Biz, millet olarak geçmişinden güç alarak geleceğini kendi elleriyle şekillendiren ve bu noktada ciddi tecrübeleri olan bir medeniyetiz ve bu geleceğin adını da "Türkiye Yüzyılı" olarak ifade ediyoruz ve kültür ve turizmi sadece bir sektör olarak görmüyoruz, biz ikisini de milletimizin iradesinin ve medeniyetimizin en güçlü ifadesi olarak görüyoruz, kabul ediyoruz. Bu vizyon köyünde kütüphaneye adım atan çocuğun, sahnede ilk perdeyi açan gencin ve dünyanın dört bir yanında Türkçe kelimeyle tanışan her bir bireyin hikâyesidir yani bu hikâye milletimizin hikâyesidir. 2026 bütçemiz yalnızca bir yıllık plan değil, kültürle dirilen, sanatla büyüyen ve turizmle güçlenen bir Türkiye'nin yol haritasıdır. Bu noktada kararlılığımız tamdır, inancımız sarsılmazdır ve irademiz de milletimizin emrindedir diyorum.
Ben 2026 yılı bütçesinin Bakanlığımıza hayırlı olmasını diliyor, emekleri olan herkese teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.