| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 14 .11.2025 |
MEHMET ATMACA (Bursa) - Sayın Başkan, Kıymetli Bakanım, değerli bürokratlar, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Turizm Bakanlığı bütçesi görüşülürken Kartalkaya'da yaşanan felaketin bugün tekrar hatırlatılması hepimizi derinden üzmüştür, orada yaşanan ihmallerin tekrar hatırlanması gerçekten bizi ziyadesiyle üzmüştür. Tabii, ciddi hatalar zinciri var orada ancak bu hatalar bürokratlara yüklenmeye çalışılıyor. Ben inanıyorum ki bürokratların o kadar inisiyatif kullanabilmek gibi bir yetkileri, bir imkânları, bir cesaretleri olamaz, mutlaka siyasi baskılarla o hatalar o noktaya gelmiştir. Özellikle 2008 yılından bu yana 13 kere denetlendiği ifade edilen bu otelin bu kadar büyük ihmal ve hataları bir arada barındırması ancak ve ancak siyasi baskılarla mümkün olabilmiştir. Dolayısıyla Bakanlığınızın bu konuyla ilgili direkt sorumluluğu vardır. Bu sorumluluktan kaçmanızın millet anlayışında bir karşılığı yoktur. Tabii, yine Belediye tarafından verilen itfaiye raporunun iptal edilmesi ya da geri çektirilmesi bürokrasiye mal edilmiş bir suç olarak görülmektedir ama bunun kimler tarafından iptale zorlandığı da mutlaka araştırılması gereken bir mesele.
Tabii biz biliyoruz ki maalesef her sektörde sadece turizmde değil, yandaş yatırımcılara farklı uygulamalar var ve her türlü yönetmelik, her türlü bürokrasi onlar için çok basitleştirilirken yandaş olmayanlara çok büyük eziyetler uygulandığını görmekteyiz. Özellikle küçük işletmelerin ruhsatlandırılması konusunda çok büyük zorluklar yaşanmaktadır. Anlayış bakımından bazı problemler var. Özellikle işletme ruhsatı olup işletme ruhsatını yenilemek zorunda kalan işletmelere değişen yönetmelikler dayatılarak bu belgeleri yenilemeleri engellenebiliyor. Bir yönetmelik hazırlandıktan sonra bir geçiş süresi verilmesi gerekirken maalesef anında uygulanması talep ediliyor. Yine, tabii ki yandaş bulabilenler bunları hızlı bir şekilde çözebiliyorken bulamayanların yıllardan beri çalışmakta olan birçok tesisini kapatmak zorunda olduğunu görüyoruz.
Tabii, bu Kartalkaya'da meydana gelen yangın aşırı bir şekilde telaş oluşturdu ve başta turizm tesisleri olmak üzere birçok tesiste aşırı denetimler başlatılmıştır. Bu, bir ayıbın örtülme çabası gibi görünse de uygulanamaz bir kısım istekler oluşturmuştur. Özellikle yapı kayıt belgesi ya da eski tarihlerden beri çalışmakta olan bir kısım tesislerin yeni geliştirilmiş yangın yönetmeliklerine uydurulması talebi çok reel değildir. Ben abartılı bir kısım taleplerin olduğunu düşünüyorum. Yine bu zorlamalar, illegal bir kısım baskıları ortaya çıkarıyor ve yine de maalesef Bakanlıkta temas kurabilenler veya yandaş olanlar bu denetimleri rahatlıkla aşabilirken ama bunu bulamayanların ciddi zorluklar çektiğini görüyoruz.
Yine, kırsal bölgelerde ve özellikle yayla ve mera alanlarında turizm faaliyetleri göstermeye çalışan küçük işletmelerin ciddi sorunları var. Bu sorunların çözümüyle ilgili maalesef Bakanlığın ciddi bir çalışması yok. Özellikle plansız alanlar olması bu alanların, kaçak yapıların imar barışı vasıtasıyla işletme kurma durumuna gelenlerin belge yenileme süreçlerinde çok ciddi sorunlar var. Yine burada benzer yollarla ancak belgelerini alabiliyorlar, yoksa yandaş olmayanlar ya da Bakanlıktan yetkiliyle muhatap olamayanlar bu sıkıntılarını çözebilmeleri mümkün değil.
Tabii, yaylacılık ve kırsal turizm aslında her geçen yıl çok fazla artıran, çok fazla büyüyen bir alan. Bu alanın en büyük avantajı çok fazla yatırım ve çok fazla masraf etmeden çok sayıda turist çekebilmesidir. Bu alanların maalesef disipline edilmesi, belli standart ve kalitelere ulaşabilmesi adına Bakanlığın ciddi bir çalışması olmadığını görüyoruz. Yerel vatandaşların, yerel insanların amatör çaba ve fedakârlıklarıyla bu çalışmalar yapılıyor. Ciddi bir döviz girdisi sağlayan bu alanların dikkate alınarak kamusal elle disipline edilmesi ve insanlığın ufuklarının açılması son derece önemli. Geçen bütçe görüşmelerinde ifade etmiştim, hayatı boyunca turist olmamış insanların turizmcilik yapmaya çalışması, gerçekten Bakanlığın onları ihmal etmesiyle ilgili bir şey. Ben, Bakanlığın bu tür işletmeleri desteklemesini, ufuk açmasını, belirli standart ve kalitede hizmet verir hâle getirilmesini sağlaması gerektiğini düşünüyorum.
Yine, planlarla ilgili çok ciddi problem ve sıkıntılar var. Maalesef birçok destinasyonda hâlâ plan sıkıntıları var. Özellikle kırsal bölgede kalan ya da Büyükşehir Yasası'yla artık mahalle statüsüne giren birçok yerde plan yoktur ve plansız, çarpık yapılaşmalar, oradaki turistlerin gelmesine sebep olan doğal güzellikleri zedelemektedir. Hâlâ bu konuda birçok yerde ciddi sorunlar olmasına rağmen bu konuda bir çaba maalesef yoktur.
Yine yayla turizmi son yıllarda aşırı talep gösterilen bir turizm alanı hem yazın hem de kışın kayak amaçlı kullanılabilecek yaylalarımız var ama bu alanlarda yine mera problemleri söz konusudur. Yine, devlet, bu konularda, planlama ve program konusunda geç kaldığı için, yerel halkın başıboş ve gelir düşünce amacıyla yapılan yapılaşmalar kaçak bir şekilde oluşuyor. Yine, bir kısım yapılaşmalar olacak sonra gene yıkım var, sonra revize imar planları gibi milleti sıkıntıya sokacak uygulamalar. Bu da, Bakanlığın bu tür alanları milletin hizmetine açma konusunda, maalesef, yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.
Yine bu küçük işletmelerin sanki çalışması çok istenmiyor gibi, oraya giden turistlerin büyük otellere ve büyük tesislere gitmesi zorlanıyor gibi uygulamalar var. Bunların başında yeni kanun değişikliğiyle kimlik bildirim sistemi getirilmiştir. Bu kimlik sistemi belirleme güvenlik için esas önemlidir ancak küçük işletmelerin bu konuda hassasiyet göstermesi belli bir zaman gerektirebilir. Bunun bir kültür, bir alışkanlık hâline gelebilmesi, buna uyulmaması durumunda ruhsatının iptali tehdidi bu alanı ciddi bir şekilde olumsuz etkileyecektir.
Yine, bu küçük alanların yani özel müteşebbisin gayretleriyle turizm alanlarına dönüştürülen kırsal alanlar ve yaylaların daha uzun süreli turizme açık hâle getirilebilmesi adına Bakanlığın müdahale etmesi gerekir. Yoksa, dar mevsimlerde gösterilen turizm faaliyetlerinin o işletmeleri ayakta tutabilmesi çok mümkün olmamaktadır. Bu konuda Bakanlığın yol gösterici ve ufuk yola açıcı uygulamaların olması esastır.
Tabii, yine, maalesef, Bakanlığınızın özellikle rantı çok yüksek sahil bölgelerinde usulsüz imara açma problemleri var, bu, bütün milletin içini yakan bir durum. Çok güzel koyların bir kısım firmalara peşkeş çekildiğini biliyoruz. Bazı alanların usulsüz bir şekilde imara açıldığını da herkes biliyor.
Yine, bazı alanların işte, devlet kanalıyla bir kısım özel firmalara tahsis edildiği, çok ucuz bedellerle tahsis edildiği ve çok büyük paralarla el değiştirdiği bir kısım rantlar insanlara temin edildiğine şahidiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Son bir dakika, buyurun.
MEHMET ATMACA (Bursa) - Örnek olarak, Antalya Gazipaşa'daki Koru Sahili doğal sit alanı statüsünde olmasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Ahes Gayrimenkul adlı şirkete tahsis edilmiş, halkın ortak mirası olan bu sahil kırk dokuz yıllığına özel bir şirkete verilmiş oldu.
Yine, Antalya Kemer'deki Alacasu Koyu Beydağları Sahil Millî Parkı sınırları içinde yer almasına rağmen "günübirlik kullanım alanı" adı altında Ankara merkezli bir firmaya yirmi yıllığına verilmiştir. Yani güzel sahiller maalesef peşkeş çekiliyor.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.