AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar.

Sayın Bakan, Bakanlığınızın bu seneki sloganı "Hep yanındayız." Yirmi üç sene sonra sonunda nihayet gençlerin yanında olmak aklınıza gelmiş, buna karar vermişsiniz. Evet, hep yanındasınız gençlerin, gençleri 4 yataklı ranzalarda, balık istifi gibi yurtlarda yatırıyorsunuz, 2 üniversite bitirip 3 harfli marketlerde depocu olarak, inşaatlarda işçi olarak çalışmak zorunda bırakıyorsunuz, derece yapan gence hakkını vermek yerine mülakatta eşi dostu kayırıp onları alıyorsunuz ya da "Giderlerse gitsinler." diyorsunuz. Bugün, biz bu bütçeyi konuşuyoruz ama Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi bu bütçede yok, bütçenizde bir cümle dahi yok. Ne bu? Ev gençleri. Aslında, bir cümlecik var da onu da saymıyorum. Stratejik planınıza baktım, performans programınıza baktım, faaliyet raporlarınıza baktım, tek bir cümle, tek bir politikanız ev gençleriyle ilgili yok.

Peki, her 4 gençten 1'i ev genci, ne eğitimde ne de istihdamda bu gençler, rakamlar söylendi, yüzde 25,9; evinde ailesinden harçlık alarak yaşamaya çalışıyor bu gençler Sayın Bakan. Torpilsiz iş yok, eğitim desen zaten içini boşalttınız. Mesela, Sayın Bakan geçtiğimiz ekim ayında kaç genç hayatını kaybetti iş cinayetinden dolayı biliyor musunuz? 32 genç iş cinayetinde hayatını kaybetti. Siz bilmezsiniz çünkü bu ülkede iş güvenliğini gereksiz maliyet olarak gördüğünüz için genç işçilere verdiğiniz değer de maalesef Hükûmetinizde ortada. İşte, bu ev gençleri şimdi evlerinde sıfır hayat, sıfır hayal, geleceksiz çaresiz aileleri de maalesef çaresiz. Eurostat verilerine göre bakıyoruz, 18-24 yaş aralığında her 4 gençten 1'i yoksul ve sosyal dışlanma riski altında. Hâl böyleyken gençlere kaynak yok ama yandaşlara, vakıflara, cemaatlere bir ton kaynak para var her zamanki gibi. Yine, bakıyoruz, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara aktardığınız para, bu sene 2 milyar 260 milyon olarak öngörülüyor, geçen seneye göre yüzde 20 artırmışsınız. TÜRGEV'inden, Ensar'ından TÜGVA'sına imzalanan protokollerle bu paraların nereye gittiği maalesef Bakanlık bütçenizde detaylı bir şekilde açıklanmıyor ama mesela ben size bir öneride bulunayım: Yoksullukla mücadele programı geliştirebilirsiniz, böyle bir program geliştirmeyi düşünebilirsiniz Sayın Bakan.

Burslara gelelim, durum belli, 2004'te burs kredi durumu asgari ücretin yüzde 30'uydu Sayın Bakan, bugün sadece yüzde 13'ü. Yirmi yılda burslar reel olarak yüzde 60 eridi. Ayda 3 bin lira vermeye geçtiğimiz yıl "İyi para." demiştiniz, bakalım bu yıl "İyi para." diye neye diyeceksiniz? Yılbaşından bu yana hesaplarsak zaten 600 lira eridi yani yapacağınız zam da aslında çoktan, cebe girmeden erimiş durumda. Şimdi, siz bu tabloyu gençlik politikası diye önümüze koyuyorsunuz; bunun adı politika değil, adı politika ama özü sefalettir.

Yurtları anlatmaya gerek yok ama hâlâ çıkıp "Yurt kapasitesini artırdık." diyorsunuz. Evet ama yatak kapasitesini artırdınız; niteliksiz, kalabalık, 10 kişilik odalarda yavaş internetli, kötü yemekli yurtlardan bahsediyoruz. Artış başka bir şeydir, ihtiyacı karşılamak başka bir şeydir Sayın Bakan. En temel barınma hakkını şu hâle getirip de burada bize yatak kapasitesini artırmayı lütufmuş gibi anlatıyorsunuz; gerçekten insanda biraz utanma olur.

Bu bütçede, arkadaşlar söyledi, gençlerin payı yüzde 5 bile değil. Gençlik araştırmalarına ayırdığımız paya baksak doğru düzgün hiçbir şey yok. Bağımlılıkla mücadelede 2026'da ayrılan pay binde 2 yani 59 milyon yani bağımlılığa ayırdığınız bütçe sarayın bir günlük harcaması Sayın Bakan. Bu kadar düşük bir oranla hangi gencin çaresizliğini, hangi krizi çözmeyi planlıyorsunuz? Bir de bu gençlerden evlenmelerini, çocuk yapmalarını, 3 değil, 4 değil hatta 5 çocuk yapmalarını bekliyorsunuz siz. Politikalarınızla ve siyasi baskılarınızla gençliği aç, işsiz, çaresiz bırakıp onları kontrol etmek istiyorsunuz ama onlar genç, onlar genç...

Sayın Bakan, 19 Mart darbesinin ardından tam 1.879 kişi, çoğu genç gözaltına alındı, yüzlercesi tutuklandı ama bunca gözaltıyla ve tutuklamayla gençler ve ailelere vermek istediğiniz mesaj nedir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Bankoğlu.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Gençlik sizden hakkını istiyor Sayın Bakan ve bu hakkı da er yada geç alacak.

Bütçeniz hayırlı olsun diyeceğim ama olamıyor.