KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, kıymetli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görünen o ki Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi geçmiş yıllarda yapılan hataların devamı niteliğinde. Gençliğin ve sporun temel ihtiyaçlarını görmezden gelen anlayış varlığını sürdürüyor. Bağımlılıkla mücadele Bakanlık bütçesinde en düşük payı almış. Uyuşturucu ve kumar bağımlılığı çığ gibi büyüyor. Bağımlılıkla mücadeleye bakanlık bütçesinde sadece 59,4 milyon TL ayrılmış olması ciddiyetle bağdaşmıyor. Türkiye Yeşilay Cemiyetinin Türkiye Kumar Raporu başlıklı araştırmasında kumara başlama yaşı 15'e düştüğü tespit ediliyor. Kumar bağımlılığının, alkol bağımlılığını geçtiği ifade ediliyor. Uyuşturucu bağımlılığının ise ortaokul çağındaki çocukları dahi tehdit ettiği hepimizce bilinmektedir. Uyuşturucu 10-12 yaşına kadar düşmüş durumda. 25 yaş altı uyuşturucuya bağlı ölümlerde dünyada ilk beş ülke arasına girdik. Sayın Bakan, sormak istiyorum: Çocukları ve gençleri içine çeken bağımlılıkla mücadeleyi kararlılıkla yürüteceğinizi düşünebiliyor musunuz? Bütçeden ayırdığınız rakam bunun mümkün olmayacağını gösteriyor. Bu bütçe teklifi, uyuşturucu ve madde bağımlılığına, kumar illetine düşmüş gençlerin derdine derman ürütme bütçesi değil. Bu yüzden de vebal bütçesi diyorum. Gençliğin vebali, bağımlıların vebali, çaresiz ailelerin vebali bu bütçededir.

Onlarca yüzyıl Haçlı seferlerine rağmen, misyoner okullarına rağmen gençlerimizi inançlarından bir adım geri atmadılar. Ya nasıl başardınız anlamak mümkün değil. "Dindar gençlik" derken deizm, ateizm aldı başını gitti, rakamlar çok büyük. Yani herhâlde yapılan yanlış uygulamalar, adaletsiz uygulamalar, sabah kuşağı programları, saçma sapan diziler, işsizlik, haksızlık bu çocukları bu hâle getirdi. Her yıl bütçeden kaynak aktardığınız vakıf ve dernek sahiplerinin duası inan sizi kurtaramaz ama vebaline girdiğiniz milyonların ahı hepimizi yakmaya yeter. Biz az söyleyelim, siz artık anlayın. Uyuşturucu ve kumar bağımlılığıyla mücadele tek başına sizin çözemeyeceğinizi biliyoruz. Bütün bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları, devletimiz bu işi mutlaka önlemelidir. Bu işin tadı iyice kaçtı artık. Ancak siz sporun içinden geliyorsunuz; sporun doğal karakteri, sporcunun kimliği kötü alışkanlıkları bertaraf eder. Bunu çok iyi bildiğinizi düşünüyorum ancak gösterdiğiniz gayretin yeterli olmadığını da ifade etmek istiyorum. Amatör kulüp ve sporculara verilen destekler yetersiz. Malzeme yardımı, tesis ve ulaşım desteği gibi kalemlerde yardımların artması lazım. Bu, sadece sporcu yetiştirmek anlamına da gelmez. Aynı zamanda kötü alışkanlıkları da engeller, sosyal hayatın içindeki gençleri kimlik sahibi yapar. Bağımlılıkla mücadeleye bütçe ayırmıyorsanız bari amatör kulüp ve sporculara desteği artıralım.

Önemli bir mesele daha var: Beden eğitimi dersleri fen lisesi ve proje okullarda 12'nci sınıfta kaldırılmış, Anadolu liselerinde seçmeli ders oldu, özel okullarda hiç yapılmadığı söyleniyor. Bu konuda Bakan kimliğinizin ötesinde sporcu kimliğinizle ne düşündüğünüzü merak ediyorum tabii ki. Bu anlayışla spor kültürü nasıl yaygınlaşacak? Rekabet etme, pes etmeme duygusu gençliğe nasıl verilecek? "Kötü alışkınlıkları yenmek için spor lazım, sanat lazım." diyorsunuz, ilk fırsatta liselerde beden eğitimi dersi kaldırılıyor; elinizi vicdanınıza koyun. Ciddi spor organizasyonlarına, olimpiyatlara, dünya kupalarına ev sahibi olamıyorsak sebebi bu zihniyettir. Bireysel sporlara yatırımları artırmamız lazım. Sporcusuna destek olmayan bir ülke üst düzey sporcu yetiştiremez, olimpiyat başarısı elde edemez, uyuşturucu ve kumar bağımlılığıyla da mücadele edilemez.

Değerli milletvekilleri, gençlerin yüzde 68'i yurt dışına göç etmek istiyor; sebebi, bu ülkeye, Türk milletine dair hayalleri çalındı. Gençlerin yüzde 70'i borç batağında. 15-19 yaş arası gençlerin yüzde 40'ı kayıt dışı güvencesiz çalışıyor. İktidarın elindeki mülakat ve torpil balyozu gençlerin yoluna her gün darbe indiriyor. Burs ve kredi bir öğün yemek yemeye yetmiyor. "Memnuniyetsizler." "İş beğenmiyorlar." "Maaş beğenmiyorlar." demek kolaycılık, sorumsuzluk. Bugün yaşadığımız şeyin adı imkân varken, kaynak varken Türk gençlerinin ikinci sınıf insan muamelesi görmesidir.

Sayın Bakanım, Ankara'nın bir stadyum meselesi var biliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Tamamlayın lütfen.

YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - 19 Mayıs Stadyumu 2018 yılında yıkıldı, sekiz yıl olacak daha bitirilmedi. "Tesisleşmede başarılıyız." diyorsunuz ama sekiz yıla bir stat bitirilemedi. İsim konusunda çeşitli spekülasyonlar var, Atatürk ve cumhuriyet isimlerini tekrar kullanmamız gerekiyor.

Farklı konular var ama teşekkür ediyorum.