| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2025 |
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Kıymetli Komisyon üyeleri, Sayın Bakanım ve sayın bürokratlar; öncelikle Azerbaycan-Gürcistan arasında düşen uçağımızda şehit olan bütün askerlerimize Allah rahmet eylesin diyorum.
Tabii, biraz doğaçlama yapacağım bu konuşmamı. Hani, Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyundan bile sorumlu olan yönetici anlayışı... Bu tür yönetici anlayışı olursa Dilovası'nda vefat eden genç çocuk işçiler için de ızdırap duyar, aynı şekilde, Bolu'daki otelde yanan onlarca insanımız için de. Bu anlayış kalktığı zaman bir hiyerarşi işler; bakan bakan yardımcısına, bakan yardımcısı genel müdüre, genel müdür il müdürüne, o oradaki memura ve dediğim gibi lakayıtlık işleyip gider, kimse de sorumluluğunu almaz. Bugün, Türkiye'de yaşanan en önemli nokta bu denetim eksikliğinin kırılmasıdır. Maalesef, ne bürokrat ne işveren bu tür herhangi bir şey hissetmiyor kendilerinde, hissiyatını kaybetti denetim mekanizmasındakiler; çok üzgün de olmuyorlar, olağan bir şeymiş gibi kabul ediyorlar. Ben, babası SSK'de elektrik teknisyeni olan bir kişiyim. SSK'nin işleyişini 1978'den beri bilirim, hep hastanenin önünde kuyruklar olurdu 78'de. En nihayet rahmetli babam kalp hastası olunca Dışkapı Ankara Hastanesine getirmiştik; öyle bir kuyruk vardı ki mezun olduğum tıp fakültesi Eskişehir'e üç saat otobüsle gidersem, oradaki hocama gösterirsem, orada muayene ettirirsem, geri döndüğümde daha kolay bu iş dedim. Tabii ki sağlıkta dönüşüm oldu. Sağlığın her yerinde çalıştım; başhekimlik de sağlık müdürlüğü de tabip odası başkanlığı da yaptım. Dönüşüm oldu; bir fizik tedavi uzmanı olarak bir günde 3 yere, 3 fizik tedaviciye muayene olan hastaları gördüm, denetim yok çünkü. "Saldım çayıra." dediler ve bıraktılar. Sağlık müdürünü aradık, onu bunu aradık, dedik ki "Ne yapıyorsunuz siz? Böyle bir sağlık sistemi işlemez." Daha ilk başında, böyle bir sağlık sistemi işlemedi de zaten. Gördüğünüz üzere iktidarın seçimlerde büyük bir övündüğü "Yollar yaptık ve sağlık sistemi kurduk." dediği sistem nihayetinde tekrardan kuyrukların oluştuğu, randevuların alınamadığı, ödemelerin yapılamadığı bir sisteme dönüştü. Bunda Sağlık Bakanlığının da etkisi var, ödemeyi yapan sağlık güvenlik kurumlarını birleştirdik, sağlıkta dönüşümün en önemli şeylere ayaklarından biriydi. Tabii ki SSK'nin de var, SGK'nin da var yeni tabiriyle, Çalışma Bakanlığının da var. Maalesef, bu süreçte, on beş yıl devlette, on üç yıl özelde çalışan, özel hastanelerde çalışan biri olarak Çalışma Bakanlığının ödemedeki denetlemesi kesinlikle ilkel, kesinlikle ilkel ve bu ilkelliği de özellikle devlet hastanesi başhekimi olarak biz de kullandık, siz performansa dayalı bir sistem kuruyorsunuz ve doktora parayı kadar çok işlerse veriyorsunuz. Ondan sonra diyorsunuz ki: "Hadi bakalım, para yok." Siz özel hastane kurduruyorsunuz, özel hastanedeki insanlara denetimi yapmıyorsunuz. Bugün "yenidoğan çetesi" dediğiniz Sağlık Bakanlığının üzerini kapattığı veya başka yerlere çektiği nokta sadece ve sadece para kazanmak için özel hastane sahiplerinin faturalarını şişirmeden başka hiçbir şey değil. Sadece buydu, ne oldu bu şişiren? Elinizdeki pasta belli, siz bu pastayı dağıtacaksınız ama dediğim gibi, denetimi yapmıyorsunuz. Yıllardan beri söylüyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Evet, süreniz doldu Sayın Karatutlu.
ERHAN USTA (Samsun) - Cümlesini bitirsin.