| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2025 |
YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, sonra kalınca aynı konuları tekrar ediyoruz ama mecbur ben de aynı konulardan başlayacağım.
Bugün İYİ Partimiz Dilovası'yla ilgili bir araştırma önergesi verdi fakat AK PARTİ'li arkadaşlar ciddiye almadılar, salonda yoklardı bugün akşam Meclisimiz maalesef kapalı. İnşallah yarın açıldığı zaman önergemize "evet" derler. Hep beraber Mecliste kurulan komisyon bu işin gerçek yüzünü araştırır diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz gün Kocaeli Dilovası'nda çıkan yangında yaşamını yitiren aralarında 2 çocuk ve 6 kadın emekçimizin bulunduğu işçilerimizi, Manisa Turgutlu'da çelik kapı düşmesi sonucu hayatını kaybeden işçimizi, Artvin Borçka'da kesim sırasında üzerine ağaç devrilen orman işçimizi ve Şanlıurfa'da 5'inci kattan düşerek hayatını kaybeden çocuk işçimizi rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Hepsinin ortak yanı bellidir. Bu ölümler kader değil, iş cinayetidir. Dilovası'ndaki tesiste çocuk yaşta işçi çalıştırıldığı, sigortasız işçi olduğu, yangın ve güvenlik tedbirlerinin alınmadığı açıkça ortaya çıkmıştır. Bu tablo denetimin eksikliğinin sonucudur. Şimdi buradan soruyorum: İş güvenliği uzmanı var mıydı? Denetim raporları nerede? Çocuk işçilerin çalıştırıldığını biliyor muydunuz? Eğer bunlar yoksa bu sorumluluğu kim alacak üzerine bürokraside? Sayın Bakan "Takipçisiyiz." demek yetmiyor, bu ölümlerin hesabını soracak mısınız ya da diğer dosyalar gibi üzeri kapatılacak mı? Aynı Bolu'daki yangında Kültür ve Turizm Bakanlığından hiçbir bürokratın ceza almadığı gibi.
Kıymetli milletvekilleri, bugün bu bütçeyi konuşurken sadece rakamlar değil, maaşının eridiğini gören işçiyi, kirasını ödemeyen memuru, ay sonunu getiremeyen emekliyi, kepenk kapatan esnafı ve ülkeyi terk eden gençlerimizi konuşmak zorundayız. İktidar tam yedi yıldır "Enflasyon bir yıl sonra tek haneye inecek." diye vatandaşa umut dağıtıyor. Daha bir ay önce 2025 yılı sonuç enflasyon hedefi yüzde 28,5 olarak açıklandı ama bugün TÜİK'in tartışmalı verilerine göre bile enflasyon yüzde 30'un altına indirilemedi. ENAK'ın ölçtüğü yıllık enflasyon ise yüzde 60'ın üzerinde. Arada sadece rakam farkı yok, uçurum var; kiralar ay ay yükseliyor, elektrik, su, doğalgaz faturaları katlanıyor, maaşlar ise cebe girmeden eriyor. Kısacası, bu ülkede milyonlarca çalışan ve emekli açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildi. Asgari ücretin satın alma gücün son bir yılda en az 6.322 TL eridi. İşçi memnun değil, patron memnun değil, aradaki satan memnun değil; ya, nasıl bu hâle getirdiniz, tebrik ederim hepinizi.
Emeklimiz ise ömrünü verdiği devlet kurumlarının kapısında ek ödeme kuyruğuna mahkûm edildi. Bu tablo sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmıyor.
Sayın Bakan, SGK'nin durumu iyiye gittiği söyleniyor. SGK'nin mali durumunun iyi olmasının nedeni emeklinin durumunun kötü olmasıdır. Tabii, bu kararları Maliye Bakanından dolayı alamıyorsunuz, aslında yapacağınız bazı çalışmalar olduğunu da duyuyoruz. Emekli sayısı artarken bütçeden SGK'ye yapılan transfer düşüyorsa ortada bir sorun var demektir. 2009'da ortalama emekli aylığının millî gelir içindeki payı yüzde 58 idi, bugün yüzde 30'a düştü. Emekliye verilen pay yarıya yakın azaldı yani SGK bir şirket gibi yönetildi. Gerçekleri konuşalım, kötü gidişata "dur" dememiz lazım.
Yeri gelmişken burada önemli bir konuyu da özellikle belirtmek istiyorum. Kademeli emeklilikte yaşanan adaletsizlik artık kaçınılmaz bir noktaya geldi, çok da yük olacağı da düşünülmüyor. Bunun tekrar bir gözden geçirilmesi lazım diye düşünüyorum.
Aynı iş yerinde aynı tezgâhta çalışan 2 kişiyi kıyasladığımızda durum maalesef şöyle: 8 Eylül 99 öncesi sigortalı olarak yalnızca 5975 gün primle 43 yaşında emekli olunabiliyor. 9 Eylül 99'da işe başlayıp 9000 gün primi olmasına rağmen, bugün 50 yaşında bulunmasına rağmen emekli olamıyor ve 60 yaşına kadar çalışılması isteniyor yani bir gün farkla on yedi yıl öteleniyor. Bu düzen çalışma barışını bozuyor.
Değerli milletvekilleri, bu insanlara ayrıcalık istemiyoruz, sadece haklarının iade edilmesini istiyoruz. Bu nedenle bir kez daha çağrıda bulunuyorum: Geliniz, 7438 sayılı Yasa'da adaleti yeniden sağlayalım, bu vebalin altında kalmayalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - Sayın Bakan, biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 seçimleri öncesinde küçük esnaf için prim gün sayısının 9000'den 7200'e düşürüleceğini vaat etmişti.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Arslan.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Cümleyi bitirsin ama bir cümle kaldı.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Tamam, bir cümleniz.
Buyurun ama açamıyoruz.
YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - 7200'e düşürüleceği vaat edildi. Burada arkadaşlar "Böyle bir şey yok." diyor ama videolar mevcut. Yanında çalışanlar 7200 iş günüyle emekli olurken patronu 9000 iş günüyle emekli oluyor. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.