Komisyon Adı | : | Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 23 .10.2025 |
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Sayın Başkanım, sizin hukukçuluğunuzu tartışmak ya da şahsınızla ilgili bir tartışma başlatmak niyetinde değildim, hâlâ da değilim; bunu da sizinle bu çerçevede bir müzakereye dönüştürmek de istemiyorum. Sadece konuşmanızın arasında soru sorduğunuz için cevap verme ihtiyacıyla araya girdim, yoksa konuşmanın sonuna kadar beklerim; benim müzakere üslubum böyledir, araya girmem.
Şimdi, diğer meseleye gelince "Demek ki siyasetçiler istedikleri gibi yorumluyor." dediniz. Benim size söylediğim çok açıktır, bütün siyasetçiler de öyle değildir, bütün hocalar, akademisyenler de öyle değildir. Öyle akademisyenler vardır ki görüşü neyse siyasete girince de akademideki görüşünü, bilimsel görüşünü değiştirmez, öyle akademisyenler de vardır ki değiştirir. Ben sizin değiştirmeyenler sınıfından olacağınıza inanıyordum samimiyetle ama öyle olmadığını gördüm hayretle.
BAŞKAN SERAP YAZICI ÖZBUDUN - Bu sizin fikriniz.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Tabii, benim fikrim.
İkincisi, bütün siyasetçiler de öyle değildir. Sonuç itibarıyla, siyasetçi olduğu hâlde burada biz öyle arkadaşlarımızı da gördük; akademisyenken takındıkları tavırlardan vazgeçmediklerini ve partileriyle ters düştüklerini de gördük.
Şunu anlayabilirim, siz burada bu tartışmanın ortamında bunu çözemeyebilirdiniz ama siz Karma Komisyon Başkanısınız, böyle bir problemi daha önceden odanızda ilgili kişilerle görüşerek "Bakın, bu, hukuken doğru bir iş değil. Ben akademi dünyasından geliyorum, ben de böyle bir sorumluluk aldım, bu yanlışa müsaade etmeyelim." deyip daha önceden bir çözüm bulabilirdiniz, onu da yapmamışsınız. Daha önceki tutanaklarda böyle bir durum yok Sayın Başkanım. O yüzden siz "Okudum." diyorsunuz, ben yaşadım, ben bu Komisyonun Anayasa değiştiği andan itibaren bütün seçimlerinde bulundum, bütün o tartışmalarını, Anayasa değişiklik tartışmaları da dâhil bizzat yaşadım. Bu söylediğimiz problem, geçen Komisyonda ilk defa yani altı ay veya yedi ay önceki süreçte önümüze geldi. O zaman da "Bakın, karşımıza bu problem çıkacak." dedik, çıktı, bugün de ilk açılışta bunu söyledik, aynı noktaya geldik. Şimdi çıkıp da hiç kimse şunu söyleyemez: "Ya, burada 3 kişinin 2'si seçildi, 1'i seçilemedi ya da 1'i seçildi, 2'si seçilemedi o zaman mecbur en çoğu bulmak için bir daha oylama yapacağız." Çünkü bu mesele Anayasa’nın ifadesinde "her bir aday için" diyor ve onun için biz dedik ki "Her bir adayı tek tek oylayın." Hatta bize daha önce şunu söylediler Sayın Başkanım: "Ya, bu tek tek oylama biter mi canım, şu kadar 7 kişi, 3 kat, 3 kere 7, 21 Biz buraya 3 katını göndereceğiz, tek tek, birinci tur, ikinci tur..." Peki, şimdi ne oldu? Şimdi, ikinci turda çözemediğiniz işi arzu ettiğiniz gibi üçüncü tura taşımak istiyorsunuz. Hani çok uzun sürüyordu, şimdi kısa mı sürdü! Biz bunu tek tek oyluyor olsaydık şimdiye kadar iki saat önce bu iş bitmiş olacaktı. 3 kere kura çekecektik ya da 1 kere kura çekecektik bilemiyoruz ama bu tartışmaların hiçbirini yapmayacaktık. Dolayısıyla biz Anayasa'yı da okuduk, biliyoruz, buradaki tecrübeyi ve pratiği de biliyoruz. Tutanakların yazılması değil tutanakların nasıl oluştuğunu biliyoruz, o tartışmaların içindeydik ama maalesef siyasetin bizleri nerelere götürebildiğini de görüyoruz.
Teşekkür ederim.