KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben de şunu sormak istiyorum: Şimdi, bu BAĞ-KUR'lu olup da prim borcu olan insan sayısı ne kadar? Siz, herhâlde prim borçlarını insanlar erken ödesin diye bunu yapıyorsunuz ama bunu da yani ödeyemezse daha sonra ödemesi de mümkün hâle gelmeyebilir. Burada ne kadar kişi var, bundan ne kadar kişi etkilenecek?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ederim.

Sayın SGK Başkanı, buyurun.

SGK BAŞKANI RACİ KAYA - Sayın Başkanım, ben, şimdi bu maddeden ziyade gelecek 8 maddenin hepsi prim artışı, teşvik azaltılması olduğu için gün içinde de soruları aldım. Aktüeryal denge, o konuda teknik birtakım şeyler söylemek istiyorum, sadece SGK Başkanı olarak bir resim ortaya koymak istiyorum.

En son TÜİK'in verilerine göre, bizde beklenen ömür erkeklerde 77, bayanlarda 79, ortalama 78 oldu. Batı'da 80-82 arası yani artık Türkiye'de insanlar sağlık sisteminin belli bir düzeye erişmesi, belli bir refah düzeyine erişmesi sebebiyle ölüm yaşımız Avrupa düzeyine erişti. Ama biz yine son TÜİK verilerinden önce hep "Genç nüfusuz." diyorduk; en son açıklanan nüfus sayımına göre, doğurganlık oranımızın OECD seviyesinde yani 1,5 olduğu ve önümüzdeki on yıl içerisinde 1,30'a doğru gittiği varsayımı oldu.

Şimdi, bu durumda ben size yani sadece teknik olarak söylüyorum. Orası Avrupa, bizim şartlarımız ayrı, o ayrı ama şu anda, Türkiye olarak, bütün SGK olarak, toplam aldığım primlerin, bana ödenen primlerin ortalama süresi yirmi yıl, Avrupa'da, Almanya'da bu süre kırk beş yıl, ortalamada da kırk yıl. Bunu niye vurguluyorum? Eskiden "mezarda emeklilik" deniyordu, 50-55 yaşta ölüyorduk, şu anda, 78 ortalamaya gelmişiz yani bütün veriler OECD verileridir. Yirmi yıl prim ödedikten sonra emeklilikte şu anda EYT'yle birlikte 48 yaşında emekli oldu insanlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - EYT'den kaynaklı mı?

SGK BAŞKANI RACİ KAYA - Yani son olanları diyorum, bu yani...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye.

Değerli milletvekilleri, bir anlatsın, sonra sorulsun zaten sabaha kadar...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ortalamayı aşağıya çekti.

SGK BAŞKANI RACİ KAYA - Yani teknik olarak söylüyorum yani bu...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kaya, bir saniye.

Değerli arkadaşlar, SGK Başkanı "Bir analiz yapıyorum." dedi. Nihayetinde, bu hepimizin meselesi.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, biz de bir şey demedik.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben de diyorum ki şöyle: Bir açıklasın resmi, sonra ben size tekrar söz vereyim, sonra siz tekrar sorun. Nasılsa sabah...

SGK BAŞKANI RACİ KAYA - Ben hazırım.

VELİ AĞBABA (Malatya) - EYT'den kaynaklı mı yirmi yıl?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Onların hepsini soracağız, nasılsa sabah 5'ten önce gitmek yok, buradayız, devam.

SGK BAŞKANI RACİ KAYA - Yani burada vurgulamak istediğim şey biz, şu anda, 50 yaş gibi bir ortalamada emekli ediyoruz EYT'yle birlikte toplam 2023 yılından beri emekli sayımız 3 milyon arttı, yıllık 400 bin artacak şey 1 milyon civarında artacakken, 2 milyon net oradan gelen bir emekli var. Yani biraz evvel sayın milletvekili Ümit Özdağ "aktif pasif oranı" dedi, 1,60 ama onun belli bir şeyi zaten reel, hepimizin bildiği bir oran ama benim şu anda şeyi sürdürebilmem için istihdama adam girmesi lazım ama son verilerle yeni istihdama on yıl içerisinde 10 milyon insan alacağım derken bu nüfus artışı sebebiyle, nüfusun yaşlanması sebebiyle biz yaşlanıyoruz ve emekli sayımız daha hızlı artış ivmesi gösteriyor. Yani şu anda, şöyle bir tablo göstereyim: Prim ödeme yıl sayısı ortalama otuz beş, kırk yıllarda, benimki yirmi yıl, yirmi yıl ödemişim, emeklide yaşım 48, ortalama Avrupa'nın tamamında 65 yaş. Ya, bu bütün OECD verilerinden alınmış rakamlar. Yani şu anda, burada, 8 madde içerisinde hep prim artışı olduğu için borçlanmada da temel şey, yurt dışı borçlanmada 45'ler olup da belli hızla devam ettiği için bizim şu anda bu tek başına borçlanma oranını artırmak değil, diğerlerinde de prim artışlarında ve teşvikin azalmasında hangi mantıkla hareket ettiğimizi... Biraz fazla konuşuyor muyum, açıklayım mı?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Açıklayın.

SGK BAŞKANI RACİ KAYA - Yani şu anda, OECD rakamlarına göre Avrupa Birliğinin OECD rakamlarında ortalaması yüzde 22, işverene yük. Ya, bu rakamlar yine herkese verilebilecek rakamlar zaten OECD'den aldığımız rakamlar. Bizde 22,75 şu anda işverene düşen pay, toplamda 37,75 biliyorsunuz; 22,75'i de imalata verdiğimiz 5 puanla aslında 17,5'e düşürüyoruz ama diğer tarafta şu gün 2'ye düşürdüğümüzde bile teşviki Avrupa Birliği rakamları, OECD'nin toplamı diğer ülkeler Amerika falan da katıldığında yüzde 17'ler civarında ama Avrupa Birliği açısından baktığımızda bizim işveren payımız teşvikle beraber çok düşüktü ve "Bizim teşvik analizi yapıldı mı?" dendi.

Yine, çünkü hepsi aynı sorularla geleceği için şunu söyleyeyim: 5 puan teşvik 2008'de Maliye tarafından ödenmek üzere yani istihdam teşviki olarak veriliyor ama Maliyenin verdiği bir teşvikti 2008'de. Bakın, geçen yıl gerçekten bu teşvikin bir analizi yapıldı çok bilimsel yöntemlerle, bütün veriler bizde olduğu için SGK'de bu teşvikin analizini yaptık. On sekiz yıl süre içerisinde istihdama teşviki, ara dönemdeki, pandemideki teşviki derken bu teşvikin artık belli bir düzeyde yavaşlatılarak başka alanlara, başka şekilde de verilebileceği konusunda bir bilimsel çalışma yapıldı ve bunun sonucunda geçen sene yüzde 4'e indirildi, oradan kalan pay da, bildiğiniz gibi, KOSGEB tarafından doğrudan teşvik olarak verildi ve burada biz, yaklaşık 15 tane teşvik veriyoruz istihdam teşviki olarak, bunun 4 tane büyük teşvikinin analizi yapıldı. Mesela, bugün, yine, sorulacak soruların arasında "Genç girişimci teşviki niye kaldırılıyor?" Bunun da analizi yapıldı. Mesela, kadın genç istihdamı teşvikimiz var İŞKUR tarafından verilen, çok verimli bir teşvik, kadınların ve gençlerin oransal olarak çok ciddi bir yararlandığı bir teşvik, onun analizi sonucunda devam etmesi gerektiğine karar verdik ve o devam ediyor. Genç girişimci teşvikinde de kullanan ile kullanılmayan kullanılmayan kısım arasında anlamlı bir fark olmadığını belirledik. Bakın, bir yıldır Cumhurbaşkanlığında Devlet Teşvikleri Dairesi kuruldu, bizler de istihdam teşvikleri, diğer bakanlıklar da başka teşviklerin analizini yapıyoruz. Yani buradan çıkardığımız bütün 8 maddenin sonucunda birtakım gelir artışları, teşviklerde de gider azalışları yapmak amacıyla yaptık ama bunun bizim uzun dönem aktüeryal sistemimizle ilgili çalışmalarımız, önümüzdeki dönemde yaşlanan nüfusla birlikte istihdama dâhil edeceğimiz nüfus da azaldı. Şu gün itibarıyla kayıt dışılığı azaltmak için biz zaten denetimlerimize gerçekten çok ciddi şey harcıyoruz, efor sarf ediyoruz. Geçen sene de yine 5'ten 4'e düştüğünde, bu kısım işverenlerin ödediği yani işveren işçi adına ödüyor biliyorsunuz.

"Tahsilatta bir azalma oldu mu?" diye soruldu. Geçen yıl yani geçen yıl dediğim bu yılın başında uygulamaya koyduk. Geçen seneki ortalamanın 0,50-0,75 puan üzerinde bir tahsilat da söz konusu. Yani şunu demek istiyorum: İndirdik de iyi oldu değil yani teşvikin imalat sektöründe kalsın 5 diye gerçekten faydalı olduğunu görüyoruz, farkın da daha işte KOSGEB aracılığıyla verilmesinin, onun da verimli olduğunu düşünüyoruz. Yani bu analizleri yaparken biz şu anda biraz evvel söylediğim, uzun vadeli sürdürülebilirliğin ne anlama geldiği, bunun analizlerini gerçekten yaptık, şu önümdeki sunum da gerçekten bu analizlerin bir şeyidir. Geleceğe yönelik nasıl sürdürülebilir bir sistem kuracağımızı... İstihdamın sayısını artırmamız lazım çünkü hızla yaşlanıyoruz, yaşlanırken burada tıbbi ihtiyaçlar, sağlıkla ilgili ihtiyaçlar da daha da artacak. Yani bizim burada işverene yüklenmek veya işçiye yüklenmek gibi, benim teknik olarak zaten öyle bir amacım olmaz.

Ben, bu sistemin sürdürülebilirliği açısından bunları ifade etmek istedim. Analizleri, gerçekten bu teşvik analizini normal Dünya Bankası ve 5 büyük PVC gibi, Deloitte gibi benzeri kuruluşların yaptığı analizleri bizim ekiplerimizle, bayağı güçlü bir ekiple yaptık, farkların farkı yöntemiyle, büyük kontrol gruplarını kurarak "yaralanan, yararlanmayan" diye bilimsel bir şekilde bunun analizini yaptık, ilgili karar birimlerine de bunu ilettik. Onun için yani burada daha detay soru olursa cevaplarım ama bizim genel dengemizi sürdürebilmemiz için artık daha genç yaşta emekli olmak gibi bir kavramı -ben bunu teknik bir eleman olarak söyleyebiliyorum- yani bundan sonra biz gerçekten yaşlanıyoruz ona göre de bir dengeyi tutturmamız gerekiyor.

Teşekkür ederim.