KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Çok kısa. Yani bir neden araştırmaya çalışıyoruz, arkadaşlar belki söyleyeceklerdir ama bir neden de şu olabilir: Tabii, ocak-eylül dönemi itibarıyla bütçe açığının çok üzerinde bir nakit açığımız var. Bu emanetlerdeki çözülmeden kaynaklanıyor zannediyorum. Bunun normal şartlarda devam etmemesi lazım yani şimdi böyle olabilir yıl içerisinde ama diğer yıla, bir yıldan öbür yıla 300, 500 milyar lira eksi emanet falan herhâlde aktarmayacaksınızdır diye değerlendiriyorum. Dolayısıyla, izaha muhtaç bir durumla karşı karşıyayız Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri söz taleplerini karşıladık.

17'nci maddede bir adet önerge vardır, okutup işleme alacağız...

ERHAN USTA (Samsun) - Cevaplanmayacak mı?

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bence de cevaplasa Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun Sayın Hatipoğlu.

HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI İSMAİL İLHAN HATİPOĞLU - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Öncelikle, kısaca bütçe dengesiyle ilgili, sonra nakit dengesiyle alakalı arz edeyim. Vekilimiz de bahsetti, Erhan Usta Vekilimiz de diğer vekillerimiz de, yılın başında Parlamentomuzdan geçen bütçe kanununa göre bütçe açığımız 1 trilyon 930 milyar TL idi ama yılın sonunda biz orta vadeli programda da yıl sonu gerçekleşme tahminimizi paylaştık, 2 trilyon 208 milyarlık bir açık vereceğiz. Bu açık nereden kaynaklanıyor diye baktığımızda, harcama limiti olarak Parlamentomuzun vermiş olduğu limit 14 trilyon 731 milyar lira idi, biz bu harcama limitinin içerisinde daha altında gerçekleşecek 14 trilyon 674 milyar lira olarak harcama yapacağız. Faiz hariç baktığımızda biraz daha fazla. Yani "Harcamayı daha fazla mı yapıyorsunuz, ondan mı açık artıyor?" diye sorulunca hani, gelir beklediğimiz kadar gerçekleşmedi, makroekonomik gerçekleşmeler, büyüme öngörülerimizin biraz daha düşük gerçekleşmesi nedeniyle gelir daha düşük gerçekleştiği için harcama da öngörülenden daha düşük gerçekleşecek olmasına rağmen bütçe açığımız bahsettiğim oranda yüksek gerçekleşecek ki yıl sonu gerçekleşme tahmininde paylaştığımız 14 trilyon 674 milyarın da altında kalacağız gözüküyor şu anda, yani harcamada bir miktar daha aşağıda kalmaya gayret ediyoruz. Tabii, bütçe dengesi ve nakit dengesi biraz farklı. Emanet devirleriyle ilgili vekilimiz de bahsetti. Uygun görürseniz Kamu Finansmanı Genel Müdürümüz de nakit dengesiyle ilgili teknik bir açıklama yapabilir.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL -

Teşekkür ederim.

Belirtildiği üzere, yılbaşında belirlenen net borçlanma limiti 1,935 trilyon TL idi. Sayın Bakan Yardımcımızın belirttiği gibi, bütçe tahmini sene başında 3,1 millî hasıla oranı itibarıyla beklenirken 3,6 olacağı için oradan ilave bir finansman gereksinimi hasıl oldu. Yüzde 5, yüzde 5 limiti kullandığımız zaman limitimiz 2,129'a geliyor. Bunlar kullanılmış durumda hatta şu an itibarıyla aşmış durumdayız. Bu kanunla beraber aslında borçlanmaya devam etmemizi sağlamaya çalışmak durumundayız. Aradaki fark da dediğim gibi, belirtildiği üzere, bütçe yönetimi ile nakit yönetimi arasındaki farktan kaynaklanıyor. Malumları olduğu üzere, deprem harcamaları aslında son birkaç yıldır devam ede gelen harcamalar durumundadırlar ve özellikle bu sene deprem inşaatlarındaki hızlanmanın da etkisiyle geçtiğimiz senelerden beklemekte olan tutarların bu sene itibarıyla eritilmesi nedeniyle ilave borçlanma finansman gereksinimi doğmuştur. Bu meyanda, aslında sorulan sorulardan birkaç tanesi de o yöndeydi; neden yüksek maliyetle borçlanılıyor bu kadar ihtiyaç yokken? Aslında ihtiyaç var, ihtiyaç olduğu için borçlanılıyor, dediğim gibi devreden emanetlerin eritilmesi için bu borçlanmalar yapılıyor. Kasa seviyemiz de bu yüksek borçlanma maliyetleriyle yüksek değil aslında. Önümüzdeki dönem itibarıyla biz nakit yönetimi devam ettirirken bütçe yönetimi gibi değil, bütçe geçtikten sonra o tahmin metni geçmiş oluyor, kanunlaşıyor, yasalaşıyor ama nakit yönetimi 1 Ocak itibarıyla, 1 Ocak tatil olduğu için, 2 Ocak itibarıyla devam etmeye devam ediyor. Dolayısıyla biz aslında nakit kasa seviyesini belirlerken yine stratejik borçlanma, stratejik hedefler, ölçütler kapsamındaki yapmış olduğumuz borçlanmalar neticesinde önümüzdeki dönemi de dikkate alarak belli bir seviyede kasa seviyesi tutmak durumundayız. Zira 2026'nın Ocağının 2'nci günden itibaren kasadan çıkışlar başlayacak. Ayrıca ilgili durumdaki ifaları da düşünmek durumundayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - O yüzden aslında gereksiz mahiyette yüksek bir kasa durumu söz konusu değil. Tüm bunlar dikkate alınarak belli bir kasa seviyesi tutturulmaya çalışılıyor.

Bilemedim, açıklayabildim mi? İlave sorularınız varsa katkı sağlamak isterim.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, çok kısa...

Şimdi o dediğiniz zaten hususların tamamı normal şartlarda, açıkta öngörülüyor. Açığı yazdığınız zaman yani normal bir şekilde her şey gitmiş olsa bizim açığımız kadar nakde ihtiyacımız olur ama şu... Onu tahmin etmiştim, o yüzden söyledim. Yani zannediyorum geçen yıl giderini yazdınız depremde fakat nakdi verilmedi, onların şimdi nakitlerini veriyorsunuz. Böyle izah ederse o zaman olabilir. Şimdi şunu söylüyor arkadaşlar: Evet, benim bütçe açığım 2,208 gibi gözüküyor ama daha fazla nakde ihtiyacım olacak, ondan dolayı da borçlanma ihtiyacım var diyorsun yoksa çok daha yüksek bir kasada para tutmak için veya işte ne bileyim ben, önümüzdeki dönemde sıkıntılar çıkabilir, biraz daha fazla barutumuz olsun filan diye bir amaçla değil diyorsunuz, öyle mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Doğrudur Sayın Vekilim. Önümüzdeki döneme ilişkin bekleyişlere yönelik herhangi aşırı büyük bir risk algımız yok ama tabii global düzeyde her türlü risk var zaten biz Genel Müdürlüğümüzde o riskleri takip etmeye çalışıyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Emanetteki büyük rakamla, şimdi 500 milyar lira civarında var yani bu tamamı depremden mi kaynaklanıyor?

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Çok büyük bir kısmı depremden kaynaklanıyor efendim.

ERHAN USTA (Samsun) - Yani şu: Sayın Başkan, deprem nedeniyle depremin harcamaları öngörüldü, gider yazıldı, bir gider görünüyor ama nakdini geçen yıl vermedik diyor, onun nakdini şimdi bu yıl veriyoruz diyor.

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Sayın Vekilim, orada da şöyle bir açıklama yapayım. Dediğim gibi, aslında nakdinin verilmemesinin sebebi de şu: Yani 2023'te malum bu deprem felaketini yaşadık. O an itibarıyla bu inşa faaliyetlerinden yükümlü olan kuruluşlarımız bir anda alana çıkıp hızlı bir şekilde inşa faaliyetlerini başlatamadıkları için yani "lag" oldu arasında yani hak edişlerle nakit çıkışlar arasında "lag" oldu. Dolayısıyla aslında bu sene, bu inşa faaliyetleri daha da hızlandığı için ve teslimat süreleri de hızlandığı için, geçen seneye göre bu sene daha hızlı olduğu için, geçen seneden devredilen tutarları da eritmek zorunda kaldık. Nakit olarak da geçen seneden devredilen tutarlar bu sene itibarıyla büyük bir kısmı eritilmiş oldu.

ERHAN USTA (Samsun) - Yani nakit ödemenin ancak vakti geldi, yoksa firmaları beklettiğimizden değil diyorsun.

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Yok, yok, yok.

ERHAN USTA (Samsun) - Peki, giderleştirmeyi siz aracı Bakanlığa gönderdiğiniz için mi daha erken giderleştiriyorsunuz? Yani veril emre bağlanmış olması lazım ki o, gider yazılsın.

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Anladığım kadarıyla o şundan kaynaklanıyor Sayın Vekilim: Hani sonuçta harcamacı kurum...

ERHAN USTA (Samsun) - Ama çok büyük bir rakam, aslında bakarsan 500 milyar lira bir farklılık çok yüksek bir farklılık.

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Ama şu, anladığım kadarıyla o şundan kaynaklanmış olabilir Sayın Vekilim: Harcamacı kuruluşlar ilgili bütçe ödeneklerini aldıktan sonra yani onların devam etmesini ister hâliyle, yani onun kullanılmasını ister ama harcayamadığı zaman da yani -atıyorum- başka bir ödeneğe transferini veya silinmesini istemez çünkü deprem özel bir durum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMU FİNANSMANI GENEL MÜDÜRÜ HALİL AZAL - Dolayısıyla o hıza yetişememekle birlikte zamanında alınmış olan ödenekleri de kaybetmek istemediği için nakitleri ister istemez belli bir aralıkla "lag"li şekilde eritilmek durumunda kalındı. Yoksa, dediğim gibi, eğer o hızla bizim nakit akış, çıkışlarımız arasında bir uyumluluk olsaydı zaten bu kadar fazla... Fazla dediğiniz için söylüyorum yani aslında benim borçlanma tutarlarıyla vesaire başka harcama kalemlerimle kıyaslarsam o kadar çok da yüksek değil, daha önce eritmiş olurduk, öyle söyleyeyim.