| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .10.2025 |
SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, Kıymetli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun teklifi üzerinde özellikle 17'nci madde üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum. Getirilen teklifle birlikte hazinenin borçlanma limiti 2 trilyon 727 milyar liraya kadar çıkarılıyor. Geçtiğimiz sene ortaya konulan 2025 bütçesi için borçlanma tutarı 2 trilyona yakın bir rakam olarak Hükûmet tarafından Meclise sunulmuştu, tam rakam 1 trilyon 935 milyar. Şimdi sene bitmeden bu rakamı tutturamadınız, buraya da sanırım para istemek için geldiniz. Anlaşılan o ki siz enflasyonla mücadele etmiyorsunuz bu çok net. Takvimleri geriye alalım, 2025 bütçesi için hazırlanan 2 trilyonluk borçlanma limiti dünyada ve ülkemizde ne yaşandı da yüzde 40 artırılıyor? Siz vatandaş kemerleri sıksın diye maaşları açlık sınırının altında bıraktınız ama devletin harcamaları mevzubahis olduğunda hiçbir şeyi esirgemiyorsunuz. Yapmış olduğunuz şudur: Sıkı para, gevşek maliye politikası. Bu politikanın elbette bazı sonuçları olacak ki olmuş durumda hazinenin borçlanma faizleri neredeyse hiç olmadığı kadar kötü durumda. Hazinenin 2025 yılı borçlanma faiz ortalaması 39,04 bu senenin ortalaması, hazine bu sene neredeyse yüzde 40 faizle borçlandı. Şu an rakamlar gerçekçi olmasa da enflasyon yüzde 33,30 dolaylarında. Yani hazine, enflasyonun 7 puan üzerinde faizle borçlanmış, borçlanmaya da devam edecek. AK PARTİ hükûmetlerinin dillerinden düşürmediği, "bizden önce" denilen, milat kabul edilen 2003 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 40,21 idi. At gözlüğünü çıkartıp net bakınca Türkiye 2003 yılındaki ekonomik karamsarlığa ulaşmış durumda. Ekonominin bir güven ve gerçeklik işi olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Siz geçen yıl "2 trilyon açık vereceğiz, bu yüzden borçlanma lazım." dediniz, senesi dolmadan borçlanma oranımızı yüzde 40 arttırıyorsunuz. Bu senaryonun aynısı 2026 yıl için de geçerli olursa eğer bu demek oluyor ki 2026 bütçesi için öngörülen 2,7 trilyon liralık bütçe açığı hedefini de tutturamayacaksınız. 2026 yılında Meclis açılır açılmaz yeni borçlanma talebiyle Meclise geleceksiniz. Bugün buraya getirdiğiniz oran üzerinden gidecek olursak, eğer önümüzdeki yıl 2,7 trilyon liralık bütçe açığı hedefi aynı oranda arttırılırsa açık 3,80 trilyon liraya çıkar. Durumun vahametini anlamanız için şöyle özetleyeyim ve örneklendireyim: 2026 yılı 77 trilyon lira millî gelir bekliyorsunuz, seneye borçlanmanızı varsaydığınız hedefi bu yılki gibi tutturamayıp 3,8'le borçlanırsanız bütçe açığı millî gelirin yüzde 5'ine denk gelir. Bakın, bu çok ciddi bir risk, krizden çıkmaya çalışan bir ekonomi için de büyük bir tehlike. Sayın Bakan Şimşek'in ağzından hiç düşürmediği Maastricht Kriterleri bütçe açığının millî gelire oranına bakarsanız da neredeyse geçirilmemesi gereken rakamı 2'ye katlama yolunda ilerliyorsunuz. Bu noktada bürokratlarımıza bazı sorular sormak istiyorum: 2026 enflasyon beklentisinin yüzde 16 olduğu bir ortamda hazine neden yüzde 40 ortalamayla borçlanıyor?
2025 bütçesinin millî gelire oranı yüzde 23,47'ydi. 2026 yılında bu oran yüzde 24,5'e çıkıyor. Zaten teklifte bulunan yeni vergileri de bu yüzden getiriyorsunuz. Bu yüzden sormak istiyorum: Hangi yatırım veya hangi sebepten bütçe genişlemesine izin veriyorsunuz?
Son sorum: Yine, 2025 ve 26 bütçe rakamlarını karşılaştırdığımızda kamu giderlerindeki artış yüzde 29,45 artıyor. Yukarıda sorduğum gibi enflasyonun yüzde 16 beklendiği bir ortamda devletin harcamaları neden yüzde 30'a yakın artıyor?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.