| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .10.2025 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ederiz Sayın Başkan.
Yeni bir torba yasa teklifi... Muhalefet kanun teklifleri komisyonlarda bekliyor, görüşülmüyor, yalnız AK PARTİ'li milletvekillerinin getirdiği kanun tekliflerini görüşüyoruz. Cumhurbaşkanlığı sisteminde bürokrat teklifi hazırlıyor, milletvekili imzalayıp komisyona getiriyor, atanmış bakan uygulayıcı olacak, o dahi komisyona gelmiyor. Değerli bürokratlar burada olsa da orada da temsil, yardımcı ya da birim yöneticileriyle temsile indirgenmiş durumda. İlgili üst düzey yöneticileri dahi komisyona gelmiyor. Varsayalım, bir ikisinin önemli toplantısı, görevi var. Neredeyse hiçbir üst düzey yetkili buradaki çalışmalarda yer almıyor.
Vergiyle ilgili kanun Meclis Komisyonuna gelince "Vergi adaletiyle ilgili bir düzenleme var mı?" diye bakıyoruz, yok. Vergi, âdeta dar ve sabit gelirliler için bir zulme dönüşmüş durumda. 36 maddelik teklif vatandaşa ek yük ve külfet getiriyor. AKP döneminde bir kanun teklifi komisyona geliyor, kanun Mecliste iktidar çoğunluğuyla kabul ediliyor, aradan geçen sürede ya Anayasa Mahkemesi iptal ediyor ya da iktidar getirdiğinden vazgeçiyor. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kanun tekliflerini "Anayasa'ya aykırı mı, değil mi?" diye bürokratların dahi incelemediği görülüyor.
Sigortadaki düzenlemeler yeni sorunlar üretecek gibi görünüyor. Geniş kesimlerin beklediği kanun teklifinde yer almıyor. Cumhurbaşkanımız yaklaşık üç yıl önce bir "tweet" attı, "Esnafa müjde, 9000 gün primi 7200 güne düşürdük." dedi. Aradan üç yıla yakın bir zaman geçti, bununla ilgili bir düzenleme hâlâ yok. Kadınlar işe başladıktan sonra, bir hafta sonra diyelim ki annelik süreci nedeniyle izne ayrıldı, borçlanarak emekliliğe saydırılabiliyor ama işe başlayan kadın iş öncesi süreçte eğer annelik süreci varsa onu borçlanamıyor. Bununla ilgili de kadınların yıllardır mücadelesi, beklentisi var, bu da karşılanmıyor. "Emeklilikte adalet" ya da "tarihe takılanlar" dediğimiz kesim de çıkarılan kanuni düzenlemede, EYT'de unutulan bir kesim, bir günle on yedi yıl kaybedenler var. Burada da bir kademeli geçiş için düzenleme beklentisi yine bu kanun teklifinde yer bulmamış. "Staj ve çırak mağdurları" olarak kendilerini tanımlayan, işe başladıkları gün emeklilikle ilgili yaşlılık sigortasının da başlamasını isteyenler var, "Geriye dönük primimizi ödeyelim." diyorlar, bu primlerimizi ödedikten sonra bizimle ilgili bu süreç başlasın istiyorlar, onunla ilgili de bir çalışma görünmüyor.
Değerli arkadaşlar, vergi adaletli bir biçimde alındığı zaman anlamlı olur. Acıdır, düşündürücüdür, Millî Takım'ın Teknik Direktörü vergi rekortmenleri arasına giriyor yani girdiği yer Adana. Adana, sanayinin başkenti sayılabilecek önemli bir merkezdi, demek ki sanayici de o kadar zor durumda ki artık topçuların veya antrenörlerin ödediği vergilerle konuşuyoruz. Bir de her yıl dünyada Türkiye'nin zenginleriyle ilgili farklı araştırmalar ortaya konuyor. O zenginlerin de vergi listelerinde adlarını görmüyoruz yani Türkiye dışındaki kazançlarını Türkiye içinde değerlendirmiyorlar. Ama bunun yanında, Türk ürünlerinin üretici firmaları el değiştiriyor. Daha önce "Turquality" denilen, destek sağlanan ve Türk markasının yurt dışında temsili için ödenen milyarlar vardı, o milyarları ödediğimiz kuruluşlar bugün artık yabancı kuruluşlara dönüştü. Orada buradaki her fakir fukaranın, garip gurebanın da hakkı var. Bunlarla ilgili de ne yazık ki yapılan düzenlemelerde bir doğru yöntem geliştirilmediği için ortaya çıkan sorunlar var.
Keza, yine vatandaşa, bu kanun teklifinde getirilen yeni yüklerle yapılması gereken düzenlemelerin yapılmayarak daha çok eziyetçi bir anlayışla vergiyi yaymak vergiyle ilgili kaçakları önler. Sürekli kayıt dışından söz ediliyor, yirmi üç yıldır şu kayıt dışıyla nasıl baş edileceği konusunda teknik bir anlayış ve çalışma gerçekleştirilmedi. Birkaç tane böyle yama niteliğinde çalışma olsa da bütünüyle ilgili baktığımız zaman sorunlar var. Türkiye, tabii ki bir ithalatçı yaklaşım ve anlayıştan kurtulamadı, her alanda dışa bağımlılığını artırdı ve kendi değerlerini sahiplenmediği için de ülkenin içinde bulunduğu sorunlar da artarak devam ediyor.
Bu nedenle bu vergi kanununun geri çekilmesi, yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Biraz evvelki konuşmada gördüğümüz kadarıyla Cumhur İttifakı'nın diğer ortağı da buradaki yapılan düzenlemelere bazı maddeleri için karşı çıktı. Bunun Komisyona çekilmesinde fayda var. Ayrıca, bu konuda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir son bağlantı yapalım.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Karşı çıkma yok, izahat getirildi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İşte, o karşı çıkma yok ama izahat da karşı çıkmanın başka bir tanımı.
Bu konuda son söz, ilgili demokratik kitle örgütlerinin görüşleri de kapsamlı biçimde alınmalı. Bu vergi hepimizi ilgilendiriyor. Gelir artırıcı değil, geliri daraltıcı bir süreç Türkiye'deki sorunları artırır, yoksulluğu derinleştirir.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Gürer, tamamlayalım.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bugün açlık ve yoksulluk sınırı altında milyonlarca insan inim inim inlerken onların cebindeki son kuruşu alma anlayışıyla iktidarın vatandaşın cebine elini sokmaktan vazgeçtiği bir sürecin olmasını temenni ediyor, teşekkür ediyorum.