KOMİSYON KONUŞMASI

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; Türkiye ile kardeş Kırgızistan arasındaki ilişkiler ortak tarihimizin, kültürümüzün ve güvene dayalı iş birliğimizin bir yansımasıdır. Bugün görüşmekte olduğumuz Borç silme anlaşmasının iki ülke arasında dostluk ve dayanışmanın ekonomik, diplomatik ve insani boyutlarını pekiştirmektedir. Anlaşmanın temel amacı Kırgızistan'ın ekonomik hareket alanını genişleterek kendi kalkınma kapasitesini güçlendirmektir. 2012 yılında sağlanan 100 milyon dolarlık kalkınma kredisi enerji, ulaştırma ve kamu altyapısı alanlarında değerlendirilmiş ancak ülkenin ekonomik koşulları nedeniyle geri ödeme süreci zorlaşmıştır. Türkiye bu tabloyu dostane bir yaklaşımla ele almış ve kardeş ülkenin mali yükünü hafifleterek bölgesel istikrarı destekleyen bir adım atmıştır. Türkiye'nin kalkınma yardımlarının merkezinde mazlumun yanında olma, karşılık beklemeden destek verme ve komşusu açken tok yatmama ilkesi de bulunmaktadır. Özellikle tarihî bağlarla sahip olduğumuz yakın coğrafyalara yaptığımız yardımlarla kardeşlik ve bölgesel dayanışma vizyonu belirleyici rol oynamıştır. Kırgızistan ve diğer Orta Asya ülkelerine bağımsızlıklarından bu yana sunduğumuz teknik ve mali destekler eğitim, sağlık projeleri ve altyapı yatırımları bu anlayışın yansımalarıdır.

Değerli arkadaşlar, Orta Asya coğrafyası günümüzde enerji, ticaret ve güvenlik boyutlarıyla jeopolitik açıdan büyük önem taşımaktadır. Hazar havzasından dünyaya uzanan petrol ve doğal doğal gaz hatları bu bölgeden geçmekte, kadim İpek Yolu'nun modern versiyonu sayılabilecek uluslar arası ticaret koridorları burada düğümlenmektedir. Nitekim Çin'in "bir kuşak bir yol" girişimi kapsamında Orta Asya'ya yapılan dev altyapı yatırımları bölgeyi doğu ve batı arasında bir lojistik köprüsü hâline getirmiştir. Bu yatırımlar bölgesel kalkınmaya önemli katkılar sağlamış ancak finansman modelleri bazı küçük ekonomiler açısından ciddi borç yüklerini de beraberinde getirmiştir. Nitekim Kırgızistan'ın dış borcunun neredeyse yarısının Çin'e olan borçlarından olduğu da görülmektedir. Bu durum uluslararası kamuoyunda borç tuzağı diplomasisi olarak tanımlanan stratejiyi de gündeme getirmektedir. Bu yaklaşım önce yüksek miktarda borçlandırma, ardından borçlarının geri ödenememesi hâlinde stratejik altyapı varlıklarının kontrolünü devralması riskini de içermektedir. Bu riskin somut örnekleri dünyada daha önce de yaşanmıştır. Örneğin Sri Lanka borçları nedeniyle önemli bir limanının işletme hakkını Çin'e doksan dokuz yıllığına devretmek zorunda kalmıştır. Benzer endişeler kuşak yol girişimi kapsamında projelerle borç yükü artan Kırgızistan gibi ülkeler için de uluslararası çevrelerde sıklıkla dile getirilmektedir. Diğer yandan Rusya Orta Asya'daki tarihî nüfusunu korumak adına finansal araçları uzun zamandır kullanmaktadır. Moskova, Sovyetler sonrası dönemde bölgeye, bölge ülkelerine yeni krediler sağladığı gibi stratejik çıkarları uğruna zaman zaman borç silme jestleri de yapmıştır. 2017 yılında Rusya Hükûmeti Kırgızistan'ın Rusya'ya olan 240 milyon dolarlık borcunu tamamen silen bir kararnameyi onayladı. Amerika Birleşik Devletleri ise Orta Asya'da istikrar ve kalkınmayı desteklemek amacıyla hibe programları ve fonlar oluşturmaktadır. Özellikle C5+1 formatında başlatılan Orta Asya ekonomik direnç girişimi kapsamında ticaret yollarının çeşitlendirilmesi ve enerji projeleri gibi alanlar için 2023 yılında yıllık 50 milyon dolar tutarında hibe verdiğini duyurdu. Ayrıca ABD eğitim ve girişimcilik gibi alanlarda bölge ülkelerine destek sunmaya devam etmektedir. Görüldüğü üzere Çin, Rusya, ABD farklı yöntemlerle Orta Asya'da nüfuz sahibi olmaya çalışmakta, büyük güçlerin bu bölgeye özel ilgisi Orta Asya'nın stratejik konumundan faydalanmaktadır. Enerji koridorları Afganistan'ın Güney Asya'ya komşu oluşu, doğu-batı ticaret hatlarının kalbinde yer alması, Orta Asya'yı rekabetçi bir arena hâline getirmektedir. Böyle stratejik bir bölgede Türkiye'nin aktif olmaması elbette düşünülemez. Bu borç silme anlaşmasının Türkiye-Kırgızistan kardeşliğin daha da perçinlediğini vurgulamak isterim. İki ülke arasında güven ve samimiyetin göstergesi olan bu karar basit bir alacak, verecek meselesi değil, aksine ortak bir geleceğe yapılan değerli bir yatırımdır. Kırgızistan'ın ekonomik olarak rahatlaması ve yeşil kalkınma projelerine odaklanabilmesi bölgemizin sürdürülebilir gelişme ve istikrarının güçlenmesine de katkı sağlayacaktır. Türkiye insani diplomasi anlayışıyla yakın coğrafyasındaki dost ve kardeşlerinin her daim yanında olmayı bu vizyon doğrultusunda Türkiye'nin kaderini ortak bir başarı hikâyesine dönüştürmek için çalışıyoruz.

Ben soruyla ilgili şöyle bir yorum da yapmak istiyorum: Kırgızistan'ın 58,8 milyon dolarlık borcunun silinmesi ilk bakışta öncelikle tartışılmasını gündeme getirebilir ama hem ekonomik hem de rasyonalite hem insani diplomasiyi hem de Türkiye Yüzyılı vizyonuna hizmet eden çok boyutlu bir adımdır. Öncelikle bu borç yeni bir ödeme yapılması anlamına gelmemektedir, 2010'ların başında verilmiş yirmi yıl vadeli ve düşük faizli kalkınma kredisidir. Borcun büyük bir kısmı pandemi ortamında G20'nin borç erteleme girişimi kapsamında ertelenmiş, ardından tahsil kabiliyeti kalmamıştır. Bu alacağı defterde tutmak borç silme kararı açısından da mali bir zarar oluşturmayarak rasyonel

bir süreçtir.

İkinci olarak da mesele sadece mali boyutta kalmayıp aynı zamanda jeostratejik bir tercihtir. Kırgızistan Orta Asya'nın kalbinde Çin'in kuşak yol projesi, Rusya'nın Avrasya Ekonomik Birliği, ABD'nin C5+1 inisiyatifi arasında stratejik bir konumdadır. Türkiye bu bölgede kardeşlik hukuku üzerinde varlık göstermektedir. Kırgızistan'ın borcunun hafifletilmesi onu dış borç sarmalından çıkararak bölgesel dengeyi koruma amacını taşır. Çin'in borç tuzağı diplomasisi, biraz önce de söylediğim gibi, ülkenin kaynaklarını kendisi için kullanma imkânını sağlayan bir süreç oluşturacaktır.

Üçüncü olarak da bu karar sayesinde hem diplomatik hem de ekonomik kazanımlar elde etmektedir. Kırgızistan'la ticaret hacmi kısa sürede 5 milyar dolara çıkarılacak, Türk şirketleri 7 milyar dolarlık enerji, konut ve altyapı projeleri üstlenecektir yani 58,8 milyon dolardan vazgeçip katbekat daha büyük ekonomik alanın da önü açılmaktadır burada. Bu karar insani diplomasi açısından güçlü bir mesajdır. 6 Şubat depreminde de bizim yardımımıza ilk koşan ülkelerden birisi Kırgızistan'dı, biz de kardeşliğimizin gereği bugün onların yanındayız. Halkımızın hakkını yabancıya aktarmak ya da popülist bir jest yapmak derdinde değiliz, vicdani bir stratejiyle birleştiren, devlet aklının sonucu kardeşliği büyütme hedefinde bulunmaktayız.