KOMİSYON KONUŞMASI

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de öncelikle değerli hocama ve Barış Bey'e verdikleri bilgiler için teşekkür ediyorum. Çalışmalarımızın da başta engelli kardeşlerimiz olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Ben çok uzun yıllar Belediye Başkanlığı yaptığım için biraz yaşadığım konularla ilgili değerlendirmeler yapmak istiyorum. Tabii, engelli kardeşlerimizin sorunları çok. Bu yaz boyunca birçok engelli sivil toplum örgütleriyle bir araya geldik, değerlendirmeler yaptık, şikâyetlerini aldık, olması gerekenleri yerinde tespit ettik. Bununla ilgili de bir rapor var elimde, bu raporu ben sizlere biraz sonra takdim edeceğim. Tabii, herkes -klasik bir söz ama- potansiyel bir engelli. Türkiye'nin sekizde 1'i engelli yani bu yüzde 12,5'a tekabül ediyor. Hiç kimse de isteyerek, bilerek engelli olmadı, bu Cenab-ı Allah'ın takdiri, yaşadığı hayat onları bu duruma getirdi ama toplumun tamamının bu engelli kardeşlerimize bir borcu var. Yani bu kardeşlerimizin toplumun içinde soyutlanmadan, herkes gibi, normal vatandaşlar gibi saygı, sevgi görmesi lazım. Bunun için de aslında toplumun topyekûn bir eğitimden geçirilmesi gerekiyor. Bu, olumsuz bir piyango gibi, kime, nerede, ne zaman vuracağı da belli değil. Benim Belediye Başkanlığı dönemimde, bu engelli kardeşlerimiz için, -o zaman Türkiye'de, bu kadar gündemde değildi- biz kendi gücümüzle, kendi gayretlerimizle bu arkadaşlarımızı topluma kazandırmak için birçok çalışmalar yaptık, gayretler gösterdik. Bu arkadaşlarımıza kurslar açtık. Resim, heykel, müzik aletleri ve koro kurduk. Bilgisayar ve kente özgü objelerin hediyelik eşya olarak değerlendirilmesi yapılması için atölyeler açtık. Sosyal eğitimler ve bunları topluma kazandırma yönünde birçok çalışmalar yaptık. Mesela, bir otizmli kafe kurduk, orada sadece otizmli çocuklar, gençler çalışıyordu. İnsanlar oraya gidiyordu ve çok olumlu artılar aldılar değerlendirmeler sonucunda. Tabii, biz dünyada bir ilk yapalım dedik. Ne yapabiliriz? Dünya Engelsiz Kültür ve Sanat Festivali'ni gerçekleştirdik. Benim görevde olduğum, Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde iki yıl bunu gerçekleştirdik ama sonra bizim görev süremiz bitti. Bu konuda da UNESCO'dan ödül aldık. Yine Engelsiz Kent Mersin Ödülü'nü Birleşmiş Milletlerden aldık. Dünyanın birçok bölgesinden engelli sanatçıları Mersin'de buluşturduk. Bu engelli sanatçıların ortaya koyduğu eserler gerçekten çok gurur vericiydi. Zaman zaman kendi kendime sordum: Ya, bunlar mı engelli acaba, biz mi engelliyiz? Çünkü onlar bizim yapamadığımız şeyleri ayaklarıyla, o resimleri, portreleri ağızlarıyla yapabiliyorlardı; ayağıyla gitar çalanlar, ayağıyla ya da ağzıyla resim yapanlar, gözleri görmüyorken resim yapanlar. Otizmli gençlerin o kurduğumuz korolarda söylediği şarkılar ve vatandaştan aldıkları olumlu tepkiler bu gençleri topluma kazandırdı. Tabii, toplumla bütünleşik oldukları zaman da sosyalleştiler. Belki geçmişte evlerinde, ailelerine, annelerine, babalarına sıkıntı yaratan bu çocuklar bu sosyal ilişkilere girdiklerinde, sosyal konularda rol aldıklarında ailelerinde de çok büyük rahatlama olduğunu bizzat bizlere ilettiler. Tabii, bu çocukların hepsi şanslı değil yani büyük bir çoğunluğu aslında hem eğitimlerden mahrum kalıyor hem de aileler yeterince bilinçli olmadığı için bu çocuklar içine kapanık vaziyette. Bir de bunu istismar etmek isteyenler var, onlara da fırsat vermeden bunların tamamına ulaşıp özellikle devletin yapması gereken destekleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmek gerekiyor. Biraz evvel sayın milletvekilimiz söyledi, bu modern araçlarla ilgili, tekerlekli araçlarla ilgili konularda; mesela akülü bir araba almak istiyorlar, akülü arabanın değeri ortalama 20 bin lira ama devletin verdiği destek 500 lira. Yani bu desteği 20 bin lira içerisinde hiç vermeseniz de olur ama aslında bu konularda yapılacak çok iş var, yerel yönetimlerin yapacağı çok iş var. Ben defalarca Almanya'dan bu tekerlekli sandalyeleri getirttim, engellilere dağıttım. Yani bunlar çeşitli hayır kurumları tarafından da organize edilebilir, devletin veremedi kısımlar. Bu konularda yerel yönetimlerin de sorumluluk alarak yani illaki bir görev verilmesi de şart değil, insani bir görev olarak bunları üstlenip bu kardeşlerimize destek vermesi gerekiyor. Yani bu işin geneli yereli yok, hep birlikte bu problemi çözmek konusunda, sorumluluk alarak olayların üzerine gidip bu işleri çözmemiz lazım, bu hepimizin ortak görevi. Ben bu konuda, inşallah bu Komisyonun aldığı kararlarla kardeşlerimizin yaşadıkları engellilerin tek tek ortadan kalkacağına, sıkıntılarının giderileceğine yürekten inanıyorum.

İnşallah başarılı bir şekilde bu mesaileri harcarız ve sonuca ulaşırız diyorum.

Teşekkür ederim.