Komisyon Adı | : | (10/2608,2609,2610,2611,2612,2613) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Komisyonun bugüne kadar yaptığı toplantılara, zirai don olayından etkilenen illerde yapılan çalışma ziyaretlerine, saha incelemelerine ve Komisyon raporuyla ilgili önerilere ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 17 .07.2025 |
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hakikaten çok güzel bir çalışma oldu, sıkıntıları yerinde görmüş olduk.
Ben de şöyle madde madde kendime göre sıraladım bazı şeyleri. Arkadaşlar da belirttiler zaten, bu olay doğa olayı, yine olacak, olacak, hakikaten olacak; çevre, iklim değişmese de olacak; tarihte hep böyle yani bu bir şekilde olacak, o olmazsa sel olacak, başka bir şey olacak, afet olacak.
İkinci madde, devletin güçlü olması gerektiğini anladık ki bunu finanse edebilmek için.
Üçüncüsü, vatandaşın akıllı davranması gerektiğini öğrendik, o da nasıl? Örnek veriyorum, sigorta yaptıracak, zaten yüzde 70'ini devlet kapsıyor; yap kardeşim, bir şekilde sigortanı yap.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yüzde 67.
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Ha, primleri ödeme konusunda eğer zorluğa düşenler olursa devlet o şekilde destek verir ama bunların yapılması gerekli.
Bir diğer madde olarak, TARSİM'de hata var, evet, TARSİM'de hata var. Hatalar var ama bir yönden de düşündüm, hakikaten dünyadaki ender örneklerden biri. Genelde bütün dünyada sigorta şirketleri sigorta şirketi gibi davranır ve para vermeyi hiç istemez, hep almak isterler; genel davranış sistemi budur. Bunu en uygun hâle getirip vatandaşımıza ulaştırabilmek, aslında o sistemin içerisinde revize yapılarak oluşturulabilir diye düşünüyorum.
Halkın zararları karşılansın, vallahi karşılansın, bu sene karşılayalım ama bundan sonraki senelerde halkımıza da söyleyelim ki bence "Efendim, sigortanızı yaptırın." Her zaman devlet güçlü de olmayabilir. Her zaman her şey yolunda da gitmeyebilir ve gitmeyecek zaten; dünya hep mutluluk yeri değil. Ara sıra üzüleceksin, ara sıra sinirleneceksin, dert de olacak, çözeceksin. Mesele bunlara hazırlıklı olabilmek, afetler konusunda da aynı.
ÇKS sisteminin bana göre bir düzene sokulması gerekiyor. Bu, bir ticarethane hâline dönüşmüş, onun engellenmesi lazım. Bu ÇKS'yi ya belirli bir biçime sokalım ya da hakikaten adam çiftçi ise çiftçilik yapsın, İstanbul'da kalıp da çiftçi parası almasın, bir başkasına da kiraya vermezsin. Yapıda bir yanlışlık var, sürdürülebilir bir sistem olmadığı açısından diyorum. Devlet desteği de sürdürülebilir bir sistem olmayabilir. Yarın devlet herhangi bir savaşa girer Allah korusun, bir dert olur, bütçe kısıtlanır; bu, sürdürülebilir bir şey olmaz, mesele sürdürülebilir hâle getirilebilmesi.
Bir diğeri de -bir şeyi öğrendim, ben kendi adıma söylüyorum- her ürün her yerde ekilmez. "Ben kâr yapacağım." diye kalkıp her yere -örneğin ben kendi ürünüm için söyleyeyim- 700-800 metreden yukarıya fındık ekilmemesi lazım, 1.300 metreye kadar çıkmışız. Burada don olacak, bugün olmazsa yarın olacak.
BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Düz arazide de ekmemek lazım.
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Tabii, orman arazisi...
BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Eğimi de...
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Eğim de olayın diğer tarafı. Eğimli olan bölgelerde, o da bizim önerimiz ama Komisyonumuzun sınırları içerisine ne kadar giriyor bilmiyorum.
BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Biz öneri geliştiririz. Tabii, hiçbir şey alanımıza girmiyor değil, bizim görevimiz araştırıp, inceleyip güçlü öneriler geliştirmek ve ilerleyen zamanlarda politika değişimlerini tetiklemek.
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Eğimli arazide yapanlara aslında birazcık destek olmamız lazım veyahut düz araziyi fındık ekiminden -örnek veriyorum ben, kendimiz için diyorum- uzaklaştırma... Adamın oraya başka ürünler de ekmesi lazımdı. Eskiden hep öyleydi, değişik ürün ekilirdi. Şimdi herkes fındığın üzerine gittiği için "Daha fazla para kazanacağım." düşüncesiyle böylece marketlere gitmeye başladı, eskiden kendi evinde ürettiği bütün ürünleri şimdi marketten alıyor domatesinden salatalığına, mısırına varana kadar; bunların hepsi evin önünde değil.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 30 katlı apartmanda nereye ekecek arkadaş ya? Nereye eksin domatesi, biberi?
ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) - Köyden bahsediyor.
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Köyden bahsediyorum, çiftçiden bahsediyorum ya.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Köy mü kaldı?
ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) - Belli bir rakımın üstündeki şeyden bahsediyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Köyde nüfus yüzde 5'e düştü.
İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Yani her yere her ürün ekilmez. Trabzon hurmasını son derece gereksiz yerlere ekmişler. Kâr amacı düşünülebilir evet, kâr açısından doğrudur ama o ürünün yarın öbür gün zarar göreceği muhakkaktır, bugün değilse yarın; olmaması gereken şey. Kişisel hataların sonucu da böyle devlete yüklenemez çünkü devletin de belirli bir katlanabileceği oran vardır. Keşke çok fazla gücü olsa da bedavadan dağıtsa İbrahim Tatlıses'in dolar dağıttığı gibi ama o kadar da olmuyor yani.
İkincisi de vatandaşı beyanını doğru yapması için teşvik edeceğiz, doğru beyan ödüllendirilsin, böylece vatandaş da yalana zorlanmasın. Adam sigortada ürününün zararını fazla göstermek için çalışıyor, öbürü de az göstermek için çalışıyor, ikisi de dürüst davranmıyor. Sigortacı da dürüst davranmıyor, o nereden kırparım diye bakıyor, diğeri ben nereden daha fazla yüklerim diye bakıyor; ikisi de yanlış. Emrolunduğu gibi dosdoğru olmak zorundayız diyorum, bitiriyorum.
Teşekkürler.