YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Sayın Bakanım, konuyu benle başlattınız, herhâlde benle bitecek.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Evet, iki buçuk saati aştık, gayet akıcı oldu.

Buyurun.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Çok kısa konuşacağım yine ve her zaman olduğu gibi. Objektifliğimizi, hassasiyetimizi, iyi niyetimizi, tarafsızlığımızı ve hizmet aşkımızı ilk yaptığım konuşmadan çıkarabilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri tarihinde AK PARTİ'ye kadar yapılanlar ve AK PARTİ'nin yaptıklarını vicdanlı ve meraklı insanların araştırmasına bırakıyorum. Özellikle, sadece ihtiyaçları, maddi ihtiyaçlar değil engellilerin toplumsal itibarı, belki toplumsal haysiyeti konusunda yapılanları meraklılara bırakayım ama burada bir hükûmet ve AK PARTİ güzellemesi yapacakken ben, nasıl bir girizgâh yaptığımı görmenizi isterim, orayı fark etmenizi isterim.

Sonra bir merhamet tarifi yaptım az önce; merhamet "Benim sana ihtiyacım var." demek. Engellilere ihtiyacımız var, engellilere ihtiyacımız var diyerek bu Komisyonu tekrar tekrar hep o mottoyla açalım. Gerçekten engellilere ihtiyacımız var mı? Tekrar tekrar bunu konuşmak gerekir.

Fatma Öncü Bakanım şunu dedi: "Mesele; engellilerin örgütlenmesi, engellilere hizmet, engellilere yapılacak siyaset değil engelsizleri örgütlemek." Sorun engellilerde değil, sorun engelsizlerde. Zira, Ayşe Keşir Hanım'ın söylediği bir başka önemli şey vardı: Bir sakatı aslında babası iyileştirir yani güç, yani iktidar, fallus yani babasıyla kurduğu ilişki; iyileşmesi gereken babalarımız.

Teşekkürler.