| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Adıyaman Milletvekili Resul Kurt ve Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç ile 50 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3186) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .07.2025 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Şimdi, burada, Gençlik ve Spor Bakanlığı personelinin bir anda yaptığı mesainin böyle 1 katı kadar daha mesai yapmasına yönelik bir mesele var. Yani rakamlardan bakınca, işte, şu anda 482 milyon lira buradan bir mesai ücreti çıkıyormuş; bu, 829 milyon liraya yükseliyor, 350 milyon lira bir ilave var. Tabii, para kısmında değilim ben işin, bunun karşılığında bir emek olacak. Yani bir defa bu nereden çıktı? Yani yurt işletmesini yeni filan yapıyor değil devlet, yurdu da var, diğer, hangi alanlarda ise bunlar zaten vardı. Yani bugüne kadar bu kadar fazla bir mesai ihtiyacı yoktu da bu ihtiyaç nasıl ortaya çıktı? Gerçekten, bunu ben merak ediyorum. Ben üniversitede okurken dört yıl Ankara'da Cumhuriyet Yurdunda kalmış bir kişiyim, yurt ortamını filan da bilirim. Yani orada mesaide olan sadece bir gece nöbetçi memurudur, belli bir süre kalır, normal bekçileri vardır; burada temizlikçi olmaz, başka şey olmaz yani bir başka yerde antrenörü filan, bunlar mesaiye kalacak ünvandaki veya pozisyondaki kişiler değil. Yani burada insanın aklına başka başka şeyler geliyor. Ne olacak? Yani bu öğrencileri, böyle biri bizi gözetliyor formatına filan mı geliyor iş? Ne yapılacak? Bu öğrencilerle, sürekli birilerinin gözleri onların üzerinde, bunlar ne yapıyor, ne ediyor, bilmem ne noktasında filan işi bir noktaya mı götürüyorsunuz? Gerçekten bunu anlamak mümkün değil. Yani bu kadar çok aşırı bir çalışmaya, vardiya sistemi gibi bir çalışmaya... Burası fabrika filan değil, buna niye ihtiyaç var? Bu anlaşılabilir değil, gerekçede biz bunları göremiyoruz. Hani, ilk kez kurulan bir sistem olsa filan dersin ki: "İki gün önce böyleydi ama şimdi böyle gerekiyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Öyle değil yani yıllardan beri hizmet veren alanlar bunlar. Bunu ben anlayamıyorum yani gençleri bu kadar çok bunaltmamak lazım, gençlerin yakasından bir düşmek lazım ya. Gençlerin sizden beklediği şey, daha fazla değer görmek istiyor, özgürlük istiyor; siz, daha fazla insanın, gençlerin boğazını sıkalım gibi bir noktaya götürüyorsunuz. Bu kadar memurun gençler üzerinden "Sen ne yapıyorsun? Sen nereye adım attın? Sen bilmem ne yaptın." türü filan bir noktaya gider buradan. Ya, bunu bize hakikaten çok güçlü bir şekilde izah etmeniz gerekiyor. Niye bu kurumlarda böyle bir fazla çalışma ihtiyacı var? Buna bir cevap verirseniz ondan sonra ben tekrar bununla ilgili düşüncelerimi paylaşırım.
Şimdi, tabii, madde 8'i böyle de geçmememiz gerekiyor, ilk girişte ifade ettiğim husus var. Bu madde 8'de siz ne yapıyorsunuz? 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu'nun mülga 35'inci maddesini başlığıyla birlikte değiştiriyorsunuz. Bunu geçen hafta değiştirdik zaten.
RESUL KURT (Adıyaman) - Bir önerge verildi, 31 oldu yani bir redaksiyon hatası olmuş.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani koordinasyon ofislerini kaldırmıyorsunuz.
RESUL KURT (Adıyaman) - Yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Yani onu kaldırmanızı arzu ederdik.
RESUL KURT (Adıyaman) - 31 yerine 35 yazılmış.
CAVİT ARI (Antalya) - Erhan Bey uyarmasa farkında değilsiniz ya.
ERHAN USTA (Samsun) - Böyle çıkaracaktınız bunu ya.
RESUL KURT (Adıyaman) - Önerge hazır, verilmiş yani.
ERHAN USTA (Samsun) - Nerede verilmiş? Niye söylemediniz şeyde o zaman? Böyle bir şey yok. Bakın, işte bunu yapmayın Resul Bey, güzel güzel gidiyoruz, mazlum mazlum oturuyorsunuz, bir şey demiyorsunuz; bunun kurumlar tarafından hazırlandığını siz de kabul ediyorsunuz, biz de kabul ediyoruz ama işi başka noktaya götürmeyelim, birbirimize burada siyaset yapmayalım. Yani bakın...
RESUL KURT (Adıyaman) - 35 yerine 31 yazılmış, maddi bir hata yapılmış.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, bu vahim bir hata. Biz bunu söylemesek, arkadaş, siz... Keşke söylemeseydik, bilseydik söylemezdik. Bu ortaya çıkmamış olsa, biz bunu ortaya çıkarmamış olsak, geçen hafta iradenizin dışında belki hayırlı bir iş yapacaktınız, ayrı bir şey yani geçen hafta kanunlaştırdığınız o madde tekrar şeyden düşmüş olacaktı, onun yerine başka bir madde geçmiş olacaktı; böyle bir şey olmaz. Ya, bunun karşısında biraz mahcup olmak lazım -benim söyleyeceğim şey o- hakikaten biraz mahcup olmak lazım, "Doğru, arkadaşlar, olmaması gereken bir şey oldu." filan demek lazım, yoksa bunu küçümsemenin, bir madde yazılmış öyle böyle filan değil. Hiç kimse yok mu ya? Bunu yazan Bakanlık nerede ya, nerede bunu yazan Bakanlık? Ha bire, 35'inci maddeyi gözlerine kestirmişler, getirip getirip onun üzerine madde çakıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle bir kifayetsizlik, böyle bir yetersizlik olabilir mi? Ama buralardan da geçiyor, biz söylemezsek bu, Genel Kuruldan da çıkacaktı. Ha, o zaman şunu söyleyeyim Gençlik ve Spor Bakanlık temsilcileri de buradayken: Aslında, şu anda yaptığınız bu anlamda doğru yani bilmeden yapıyorsunuz da bu koordinasyon ofislerinin kaldırılması lazım yani bu koordinasyon ofisleri ülkeye yükten başka bir şey getirmeyecek, büyük bir huzursuzluk getirecek, bunun da kaldırılması lazım.
Az önceki sorduğum sorulara ilişkin cevapları verirseniz ona göre tekrar soracağım ilave sorular olabilecek.
Teşekkürler.