İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekillerimiz, çok Değerli Bakan Yardımcılarımız, bürokratlarımız, sivil toplum örgütlerimizin çok değerli temsilcileri ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Özellikle bu kanun teklifinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tabii, muhalefet partisinden arkadaşlar da milletvekillerimiz de bu kanun teklifinin torba kanunu olması hasebiyle çok tenkitlerde bulundular. Haklı oldukları taraflar var, bizde kanunları kod kanun olarak görüşmek isteriz fakat burada, bu yapıda bunu kod kanun olarak görüşmek için kanunun görüşmelerinin daha çok komisyonlarda olması lazım, komisyonlarda işin bitmesi lazım ve dolayısıyla da Genel Kurulda daha az müzakere etmemiz lazım. Şöyle bir şey var: Tabii, bu kanun yapım kalitesini daha da üst seviyeye çekmek için hem bize görev düşüyor hem de muhalefete görev düşüyor ve dolayısıyla da verdiğimiz önergelerin gerçekten de anlamlı olması lazım çünkü sadece konuşmak açısından eş anlamlı kelimeler dahi kullanılarak, hiç anlam değişmeden önergeler oluyor. Normalde bunu Meclis Başkan Vekili veya Başkanı kabul etmeyebilir.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Nerede bu, Genel Kurulda mı?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Genel Kurulda.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Temel kanun görüşüldüğü için öyle Sayın Güneş, mecburiyet var.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani şimdi şöyle bir şey var, bu torba kanun görüşmelerini biz başlatmadık.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Temel kanun görüşmesinden kaynaklanıyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bu, parlamenter sistemde de vardı, bizden önceki dönemdeki sistemde de vardı, Cumhurbaşkanlığı sisteminde de vardı ve dolayısıyla da bu bir zaruret olduğu için torba kanunu konuşuyoruz. Eğer biz bu kanunları daha hızlı bir şekilde, daha düzgün bir şekilde görüşebilsek biz de bunu kod kanun olarak görüşmek isteriz ama eğer biz bunları, bu sistemde, bu İç Tüzük'le kod kanun olarak görüşmek istediğimiz zaman bu görüştüğümüz kanun sayısının belki de onda 1'ini ancak görüşebiliriz ve dolayısıyla da çok...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Niye? Hiçbir şey değişmez.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Değişir çünkü farklı kurumların, farklı ihtiyaçları var ve dolayısıyla da bu ihtiyaçlara cevap veremeyiz.

Diğer taraftan, AK PARTİ iktidarlarında hiçbir şey yapılmadığını söyledi bazı arkadaşlar. Tabii ki buna çok üzüldüğümü ifade etmek isterim. Eğer insanlar yapılanları görmüyorsa arkadaşlar, ya gözlerini kapatmıştır ya kulaklarını kapatmıştır ya da bu konuyla ilgili değildir. Bunlardan ben bazılarını size tekrar hatırlatmak istiyorum: Mesela, eğitimde 343 bin olan derslik sayımızı neredeyse 2'ye katlayarak 613 bine çıkarmışız. Üniversite sayımızı 76'dan 208 bine çıkarmışız. Yine, yükseköğretimde yurt yatak kapasitemizi 182 binden 962 bine ulaştırmışız. Yine, bizden önce sadece 18 bin nitelikli yatak varken hastane yatak kapasitemizi 182 bine, toplam yatak sayısını da 164 binden 270 bine çıkarmışız ve 25 tane şehir hastanesi yapmışız. Bugün şehir hastanelerimiz referans hastanesi olmuş ve birçok ilimizden hastalarımız buraya gelmektedir ve dolayısıyla da iyi ki yapmışız diyoruz.

Bölünmüş yol ağımıza tam 23 bin kilometre ilave etmişiz. Diğer taraftan, asrın projesi olan Marmaray'ı, Orhangazi'yi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, 1915 Çanakkale Köprüsü'nü, Nissibi Köprüsü'nü, Avrasya, Zigana, Ovit, Eğribel, Bolu Tünellerini ve pek çok devasa ulaştırma projesini hayata geçirmişiz. Yine, aynı zamanda yüksek hızlı treni hayata geçirmişiz, 2.032 kilometre yüksek hızlı tren yolu yapmışız. Tarımsal hasılamızı, hocam, 24,5 milyar dolardan tam 74 milyar dolara çıkarmışız. Dolayısıyla da...

SADULLAH KISACIK (Adana) - Emekliye ne vereceksiniz, emekliye?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Onu da söyleyeceğim.

Cumhuriyet tarihinde yapılan barajın tam 3 katını yapmışız.

Tabii ki emeklilerimiz, çalışanlarımız bizim taş tacımız ve dolayısıyla da AK PARTİ iktidara geldikten sonra gerçekten de ekonomide önemli bir büyüme olmuştur. Gayrisafi millî hasılamızı 180 milyar dolardan almış götürmüşüz 1 trilyon 300 milyar dolara çıkarmışız.

SADULLAH KISACIK (Adana) - Ali Babacan zamanında.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yahu, Allah aşkına, gözünü seveyim! Şimdi, diğer taraftan fert başına millî gelirimizi 3.500 dolardan bugün 15 bin dolarlara çıkarmışız. Tabii ki bunlardan emeklilerimiz de istifade etmiştir. Yani burada emeklilerimiz ve çalışanlarımız istifade etmedi diyemeyiz, istediğimiz yerde olmayabilir ama eskiye göre baktığımız zaman önemli bir mesafe katetmişiz. Mesela, iktidara geldiğimizde asgari ücret yüzde 180 TL ve 126 dolara denk geliyordu, 126 dolara. Yılbaşında asgari ücret 635 dolardı, bugün aşağı yukarı 550 dolar yani baktığınız zaman dolar bazında aşağı yukarı 4 kat civarında bir artış olmuş. Yine, aynı şekilde, mesela asgari ücretin satın alma gücüne baktığımız zaman -yani siz bunu özellikle dile getiriyorsunuz- mesela o dönemde 170 litre mazot alırken -mazot bugün pahalı diyoruz, doğru pahalı- bugün 442 litre; aşağı yukarı -yaklaşık- 3 katından fazla mazot alabilmektedir.

Mesela, en düşük emekliyi veriyorsunuz. Burada tabii ki SSK emeklisini veriyorsunuz ama BAĞ-KUR emeklisine gelince ses çıkarmıyorsunuz. BAĞ-KUR emeklisi 2002'de 66 TL alırken bunun karşılığı 43 dolardı, 43 dolardı...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 1'inci kademe... Yapma Allah aşkına ya, 12'nci kademe? Ya, 12'inci kademeye bak!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bugün, ne olursa olsun en düşüğü...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, bunu alan insan yoktu.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bugün -43 dolardan- en düşük emekli aylığı 14.469 TL olup aşağı yukarı 360 dolara tekabül etmektedir. Diğer taraftan, tabii ki biz emeklilerin daha fazla maaş almasını isteriz. Bugün bizi Almanya'yla kıyaslıyorsunuz, doğru, kıyaslamakta haklısınız, biz de oraya gelmek isteriz ama Almanya'nın bizim millî gelirimizin yaklaşık 3-4 katı millî geliri var. Bir de şu var: Arkadaşlar, Almanya'da emekli yaşı 65, bizde -çıkardığımız kanunlarla- bayanlarda 38, erkeklerde 43. 2002 yılında toplam emekli sayımız 6,5 milyon, nüfusumuz 65 milyon; bugün nüfusumuz aşağı yukarı 85 milyon -yaklaşık yüzde 30 civarında bir artış var- emekli sayımız 6,5 milyondan bugün 16,9 milyona çıkmış.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, aldıkları pay azalmış.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Nüfus yüzde 30 artarken emekli sayısı yüzde 260 artmış arkadaşlar. Dünyada hiçbir ülkede 43 yaşında emekli olmak yoktur.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Aldıkları pay azalmış. İsmail Bey, aldıkları pay azalmış.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, sayı artmış; sayı artmış, sayı.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, sayı artmış da aldıkları pay azalmış.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Dolayısıyla da bu gibi konularda biz elimizden geleni yapıyoruz. Tüm bu artışa rağmen biz emeklilere döviz bazında daha fazla vermişiz, gönül ister ki daha fazla olsun. Satın alma gücü bakımından da daha fazla imkân sağlamışız, Yeterli mi? Yeterli değil ama daha da bunu artıracağız.

Şimdi, ben muhalefetten şunu isterim: Siz, iktidara geldiğiniz zaman yapabileceğiniz sözleri verin, yapabileceğiniz önerileri götürün. Şimdi, bakın, ben 2002 yılından beri AK PARTİ belediyelerinde işçilerle ilgili bir grev hatırlamıyorum, hatırlamıyorum böyle bir şey ama sizinle ilgili, aşağı yukarı üç yıl önce filandı, Çankaya'da işçiler greve gitti, hani işçi haklarından yanaydınız ya...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Evet, grev en doğal hakkıdır işçinin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ya, hakkıdır da işçi niye greve gider? Hakkını vermediğiniz için greve gider, sen hakkını versen greve gider mi işçi?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, Allah aşkına, yapma ya! Yapma gözünü seveyim ya!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ya, AK PARTİ belediyeciliğinde greve gitmiyor işçi, CHP'de olunca gidiyor, size düşmanlığı mı var? Hayır, hakkını veremiyorsunuz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şu anda İzmir'deki işçilerin haklarıyla Antep'teki işçilerin hakları bir mi? Ya, bırak Allah'ını seversen!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bakın, bu neyi gösteriyor biliyor musunuz? Siz iktidara gelince neyi yapacağınızı gösteriyorsunuz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bir olaya bu kadar ters yüz yaklaşıyorsunuz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Dolayısıyla da şuna gelmek lazım: Yapabileceğiniz işleri yani iktidar olsanız...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yarın öbür gün memurlar, kamu işçileri greve giderse ne olacak, "Hakkınızı vermiyoruz." mu diyeceksiniz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - ...onlara verebileceğiniz imkânları söylemek lazım, afaki şeyler söylememek lazım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yarın öbür gün memurlar greve gidecekler, ne yapacaksınız?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu, lütfen...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan -tabii, zamanım da çok gitti- biz 15 Temmuz 2016'da terör örgütü tarafından çok büyük bir darbe girişimine maruz kaldık ve bu darbe girişimi neticesinde, özellikle askerîye içinde yuvalanmış olan bu terör örgütüne mensup olan elemanların atılmasıyla da askeriyedeki yapılanmada birtakım değişiklikler oldu, personel yapısında ve dolayısıyla da burada...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, dokuz yıl oldu, dokuz yıl oldu.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - ...çıkardığımız şudur: Normalde diyelim ki subay olmak için harp akademisine gidiyorsunuz...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 2017'de yapıldı düzenleme, erken terfiyle ilgili düzenleme neden yapılmadı?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - ...ondan sonra da diyelim ki hava harp akademisi kurmaylık bölümünü kazandıktan sonra iki yıl daha okuyorsunuz kurmay oluyorsunuz ve kurmay olanlar da korgeneral, orgeneral ve üstü olabiliyorlar. Biz burada ne yapıyoruz? Bu harp akademisi kurmaylık bölümüne denk gelene ne yapmışız? Millî Savunma Üniversitesinden Kuvvet Harp Enstitüsü birimini okuyanlar yine bu haklara sahip olacak demişiz, burada bir sıkıntı yok. Burada getirdiğimiz sadece nedir? Önceden diyelim ki Kara Kuvvetlerindeki muharip birimler, diyelim ki orgeneralliğe, korgeneralliğe yükseliyordu, burada biz demişiz ki bu muharip birimlerdekiler, Deniz ve Hava Kuvvetlerindeki muharip birimler de aynı haklara sahip olsun demişiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başkanım, siz on dakika verdiniz mi bana?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - O bitti, sonraki bir dakika da bitti.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan da şu var: Burada, bu darbe girişiminden sonra ve daha öncesinde kurmaylık sınavlarında haksızlıklar olabildiği ve kurmay subayların sayısının azalmasından dolayı burada biz geçici maddeyle belli bir süre bunlar korgeneral ve orgeneral olabilir demişiz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - "Kurmay olmadıkları hâlde orgeneral olsun." diyorsunuz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bak, belki de bunlar kurmay olacaktı, bilemiyoruz ki o yapıdan dolayı.

Mesela, biz özellikle gençlere çok önem veriyoruz, gençlik kamplarımız var, yurtlarımız var, Gençlik Sporun gençlik merkezleri var, genç ofisleri var ve burada çalışan kardeşlerimiz var. Buralar her zaman dolu olmuyor ve dolayısıyla da biz bunlara bu kanun teklifinde diyoruz ki: Orada çalışan insanlara...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - ...doksan saate kadar ek ücret verelim, nöbet ücreti verelim ve dolayısıyla da buradaki çalışan kişiler mağdur olmasın.

Pek çok madde var, daha sonra maddelere gelince de tekrar konuşuruz diyorum.

Kanun teklifimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, herkesi saygıyla selamlıyorum.