| Komisyon Adı | : | Dilekçe Komisyonu İle İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonu |
| Konu | : | Dilekçe Komisyonu ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonları Üyelerinden Oluşan Karma Komisyon Alt Komisyonunun hazırladığı Kamu Denetçiliği Kurumu 2024 Yıllık Raporu hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .06.2025 |
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, kıymetli üyelerimiz ve misafirlerimiz; ben bu Komisyonda olmadan Kahramanmaraş Hapishanesine 5 kez gittim, çok da milletvekili gitmezmiş oraya ama işin ilginç yanı, bulunduğum farklı gruplardan bir şikâyet almadım; onu söyleyebilirim ama şu var: Hukuk yöneticisi yani gerek teknik anlamda hâkim ve savcılık yapanlar... Sayın Milletvekilim hukukçu olmadığımı söyledi; bizde de ben tıp mensubu olarak bizim idari görevimiz var, bir de kendi tıbbi görevimiz var. Arkadaşlarımız idari görev ile teknik görevlerini bir birine karıştırıyorlar yani infaz kurumlarında idari bir görev işliyorlar. Şimdi, burada ali kıran baş kesen hâkim savcı tavrını devam ettirmeye çalışıyorlar. Hâlbuki, o ayrı bir konu, oranın idaresi, oranın sevki ayrı bir konu ama öbür tarafta hukuk ayrı bir konu. Dolayısıyla, bu infaz kurumlarının aslında ayrıştırılmasında bence yarar olduğunu düşünüyorum -yönetiminde- çünkü aynı şekilde, deprem döneminde Kahramanmaraş'ta yapıldığını bildiğim hâlde altı ay boyunca orayı boş tuttular, dışarıdan nakillere izin vermediler, yavaş yavaş şekilde işi götürdüler çünkü denetim yok, soramıyorsun. Yani anladım, hukuki konuda yani "Sana sormayalım, işine karışmayalım." diyorsun, o ayrı bir şey ama senin burada yönettiğin idari bir şey, buna sormamız lazım bizim ama maalesef bunun sorulmayacağını öğrendik bu çerçevede. Hani yazılı soru önergelerimize cevap verilmiyor; doğrudur, verilmiyor. Ben geçen hafta öğrendim, biz orduevlerine giremiyormuşuz yani milletvekili olarak; onu da fark ettik. Geçen hafta vali, jandarma alay komutanı bir toplantıda bunu dile getirdim, Jandarma Alay Komutanı "Bunun nasıl önerebilirsiniz?" diye bana öyle bir tavırda bulundu. Ben de "Allah Allah, ben yirmi iki-yirmi üç senedir bir şeylerin değiştiğini düşünüyordum Türkiye'de. Demek ki değişmeyen varmış komutanım." deyince biraz tabii, kızardı bozardı kendince ama değişmeyen şeylerin olduğunu da fark ediyoruz. Sadece yazılı soru önergelerimi... Bakın, yenidoğan çetesi olayı çıktığında iyi niyetle Sağlık Bakanından randevu istedim -ben de özel hastane yönettim, başhekimlik yaptım, sağlık müdürlüğü yaptım yani olaylara bakış açımı olumlu şekilde anlatma açısından- üç ay boyunca randevu alamadım, en sonunda geri çekiyorum randevumu dedim, geri çektim. Daha sonra öğrendim ki bunu kibirden yaptığını düşünüyordum ama birebir Komisyonlardaki bakış açımdan anladım ki korkudan yapamıyor, veremiyor şeyini. Bugün itibarıyla biraz alta düşeyim dedim, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısından bir aydır randevu istiyorum. "Eşi Maraşlı." dediler, belki bir torpil yapar falan diye...
BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Sayın Vekilim, biraz konu içinde kalıp toparlayalım mı?
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Yok, ben konu içinde kalmayacağım, öyle bir şey yok yani olanı söyleyeceğim. Ombudsman... Kamuyla ilgili milletvekilinin yaşadığı sıkıntıyı anlatıyorum, şu anda tam bir dilekçe veriyorum, tam bir dilekçe veriyorum; bir milletvekiline, bir kamu kurumunun bakan yardımcısı ve bakanı tarafından nasıl muamele yapıldığını anlatıyorum. Bu da tam da bu kurumun işidir işte, tam da bu kurumun işidir.
BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Anlıyorum ama biz de raporu değerlendiriyoruz.
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Buna müsaade etmeyecekseniz, bunu nereyi anlatacağız? Başka anlatacak bir yer var mı? Ya Meclis kürsüsünde anlatacağım bunu ben ya da burada anlatacağım. Bir kamu kurumunun bürokratı, bakan yardımcısı bürokrattır ve bu bakan yardımcısı bana böyle muamele yapıyor diyorum. Bakanı geçtim, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle zaten...
BAŞKAN SUNAY KARAMIK - O zaman ayrıca dilekçenizi verirsiniz. Bugün burada biz raporu değerlendiriyoruz.
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Tabii ki onu vereceğim ama müsaade edin, burada konuşalım. Müsaade varsa tabii ki. Toplamda üç dakikadır konuşuyorum.
Teşekkür ediyorum.