ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Teklifin 18'inci maddesiyle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna 31/12/2030 tarihine kadar acele kamulaştırma kararı verme yetkisi tanınmakta, ayrıca bu sürenin Cumhurbaşkanı kararıyla beş yıl daha uzatılabileceği öngörülmektedir.

Söz konusu yetki, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27'nci maddesine dayandırılarak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin kurulması amacıyla özel mülkiyete konu taşınmazların mülkiyet devrini hızlandırmayı hedeflemektedir. Ancak bu düzenleme vatandaşların anayasal mülkiyet hakkına doğrudan müdahale anlamına gelmektedir.

Acele kamulaştırma uygulaması istisnai ve olağanüstü durumlar için öngörülmüş bir araçtır. Bu istisnai yöntemin enerji yatırımlarını hızlandırmak adına genel bir idari yetkiye dönüştürülmesi hukuk devleti ilkesini, yargısal denetim hakkını ve mülkiyet güvencesini zedelemektedir.

Kamu yararı adına yapılacak her türlü kamulaştırmanın ölçülülük, gereklilik ve orantılılık ilkeleri gözetilerek şeffaf ve yargı denetimine açık şekilde yürütülmesi esastır. EPDK gibi bir düzenleyici kurumun idari yapı içinde aynı zamanda kamulaştırma kararı veren merci konumuna getirilmesi, yargı ve yürütme arasındaki sınırların bulanıklaşmasına, kamusal gücün keyfî kullanılmasına, vatandaşların hak arama yollarının fiilen devre dışı bırakılmasına yol açabilecektir.

Üstelik bu yetkinin "Beş yıl daha uzatılabilir." şeklinde düzenlenmiş olması, geçici değil kalıcı bir olağanüstü hukuk rejimi yaratmakta, kırsal bölgelerde yaşayan yurttaşların topraklarına el konulma riskini arttırmaktadır. Bu durum yalnızca hukuk devleti ilkesine değil, aynı zamanda ekolojik bütünlüğe, gıda güvenliğine ve kırsal yaşam hakkına da tehdit oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, teklifin 18'inci maddesi temel hak ve özgürlükler ile hukuk güvenliği açısından ciddi sakıncalar içermektedir. Dolayısıyla söz konusu maddenin teklif metninden çıkarılmasını talep ediyoruz.