KOMİSYON KONUŞMASI

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Tamamıyla kanun teklifiyle ilgili konuşacaktım ama bu tekstille ilgili konu açılınca hemen birkaç cümle etmem lazım.

Tekstil, doğrudur, özellikle "nonwoven" tarafında önemli bir problem var ama bunun sebeplerinden bir tanesi de şudur: Bizler Devlet Planlama Teşkilatını ortadan kaldırdıktan sonra yani devletin planlama aklını ortadan kaldırdıktan sonra bütün özel sektöre yatırımlarını yönlendirirken doğru tavsiyelerde bulunmadık. O yüzden de mesela, pandemi sonrasında "nonwoven" tarafında çok büyük yatırımlar olurken Gaziantep'teki tekstilci o yatırımların devamlı, sürdürülebilir olduğunu düşündü, dünyadaki gelişmelere göre biz yatırımlarını yönlendiremedik. O yüzden şunu söylüyorum: Başarılı bir sanayinin arkasında her zaman Planlama Teşkilatı gibi sanayicinin, orta ve uzun dönemde yanında olan, doğru yatırımlarında yol gösteren bir teşkilat olurdu. Dolayısıyla, bizim bu yönetim sistemindeki en büyük problemlerimizden bir tanesi, Devlet Planlama Teşkilatı gibi orta ve uzun dönemli yatırım programlarını yapan ve özel sektöre doğru alanlarda yatırım tavsiyesi veren bir teşkilatın olmaması.

Şimdi konuya dönüyoruz, bu önemli gerçekten, bence bu bize bu kadar hayati bir kanun teklifinde özellikle etki analizinin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu gösterdi arkadaşlar. Bakın, şimdi, biraz önceki tartışma çok önemli bir tartışma. Biz burada kömür çıkarılmaya devam edildiği takdirde bunun ne kadarlık bir iktisadi değeri olduğunu burada, şu komisyonda neredeyse işte zarfın arkasına hesaplayarak yaptık, iktisadi değer böyle hesaplanmaz. İktisadi değeri hesaplamak için bunun bir çıkarma maliyeti vardır ve her kilometre için farklıdır. Yani öyle bir kanun teklifi geliyor ki biz burada işletmeye kömür çıkarmaya izin verdiğimiz zaman ne kadarlık bir iktisadi değer kazanacağımızı bile hesaplamamışız ama temelinde esas bizim baktığımız şey bu değil mi, buna bakmıyor muyuz? Buna bakıyoruz. O yüzden, bakın, etki analizini yapmadığımız sürece bu kanun teklifleri tamamıyla toplumun faydasını sağlamaya yönelik olmayacaktır. Bakın, bir başka şey daha var: Neyi gördük şimdi burada çok önemli bir şekilde? İşveren tarafında, fabrikada çalışan emekçi ile işverenin beraber bir kader ortaklığı olduğunu gördük ama bu tarafta da zeytinliğini kaybetmek üzere olan, buna isyan eden ve çok haklı bir şekilde isyan eden bir taraf gördük. Bir yanda tesisin kapanmasından dolayı korkan işveren; öbür tarafta işini kaybetmekten korkan emekçi; burada toprağını, dolayısıyla bağımsızlığını, iktisadi bağımsızlığını kaybetmekten korkan köylü var ve bu üçünü bir arada harmanlayabilecek, bu üçünün de iktisadi çıkarlarını koruyabilecek ne yok? Arkadaşlar, devlet yok. Yani biz bu insanları birbirleriyle tamamıyla kavga eder ve birbirleriyle karşı karşıya getirecek şekilde bırakmışız. Böyle kamu politikası olmaz. O yüzden de diyoruz ki bir kanun teklifi getirdiğiniz zaman bunun iktisadi etkisine, toplumsal etkisine, sosyal etkisine bakmanız lazım. Ne kadarlık bir istihdam kaybımız olacak? Ne kadarlık bir istihdam kazancımız olacak? Çevresel etkisi ne olacak? Buradaki paydaşlar, oradaki köylü ve fabrika çalışanları nasıl bir araya gelmeyecekler, neden bir toplumsal huzursuzluk olmayacak? Bütün bunların hesaplanması lazım ama bunlar hesaplanmadan bize bir kanun teklifi geliyor. O yüzden de diyorum ki bu, eksik bir kanun teklifidir. Bizler burada milletvekili olarak kanun teklifini getiren sayın milletvekili ve ona burada yardımcı olan Bakanlığın etki analizini mutlaka görmeliyiz. Bu bize ne getirecek, ne götürecek? İşini kaybetmekle, işini kaybetmekten korkusu olan fabrika emekçisi ne kadarlık bir kayıpla karşılaşacak? Biz onun zararını nasıl tanzim edeceğiz? Burada toprağını kaybetmekten korkan oradaki köylü ne büyük bir zararla karşı karşıya, nasıl sosyal riskler var? Biz bunların hiçbirini görmeden, oradaki bölgeyle ilgili hayati bir konuda kanun teklifi hazırlıyoruz ve öylelikle, ön yargılarla hareket ediyoruz. İşte, karşı tarafta bu teklifi çok da fazla detaylarını bilmeden savunan sizler varsınız; bizler de bu tarafta, işin detaylarını bilmeden muhalefet ediyoruz. O yüzden de diyorum ki lütfen bu bir başlangıç olsun ve bu kanun teklifiyle beraber, bizler, topluma, bu tür tekliflerin ne tür etkileri olacağına bakalım. Bir de başka bir nokta daha var, lütfen bundan sonra buna da dikkat edelim: "Adil dönüşüm" diye bir şey var. Bir bölge madenden çıktığı zaman, oradaki emekçiler, orada çalışanlar, orada eskiden oturan köylüler nasıl dönüştürülecekler ki hayatlarını bundan sonra idame edecekler? Yani biz sadece fabrikanın onlara öngördüğü tazminatlarla mı bu köylüleri ya da emekçileri hayatlarına devam etmelerine mecbur bırakacağız? Adil dönüşümle ilgili bizim mutlaka ama mutlaka bir yol haritası hazırlamamız lazım. Madem böyle bir kanun teklifi getiriyorsunuz, madem burada zeytinliklerin yok olmasını ve oradaki köylülerin köyden çıkmasını öngörüyorsunuz, o zaman onlara ne öneriyorsunuz? Yani kanun teklifini hazırlayan sayın milletvekilime soruyorum: Orada toprağını kaybedecek olan, ağacını kaybedecek olan kişilere siz bu teklifte ne öneriyorsunuz? Bunların zararını nasıl karşılayacaksınız? Bunların bundan sonraki yirmi senesini, otuz senesini nasıl karşılamasını bekliyorsunuz? Devlet olarak bunu bize söyleme, daha doğrusu bizden daha çok oradaki köylü kardeşlerimize söyleme mecburiyetiniz var. Bir teklif getiriyorsunuz, orada 15-20 tane köy etkilenecek, 400-500 aile etkilenecek ve bu ailelere etkisini, zararını nasıl tanzim edeceğini teklifte söylemiyorsunuz. Bunu yapmadan nasıl teklif verebilirsiniz siz? Öyle olunca da böyle bir etki analizi olmayınca, zararların nasıl tanzim edileceğini söylemediğiniz zaman da doğal olarak buradaki köylüler, oradaki fabrikadaki emekçiler tedirgin bir şekilde, bir kısmı, teklifi "İşsiz kalacağım." korkusuyla savunuyor, diğer kısmı da "Ben toprağımı kaybedeceğim ve bundan dolayı çok büyük zarar göreceğim." diye karşısında oluyor. İki tarafı da üzmeye, iki tarafı da kızdırmaya, iki tarafın da kaygısını artırmaya hakkımız yok; devlet olarak da hakkımız yok, Meclis olarak da hakkımız yok. O yüzden de lütfen, rica ediyorum, bu kanun teklifini şimdi geri çekin, ondan sonra düzgün bir etki analizi yapalım. Ondan sonra buradaki arkadaşların zararlarının nasıl tanzim edileceğine, o bölgede nasıl adil bir dönüşümü sağlayacağımıza karar verelim. Gerekirse bir alt komisyon oluşsun, ondan sonra tekrardan ben bu teklifi değerlendirelim diyorum.

Teşekkür ediyorum.