| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .06.2025 |
ALİYE COŞAR (Antalya) - Teşekkür ediyorum, Sayın Başkan.
Bu kanun teklifi daha Komisyona gelmeden kamuoyunda büyük bir infial yarattı. İktidarın rantçı anlayışının son örneği diyebiliriz, özel izinle yandaşlara açıkça yol açılmaktadır. Kişiye özel zeytinlik talan yasası çıkarılıyor. Yetmiyor, çıkar çevrelerine, rant gruplarına, özel ÇED'siz bir talan imkânı sunuyor. ÇED süreci devre dışı bırakılarak süper izinle orman ve tarım alanları maden ocaklarına açılıyor. Bir önceki zeytin talan kanunu tüm ülkeyi kapsıyordu, şimdi ise bir alanda âdeta kişiye özel bir zeytinlik talan yasası içeriyor. "Kamu yararı" kılıfı altında saklanılan, kamuoyunun tepkisini çeken bu talan ve rant projeleriyle geleceğimizi yok ediyorsunuz. Zeytinler, ormanlar ve su kaynaklarımız vahşi madencilik ve yandaştan garantili enerji alımı işleriniz yüzünden yok ediliyor. Burada bir şirket için onlarca köyün tüm zeytinlikleri kurban ediliyor, bir bölge halkının tarıma dayalı geçimini ve geleceğini yok ediyorsunuz. Anayasa’nın 169'uncu maddesi açık bir hüküm içerir: "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez." Yine, Anayasa madde 56'da "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." denilmektedir. Maalesef, teklif Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Bu görüşülen kanun teklifinin çevreye ve ormanlara vereceği tahribatın insan sağlığına zararlarını da düşünmelisiniz. Birkaç yandaş şirket daha çok para kazanacak diye kanunlar yok sayılıyor, Anayasa yok sayılıyor. Bu vahşi rant hırsı yüzünden Soma'da, Ermenek'te ve İliç'te yüzlerce işçimiz öldü. Doğayı ve insanları öldüren yeni felaketlere zemin hazırlanıyor. Antalya'dan örnek vermek istiyorum: Neredeyse her hafta bir çevre eylemindeyiz. Antalya'nın Torosları, ormanları, meraları, akarsuları âdeta taş, maden ve mermer ocakları, GES ve HES'ler, orman parkları yapımı için parsellenmiş durumda.
Değerli Komisyon üyeleri, bu teklifi kendi çocuklarımıza, yakınlarımıza ve geleceğimize anlatamazsınız. Doğa katliamının yasallaşması anlamına gelen bu teklif geleceğimizi yok edecek. Küresel ısınmanın yarattığı tehlikeyi artık ülkemiz hissediyor. İklim krizi uzak bir gelecek değil, yakın bir gelecektir, kuraklık artık bir tehdittir. Bu teklif vicdanlarda yara açacak bir tekliftir. Kamuoyunun sesine de buradan kulak verilmelidir. Yenilenebilir enerjiye karşı değiliz ancak yenilenebilir enerji tesislerinin yer seçimleri, kullanılan malzemeler, inşaat sürecinde yaşanan tahribat doğaya zarar veriyor. Yine Antalya'dan örnek vermek istiyorum: Yaşadığım bölgede, Manavgat Oymapınar'da su kaynaklarının yanına ve tarım arazilerine yüzer GES ve sabit GES'ler yapılmak isteniyor. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4'üncü maddesi "Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz." hükmü içermesine rağmen, maalesef, yine, Antalya'nın Korkuteli, Elmalı ve Gazipaşa ilçelerimizdeki meralarda GES yapımı planlanmaktadır ve burada bir AKP'li milletvekilinin "Biz meralara GES yapmıyoruz." sözünü de gerçek dışı buluyorum ve en iyi örneğini de Antalya'dan vermek istiyorum. Birkaç yandaş şirket para kazanacak diye bölge halkının ekonomik faaliyetine, tarım ve hayvancılığın zarar görmesine neden olacaktır. Bu kanun teklifiyle meralar artık amacı dışında kullanılacaktır. Antalya'da bile GES yapımına uygun onlarca alan olmasına rağmen su kaynakları, tarım arazileri ve meralarda ısrar ediliyor. Bu yenilebilir enerji yatırımı değil, yeniden rant yatırım hâline geliyor, bölge halkının tepkisine rağmen hâlâ bu yanlışta ısrar ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİYE COŞAR (Antalya) - Bir dakika daha.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sayın Vekilim, tamamlayın lütfen.
Buyurun.
ALİYE COŞAR (Antalya) - EPDK'ya 2030'a kadar verilen acele kamulaştırma yetkisi maden, ormanlar, tarım alanları, mera ve su kaynaklarını tehdit altına sokmaktadır. Cumhurbaşkanına verilen beş yıl uzatma yetkisi ise bu talan düzeninin süresiz hâle getirilmesinin önü açılıp talanı kurumsallaştıracak hâle getirilmektedir. Bu kanun teklifi, terk edilen maden sahalarında rehabilitasyonla ilgili ciddi sorunlar varken sorunu daha da derinleştirecek bir kanun teklifidir. Bu kanun teklifiyle ormanlar, meralar, tarım alanları, zeytinlikler, su kaynakları gibi ülkenin bütün varlıkları maden ocaklarına ve GES'lere feda ediliyor. İktidar, meraları, su kaynaklarını ve ormanları yok etmeyi hedefleyen bu rant düzenini korumak istiyor. Bir an önce kamuoyunda infial yaratan bu kanun teklifinden vazgeçilmelidir.