Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .06.2025 |
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Değerli milletvekilleri, günlerce biz bu kanunu tartışacağız. Büyük ihtimalle eğer Genel Kurulda da geçerse, kanunlaşırsa Anayasa Mahkemesine gitme ihtimali çok yüksek. Birçok maddesi aslında Anayasa'ya aykırı, ben birkaçından bahsedeyim, öyle devam edelim.
Bu maddeyle Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen Cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlık ettiği ve çeşitli bakanlardan oluşan bir kurul oluşturulması planlanmakta. Bu kurulun yetki ve işleyişi ise Cumhurbaşkanlığı yönetmeliğine bırakılmaktadır. Bu durum yasama yetkisinin yürütmeye devredilmesi anlamına gelmekte, dolayısıyla Anayasa’nın 7'nci maddesinde belirtilen yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi açıkça ihlal edilmektedir. Kurulun yetki alanı çevresel etkilerden kamulaştırma süreçlerine kadar çok geniş olup Meclis denetiminin dışına çıkarılmak istenmektedir. Ekoloji ve mülkiyetle ilgili yüksek etkili kararlar, tek taraflı, yürütme organı kararlarına da bırakılmaktadır.
Kanunun 3'üncü maddesinde de problemler var. 3'üncü maddeyle getirilen "Belirli süre içinde görüş bildirilmemesi hâlinde izin verilmiş sayılır ve izin vermiş kurumlar ÇED sürecinde olumsuz görüş veremez." yönündeki düzenlemeler hukuk devleti ilkesine, Anayasa’nın 2'inci maddesi ve idarenin şeffaflık ve hesap verilebilirlik yükümlülüğünü ortadan kaldırmaktadır.
4'üncü maddeyle getirilen stratejik ve kritik madenler için acele kamulaştırma yetkisi mülkiyet hakkına açık bir müdahale de teşkil etmektedir. Anayasa’nın 35'inci maddesi mülkiyet hakkını güvence altına alırken 46'ncı madde ise ancak gerçek anlamda kamu yararı bulunan ve kanuna uygun işlemlerle kamulaştırma yapılacağını belirlemektedir. Burada da problem var.
16'ncı maddede ise 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca imar planlarını onaylama ve uygulama yetkisi belediyelere ve il özel idarelerine aittir. Oysa bu maddeyle ön lisans veya üretim lisansı bulunan rüzgâr ve güneş enerjisi tesislerinin imar ve ruhsat işlemlerinin doğrudan merkezî bakanlıkça yapılabileceği düzenlenmektedir. Böylesi bir durumda mahalli idarelerin anayasal yetki alanı gasbedilmektedir, âdeta bir yetki gasbı yaşanmış olacak. Anayasa’nın 127'nci maddesi gereği yerinden yönetim ilkesi açıkça ihlal edilmek isteniyor burada. Katılımcı planlama, yerel denetim ve demokratik karar alma süreçleri kapsam dışında tutulmaktadır. Burada en doğru olan, en gerçekçi olan toplum taleplerini dikkate alarak bu kanunun tümden geri çekilmesidir.
Saygılar.