Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .05.2025 |
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan teşekkür ederim.
Şimdi, bizim gerçekten bu paket içerisinde olumlu gördüğümüz ama yine ciddi manada da eksik gördüğümüz bir madde. Olumlu olan kısmıyla ilgili daha önceki düzenlemeden farklı olarak suçun... Daha doğrusu bu yararlanma noktasında ciddi manada kapsam genişletildi ama "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar hariç olmak üzere" denilerek aslında bir noktada bizim "siyasi tutsak" dediğimiz siyasi mahpusların hariç tutulduğu bir maddeden söz ediyoruz.
Aslında, burada "toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen" diye... Şimdi bu değerlendirmeyi Nevroz Vekilim de sordu, Onur Vekilim de kısmen değindi, genele ilişkin konuşurken biz de az çok söyledik ama bu değerlendirmeyi kim yapacak? Bu değerlendirmeyi yapacak olan idare ve gözlem kurulları ise bu idare ve gözlem kurullarının âdeta bir paralel mahkeme gibi davrandığını da düşünecek olursak acaba sağlıklı kararlar verebilecekler mi?
Yine, devamında, aslında madde metninin yazılmasından kaynaklı sanki bir mantık hatası da var yani bir çelişki ve aslında madde metnini boşa düşüren bir mantık hatası da var. Onu da şöyle ifade edeyim: "...usule göre maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilen..." Şimdi, az önce biz Adli Tıpla ilgili, ihdasla ilgili bir önerge vermiştik, o reddedildi tabii ama "kesin" ibaresinin oradan çıkarılmasını söylemiştik ama reddedildi. Netice itibarıyla "ağır bir hastalık veya ağır engellilik nedeniyle ceza infaz kurumunda kalamayacağı tespit edilen" deniliyor; dolayısıyla bu, Adli Tıbbın kesin raporuyla olabilecek bir durum, doğru mudur Müdürüm?
Şimdi, bu kesin değerlendirmeyi Adli Tıp yaptı, hastalık nedeniyle tek başına kalamayacağı noktasında raporunu verdi -ki biz onu eleştiriyoruz, onun da değiştirilmesini gerektiğini söylüyoruz- 1'inci sorum şudur: Adli Tıpla ilgili bu düzenlemenin sonrasında doğabilecek sorunları da gidermek adına, evet, şu an önergemizi reddettiniz ama Adli Tıbbın bu "kesin" deme usulüne ilişkin, raporlardaki o "kesin" ibaresine ilişkin bir düzenlemeniz olacak mı yakın zamanda? Çünkü bu sorun teşkil edecek.
İkincisi: Şimdi, Adli Tıbbın kesin olarak hastalık nedeniyle verdiği rapordan sonra, kişinin artık cezaevinde kalamayacağı, tek başına cezaevinde kalamayacağını, yaşamını idame ettiremeyeceği tespit edildikten sonra konutta infazına devam edileceği noktasında değerlendirme yapılma kısmına geçiyor. Peki, bu noktada olan, ağır hasta olan birinin toplum için tehlike oluşturup oluşturmayacağı noktasında yeniden bir değerlendirmeye ihtiyaç var mı, zaten ağır hasta. Bu "ve" gibi bir cümleyle, bağlaçla birine bağlayıp iki koşulu yan yana koyup... Yani ağır hasta olan birinden topluma nasıl bir tehlike olmasını bekliyoruz? Nedir bu? Yani bu hakikaten... Şimdi, söyleyince kızıyorsunuz ama gerçekten bu düşman ceza hukuku yani. Kanser hastalığına yakalanmış ama nedir? Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olan biri kanser hastalığına yakalanmış, biz artık onun toplum yönünden tehlike barındıracağını nasıl düşünebiliyoruz? Ya, bu kanun maddesi düzenlenirken bu düzenleme yapılırken hakikaten bu tartışıldı mı, konuşuldu mu? Size göre de gereksiz değil mi 2 şartın yan yana konulması? Yani bu, siyasi tutsaklar, siyasi mahpuslar için, evet, olumludur; buna hayır demiyoruz. Ama bu kapsamdan "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar" kısmını da çıkarıp bütün mahpusların... Zaten kanser hastasıysa dâhil edilmesi mümkün değil miydi ya da ağır bir hastalığı varsa... Burada neden suç ayrımı yapıyoruz, kişi ayrımı yapıyoruz; gerek var mı buna?
Son cümlemi söylüyorum: Burada, bir yandan, Adli Tıbbın ki buna yönelik tekrar ediyorum, bir değerlendirmeniz var mı, bu sorunun cevabını merak ediyorum. İkincisi: Hakikaten size göre de bu madde metni kaleme alınırken bir mantık hatası yapılmamış mı?