Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .05.2025 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Değerli arkadaşlar, belki de bu, teklif içerisinde demokratik tepki hakkına, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına, anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasına karşı olan 3 tane maddeden birincisi.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Bülbül, ben de anlamakta güçlük çekiyorum, sizin o şeye bağlamınıza ben de güçlük çekiyorum ya!
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Anlatacağım, işte anlatacağım.
Şimdi, benim sorum şu: Hangi toplantı ve yürüyüş hakkının kullanımında, hangi toplu, kalabalık yerlerde birisi çıkardı silahı aldı, kurusıkı attı? Örnek verin. Şimdi, ben hem siyasetin içindeyim hem toplumsal olaylarla ilgili, toplumsal davaların koordinatörüyüm. Yani ben bu işi görmedim, duymadım. Saraçhane'de öyle bir şey oldu mu, başka yerlerde bir şey oldu mu?
Şimdi, bakın, anayasal haklarını kullanmak isteyenlere, vatandaşa karşı alttan giren, üstten giren böyle yasa değişiklikleriyle bu işe girmeyelim.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Somut bir örnek verir misiniz?
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Dediğiniz şey maddede yazmıyor ki, dediğiniz şey yazmıyor ki!
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Bakın, geleceğim.
Arkadaşlar, biz buraya gelirken Yargıtay kararlarına, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına hukukçu, Yargıtaydan tutun BAM'lardaki ve en ilk derece mahkemesindeki arkadaşlarla beraber oturuyoruz, çalışıyoruz, öyle geliyoruz; kendimiz de ceza hukukçusuyuz yani uzaydan gelmiyoruz. Bakın, anlatıyorum size, tane tane anlatıyorum.
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Hani bütün hepsi bizim adamımızdı yargının?
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Hangi?
Bakın, net söylüyorum, 2028'de iktidara geldiğimiz zaman ilk yapacağımız işlem şu: Parti üyesi olup da -hangi partiden üye olursa olsun- hâkim, savcı olanlar hizmet içi eğitime alınacak. Buradan geçeyim, yola çıkayım. Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı kalmadı; parti üyeliği yapmış, yöneticiliği yapmış 7 bine yakın hâkim, savcıyla çıktık karşınıza. Yazık ya! Böyle bir şey olabilir mi ya!
Arkadaşlar, şimdi, benim elimde kararlar var, biraz önce okudum, Sayın Orhan Bey'le karşılıklı konuştuk. Devam ediyorum, suçun tanımında silahla ateş etme veya patlayıcı madde kullanımı zorunlu unsur olarak kullanılan aletin TCK'nin 6'ncı maddesindeki silah tanımı içinde bulunması gerekiyor arkadaşlar; bu, açık ve net. Bu hangi suç? TCK'nin 170'inci maddesinde sayılan suç. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin uygulamasına göre özellikle ses ve gaz fişeği atabilen silahlarla -örneğin, kurusıkı, çocukların oynadığı torpil gibi- yapılan eylemler 17'nci madde kapsamına girmiyor. Yargıtay kurusıkıyla ateş etme eylemini 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 36'ncı maddesi kapsamında, kişilerin huzur ve sükûnunu bozan gürültü olarak değerlendiriyor. Bakın, kişilerin huzur ve sükûnunu bozan gürültü olarak değerlendiriyor ama birden ihtiyaç hasıl oldu, hemen aldık, bunu koyduk, ondan sonra da topluluklarda yapılan durumlarda da hemen 15'inci maddeyle ağırlaştırdık, nitelikli hâle koyduk. Söz konusu teklifle, Yargıtay tarafından oluşturulan içtihat, yerleşik içtihat... Arkadaşlar Yargıtayın bu içtihatları böyle şeyden gelmedi, uzun yıllardan beri süzülerek geliyor. Söz konusu teklifle, Yargıtay tarafından oluşturulan içtihadı ortadan kaldıracak şekilde ses ve gaz fişeği atabilen silahlarla yapılan eylemi 5326 sayılı Kanun kapsamından çıkararak 5237 sayılı Kanun'un 170'inci maddesi kapsamına alma ihtiyacının nedenini ortaya koyamadınız. Burada Adalet Bakanlığından gelen arkadaşlarımız da koyamadı ve bu konuda da ilk imzacı arkadaşlar da koyamadı. Ne ihtiyacı var?
ORHAN KIRCALI (Samsun) - İfade ettik Süleyman ağabey.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Ya, bir saniye...
Buna ilave olarak, teklifle 5237 sayılı Kanun'un 170'inci maddesine eklenen 2'nci fıkrayla, 170'inci maddede tanımlanan suçun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarısından 1 katına kadar artırılabilir; çok önemli bu. Burada birinci soru ne? "Toplu olarak bulunulan yerlerde" tanımı, kapsamı nasıl belirlenecek Hocam? Dinliyor musun Hocam? Bakın, sorum açık: "Toplu olarak bulunan yerlerde" tanımı, kapsamı nasıl belirlenecek yani yerin niteliği ve bulunma amacı nasıl belirlenecek? Örneğin, kaç kişi? Bulunulan yer kapsamında gösteri yerindeki polis de bu sayıya girecek mi? Bu düzenleme Anayasa’nın 13'üncü maddesine açıkça aykırı arkadaşlar. Ya, 13'üncü maddeyi artık ezberleye ezberleye, anlata anlata bir hâl olduk ya! Yani temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının kanunla yapılabileceğini ama özgürlüklerin, hakların özüne dokunulamayacağını, ölçülülük ilkesi olması gerektiğini söyleye söyleye bıktık ama siz de yasaya aykırı, Anayasa'ya aykırı kanunları getire getire bıkmadınız.
Devam ediyorum. Bu düzenleme Anayasa’nın 13'üncü maddesine aykırıdır ve TCK'nin 3'üncü maddesindeki "Fiilin ağırlığıyla orantılı bir cezaya hükmedilir." ilkesiyle çelişmektedir. Bakın, TCK'nin 3'üncü maddesindeki "Fiilin ağırlığıyla orantılı bir cezaya hükmedilir." ilkesiyle çelişmektedir. Örneğin, teklifin kanunlaşması hâlinde kişilerin toplu olarak bulundukları bir yerde kurusıkı tabancayla bir el ateş edilmesi durumunda verilebilecek hapis cezasının alt sınırı bir yıl altı aydan iki yıla, üst sınır ise yedi yıl altı aydan on yıla kadar olacaktır. Özetle, üst sınırdan ceza verilmesi durumunda iki yıldan on yıla kadar hapis cezası verilecektir. Bu cezaya benzer ağırlıktaki cezalar TCK'da nitelikli yaralama, yağma ve kişi hürriyetinden yoksun kılma. Bununla ilgili birçok suç daha var, suçlarla ilgili tayin edilebilmektedir. Yani bu çerçevede, bu suç tipini, bu düzenlemeyi yapmaktaki amacınız nedir sorusunu soruyorum Adalet Komisyonu üyesi olarak.
Teşekkür ederim.