Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .05.2025 |
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, üzerinde konuştuğumuz kanun teklifinin üç ana amaca hizmet ettiği görülmektedir: Birincisi, toplumun huzur ve güvenliğini tehdit eden suçlara karşı daha caydırıcı ve etkili tedbirler almak ve bu amaçla bir ceza politikası oluşturmak. İkincisi, cezanın yalnızca bir yaptırım değil, aynı zamanda bir ıslah aracı olarak etkinleştirilmesini sağlamak. Üçüncüsü ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının oluşturduğu boşlukları doldurarak hukuk devletine yaraşır bir yasal zemini sağlamlaştırmaktır.
Kanun teklifiyle özellikle şiddet içeren suçlar, trafikteki tehditler, genel güvenliği kasten tehlikeye sokan eylemler ve bireylerin dokunulmazlığına yönelen fiillerle daha etkili mücadele edilmesinin amaçlandığı aşikârdır. Bu anlamda Türk Ceza Kanunu'nun birçok maddesinde ceza miktarında artışa gidilmiştir. Elbette ki bu ceza artışları vatandaşlarımızın sokakta, trafikte, evinde, işinde gücünde, kendini güvende hissetmesini sağlamak adına atılan adımlardır. Örneğin, teklifin 13'üncü maddesinde trafikte alkol ya da uyuşturucu madde etkisi altında araç kullananların cezası artırılmaktadır. Tam bu noktada ifade etmeliyim ki Kasım 2024'te benim de ilk imza sahibi olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Meclise verdiğim bir kanun teklifinde aynı doğrultuda bir öneriyi gündeme getirmiştik ve TCK'nın 179'uncu maddesinde yapılacak değişiklikle alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde araç kullanan kişilerin cezasının bir yıldan iki yıla kadar artırılmasını ifade etmiştim, kanun teklifinde de altı aydan bir yıla kadar artırıldığını görüyoruz.
Yine, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde ses ve gaz fişeği atabilen silahlarla ateş açmak yalnızca kabahat değil, ceza hukuku bakımından da bir suç hâline gelmektedir. Yine aynı mahiyette sayılacak bir başka kanun teklifimizde de -yine 4 Kasım 2024'te- tabii silah vasfına dönüştürülebilen ses veya gaz fişeği atan silahları satın alan veya taşıyanları cezalandırılmasını ve bu amaçla bu suçların cezalarının artırılmasını önermiştik. Dolayısıyla bu hususlarda düzenlemeye gidilmesi son derece memnuniyet vericidir.
Yine, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde ulaşım araçlarına yönelik saldırılar, düğünlerde silah sıkmak gibi fiillerin cezası artırılarak toplumsal huzurun korunması yönünde önemli adımlar atılmaktadır. Bu adımlara katkı sunmak adına bir hususu dikkate çekmek isterim. Havaya ateş edilen bir merminin yere düşerken neden olduğu yaralanma veya ölüm olaylarını tanımlamak için kullanılan yorgun mermi vakaları artık azımsanmayacak düzeydedir. Bu tür olaylar ise genellikle düğünler ve toplu eğlencelerde meydana gelmekte ve maalesef giderek yaygınlaşmaktadır. Havaya ateş edildiğinde yere düşen mermi çekirdeği veya kovanlar kriminal inceleme için soruşturma birimlerine gönderilse de Emniyet ve Jandarma kriminal arşivlerinde sadece suçta kullanılmış silahlara ait yiv, set ve iğne izleri kayıtlıdır. Diğer silahlara ait bu bilgiler arşivlerde bulunmadığı için merminin hangi silahtan ateşlendiğini tespit etmek genellikle mümkün olmamaktadır. Bu şekilde de ülkemizde yorgun mermiyle yüzlerce insanın hayatını kaybettiğini bilmekteyiz. Biz de bu amaçla, bu sorunun önüne geçmek amacıyla yine Aralık 2024'te Meclis Başkanlığına vermiş olduğumuz bir kanun teklifinde Türkiye'de üretilen ve veya yurt dışında üretilip ülkeye ithal olunan silahların sahiplerine teslim edilmeden önce Makine ve Kimya Enstitüsü Anonim Şirketi tarafından yapılacak deneme atışlarıyla yivli set izlerinin ve kovan izlerinin kurum arşivlerine kaydedilerek Jandarma ve Emniyet kriminal laboratuvarlarıyla paylaşılmasının zorunlu hâle gelmesini önermiştik. Bu sayede bilinçsiz silah kullanımını önemli ölçüde azaltacağımızı, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini artırabileceğimizi ve suçluyu bulma noktasında da bir kolaylık sağlayacağını düşünüyoruz.
Değerli Başkanım, kıymetli Komisyon üyeleri; ceza infaz rejimi cezanın etkili ve adil şekilde uygulanmasının en kritik halkasıdır. Bu teklifle hükümlülerin cezaevinde geçireceği asgari süre yeniden düzenlenmekte, bir yıllık maktu denetim serbestlik süresinin istisnasız uygulanmasının yol açacağı adaletsizliklerin önüne geçilmektedir. Artık ceza alan herkes cezasına orantılı bir şekilde cezaevinde kalacak ve cezanın ıslah edici amacı gerçek anlamda hayata geçirilecektir.
Ayrıca, çocuk hükümlülere ilişkin düzenlemelerde onların topluma kazandırılmasına, eğitimle desteklenmesine ve yeniden suç işlemelerinin önlenmesine yönelik daha esnek ve insani bir yapı oluşturulmaktadır. Çocuk eğitimevlerinin kapsamı genişletilmekte, özel infaz usulleri penoloji biliminin önerdiği şekilde düzenlenmektedir.
Bu kanun teklifi yalnızca mevcut eksiklikleri gidermekle kalmıyor, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda noterlik hukuku, medeni usul hukuku ve internet yayıncılığı gibi alanlarda belirsizlikleri gidererek hukuki güvenliği artırmaktadır. Bu teklif bir bütün olarak değerlendirildiğinde adalet sisteminin hem içeriğini hem uygulama biçimini daha insan odaklı, daha öngörülebilir ve daha caydırıcı, daha kapsayıcı hâle getirmektedir çünkü adaletin gerçek anlamı mağduru korumakla, suçluyu ıslah etmekle, toplumu huzurlu kılmakla ortaya çıkar.
Sonuç itibarıyla, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin yalnızca teknik bir düzenleme değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, adaletin erişilebilirliğini ve kamu düzenini güçlendirme vizyonu çerçevesinde ortaya konulan hedefleri pratiğe dönüştürme çabası olduğunu ifade ediyor, kanun teklifine destek vereceğimizi ve bu sebeple de bu kanun teklifinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.