Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .05.2025 |
HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, Bakanlığımızın değerli bürokratları ve basın mensupları, milletvekili arkadaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni özellikle Anayasa'ya aykırılık yönünden ele almak ve görüşlerimizi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum çünkü karşımızda hukuki belirlilik ilkesine aykırı, eşitlik ilkesini zedeleyen, masumiyet karinesini tartışmalı hâle getiren ve hukuk devleti anlayışını temelden sarsan bir teklif var. Bu teklif sadece bir infaz düzenlemesi değil, hukukun üstünlüğüne bir meydan okumadır.
Önce, hepimizin bildiği, kamuoyunun da yakından takip ettiği 31 Temmuz düzenlemesinin yarattığı hukuki çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. Aynı suçu işlemiş iki insan, biri serbest, diğeri içeride. Aradaki fark nedir? Sadece ve sadece cezanın ne zaman kesinleştiği. Benzer durumda olan hükümlüler arasında sadece cezanın kesinleşme tarihine göre farklı muamele yapılamaz. Bu, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Ama siz ne yapıyorsunuz? Aynı suçu işlemiş insanlara sadece dosyanın -yoğunluk nedeniyle- ne zaman kesinleştiğine göre farklı uygulamalar getiriyorsunuz. Bu, hukuki güvenlik ilkesine aykırıdır; bu, eşitlik ilkesine aykırıdır ve açıkça ifade ediyorum, bu, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.
Şimdi teklifin 3'üncü maddesine gelelim. Bu maddeyle 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 126'ncı maddesi yeniden düzenleniyor ancak getirilen düzenleme Anayasa’nın 2'nci maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesiyle açık bir şekilde çelişmektedir. Neden mi? Çünkü teklifin 3'üncü maddesinde yer alan ifadeler, disiplin suçlarını ve cezalarını düzenlerken "nitelik ve ağırlığı itibarıyla benzer eylemler" gibi son derece muğlak ve belirsiz ifadeler kullanmaktadır. Anayasa Mahkemesi ne diyor? Belirlilik ilkesi hukuk devleti ilkesinin temelidir. Bir yasa hangi fiilin hangi hukuki sonucu doğuracağını açık bir şekilde öngörebilmelidir. Kanun, vatandaşın hangi davranışının hangi sonucu doğuracağını açıkça göstermelidir. Ama siz ne yapıyorsunuz? "Nitelik ve ağırlığı itibarıyla benzer eylemler" ifadesiyle hangi davranışın hangi cezayı gerektireceği konusunda belirsizlik yaratıyorsunuz. Bu ifade keyfî yorumlara ve uygulamalara açık bir kapı bırakıyor, hukuki güvenliği zedeliyor, öngörülebilirliği ortadan kaldırıyor. Bu nedenle, teklifin 3'üncü maddesi Anayasa’nın 2'nci maddesine yani hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır.
Ve gelelim teklifin bir diğer vahim düzenlemesine, Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleriyle ilgili 28'inci madde değişikliğine. Adli ve idari yargıdan gelen Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerine Yargıtay ve Danıştay üyeliği kapısını açıyorsunuz ama avukat ve öğretim üyesi kökenli HSK üyelerini tamamen dışlıyorsunuz. Bu ne demektir? Anayasa’nın 10'uncu maddesindeki eşitlik ilkesine açık bir aykırılıktır. Aynı görevi yapan, aynı sorumluluğu taşıyan, aynı yükümlülükleri yerine getiren insanlar arasında böyle bir ayrım yapmak hukuk devletiyle asla bağdaşmaz. Bu düzenleme çalışma barışını bozar, yargının tarafsızlığına gölge düşürür.
Son olarak, teklifin 23, 24 ve 25'inci maddeleri de Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesini karşılamayacak düzenlemeler olup bunu maddeler görüşülürken ifade edeceğiz. Anayasa Mahkemesinin daha önce iptal ettiği hükümleri farklı ambalajlarla yeniden getiriyorsunuz. Bu Meclisin görevi, iptal edilen düzenlemeleri makyajlayıp geri getirmek değildir. Görevimiz, hukuka uygun yasalar yapmak, vatandaşın haklarını korumaktır. Bunun yanında, diğer konuşmacı arkadaşlarımın söylediklerine ilaveten, bu yasa teklifi, gerçekten altı aylık bir çalışmanın sonucunda boş bir torba olarak gelmiştir. Şimdi burada, Cumhuriyet Halk Partili ve YENİ YOL Partili vekil arkadaşlarımın da bahsettiği gibi, eğer Adalet ve Kalkınma Partisi bu kanunu getirip bayramdan önce muhalefeti de gece saatlerinde yorup da çıkarırım diye düşünüyorsa boşa yormayın, biz İYİ Parti Grubu olarak bayramın dört günü dâhil olmak üzere çalışmaya hazırız.
Bence bu teklifi geri çekip bayramdan sonra akıllı uslu bir infaz kanununu hep beraber yapalım diyorum, saygılar sunuyorum.