KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyoruz.

Bugün böyle bir teklifte bulunuyoruz, çıkarsa hayırlı olur diye düşünüyoruz. En azından, ehliyeti alınan vatandaşlara bir nebze olsun işlerini görebilmeleri ve yeni bir hayata adapte olmalarını sağlamış oluruz. Şimdi "öngörülebilirlik" ve "ölçülülük" ilkesi, her türlü devlet müdahalesinin amaç ve hedefe uygun olarak orantılı olması gerektiğini ifade eder, Anayasa’nın 13'üncü maddesinde de bu açıklanmıştır. Bu ilke devletin vatandaşlarına karşı uyguladığı cezaların aşırı ve keyfî olmamasını ve ceza ile suç arasında makul bir denge kurulmasını zorunlu tutar. Ehliyet affı, "ölçülülük" ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde toplumun genel güvenliği ve adalet anlayışı açısından önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu affın gerekliliği bir yandan hatalı sürücülere düzeltme ve yeniden başlama fırsatı sunmasıyla, diğer yandan ceza sisteminin dengesini korumasıyla açıklanabilir. İlk olarak, ehliyet affı hatalı sürücülere bir düzeltme hakkı ve ikinci bir şans sunmaktadır; ikinci olarak, ceza sisteminin dengesi ve adaleti göz önünde bulundurulmalıdır. Trafik cezaları genellikle ceza alınan davranışın ciddiyetine göre belirlenmelidir ancak bazı durumlarda cezalar söz konusu ihlali oranına orantısız biçimde ağır olabilmekte veya sürücüler için çalışma hakkı ve hürriyetini ortadan kaldırıcı etkiye sahip olabilmektedir. Ehliyet affı bu tür durumlarda adaleti ve dengeli bir ceza sistemini sağlamak için önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçekleştirdikleri trafik kuralı ihlalleri nedeniyle altı ay, iki yıl, beş yıl gibi sürelerle Karayolları Trafik Kanunu'na göre sürücü belgesine el konulan yurttaşların sayısı azımsanmayacak düzeye ulaşmıştır. Ülkemizde 1 milyonu aşkın sürücünün çeşitli trafik kuralı ihlalleri sebebiyle sürücü belgelerine el konulmuş durumdadır. Bu kişiler arasında mesleği şoförlük olan yurttaşlarımız da mevcuttur. Trafik cezalarının ve sürücü belgeleri üzerinden alınan kararların toplum üzerinde büyük etkileri olduğu açıktır ancak trafik kuralı ihlali neticesinde sürücü belgesi geri alınan birçok vatandaş mesleği şoförlük olduğu için işsiz kalmakta, aile hayatında büyük sorunlar yaşamakta, geçim sıkıntısı çekmekte, sosyal yaşantısı büyük oranda etkilenmektedir. Bu durum ülkemizde yaşanan ekonomik buhranın da etkisiyle büyük mağduriyetler yaratmaktadır. Bu çerçevede, ehliyet affı "ölçülülük" ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde hatalı sürücülere ikinci bir şans verilmesi ve ceza sisteminin dengesinin korunması açısından gereklidir ancak affın uygulanması sürecinde adaletin sağlanması ve toplumun adalete güveninin korunması da önemlidir. Bu sebeple, ölümle ve yaralanmayla sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücüler ile uyuşturucu ve uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücülerin ehliyet affının kapsamı dışında bırakılması toplumsal adaletin tecelli etmesi bakımından gerekli görülmektedir. Bu gerekçeler doğrultusunda ölümle ve yaralanmayla sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet veren sürücüler ile uyuşturucu ve uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücülerin ehliyet affının kapsamı dışında bırakılmak suretiyle sürücü belgeleri geri alınan tüm vatandaşların bir defaya mahsus olarak affedilmesi ve sürücü belgelerinin kendilerine iade edilmesi amacıyla işbu kanun teklifini sunma zorunluluğu hasıl olmuştur.

Teşekkür ederim.